Hayatın içindeki küçük ayrıntılar

Anne Kız, Harikasın!

Anne Kız, Harikasın!

ELİF TÜRKÖLMEZ

Çınar Yayınları

Öykülerin hiçbirinin gerçek olmadığını düşünebileceğiniz gibi hepsinin aslında gerçek olduğunu da düşünebilirsiniz bir yandan, çünkü gerçeğin utanç verici hâlini de kendi üslubunca süsleyip görünür hâle getirmiş öyküleriyle. 

ADALET ÇAVDAR

Kısacık öykülerin bize anlattığı ya da hatırlattığı uzunca hikayeler vardır. Bir an durup düşünmenizi sağlarlar. Kimsenin görmediğini düşündüğünüz bir ânın içerisinde izlenmişsiniz ya da o ânı hatırlarken izleniyormuşsunuz gibi hissedersiniz. İnsana en çok kenar mahalleler verir bu duyguyu. Görülmediğinizi düşündüğünüz o kuytuda keşfedildiğinizi anladığınız ânda şımarmaya başlarsınız, tepeye çıkmadan. Kendinizi, geçmişinizi, bugününüzü, o ânınızı ve yarınınızı sevmeye başlarsınız yüzünüze düşen o azıcık kinayeli tebessümle. Merhametten uzak bir aklın size dair bir bildiğinin olduğunu söylemesidir mesele. Bir nefes alırsınız.

Gazeteciliğiyle tanıdığımız eski Radikal ekibinin genç kuşağından olan Elif Türkölmez'in Çınar Yayınları tarafından yayınlanan ilk öykü kitabı Anne Kız, Harikasın! hayatın içerisindeki küçücük anları ve ayrıntıları anlatıyor. O ayrıntıların içerisinde komşularınızı, elâlemi, annenizi, anneliğinizi ve çocukluğunuzu anımsamanızı, görmenizi, bulmanızı sağlıyor. Biraz gerçek, biraz fantastik, biraz olası hikâyeler Türkölmez'in anlattıkları. Öncesi ya da sonrası olmayan sadece bir ânı ve durumu anlatan hikâyelerin kahramanlarını okudukça küçücük kitabın, küçücük ve tıka basa dolu bir mahalle olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz. “Bir evin kapısı kapanınca o evin içerisinde neler olduğunu kimse bilmez” sözü aklınıza düşüyor, yan evle birleşik olan duvarlarınıza kulak kabartmanızı ya da evden çıkarken mahallede denk geldiğiniz ve adını sanını hiç bilmediğiniz komşularınızı merak etmenizi sağlıyor.

Hayatın içindeki küçük ayrıntıları abartarak anlatmayı tercih etmiş Türkölmez. Öykülerin hiçbirinin gerçek olmadığını düşünebileceğiniz gibi hepsinin aslında gerçek olduğunu da düşünebilirsiniz bir yandan, çünkü gerçeğin utanç verici hâlini de kendi üslubunca süsleyip görünür hâle getirmiş öyküleriyle. 80 sayfalık kitabı elinizden bıraktığınızda size kalan bir bütünlük değil, parçalanmışlık oluyor. Ânın içerisinde kendince deliren ve deliliğinden asla çekinmeyen, kendinden utanmayan insan hikâyeleri okurken, kenar mahallerden geçip, apartman dairelerinin eğretiliğinde kayboluyorsunuz.

Kitabın adından hikâyelerin kadın hikâyeleri olduğu kanısına varmayın. Kadınlık öykülerin ana kahramanlarından biri olsa da asıl mesele insanın kaybolduğu ve anlatamadığı küçük saçma anların toplamında. Bir kuytuya saklanıp oradan bir çoğumuzu görmüş Elif Türkölmez. Sonra mutfak masasına kurulup yemek kokuları eşliğinde hepimize hepimizi anlatma ihtiyacı duymuş. Yalnızlığı bir parça olsun elimizden değil ama içimizden almak istemiş.

Elif Türkölmez'in içinde yaşadığı başka bir kadın olduğuna inanıyor insan öyküleri okurken. Genç yaşında sanki içinde kendi eliyle ördüğü yeleğini sırtına takıp cam kenarında artık gelmeyecek olanların gelmesini bekleyen bir hanım anne ile beraber yaşıyor gibi. Para cüzdanları, tül etekler, ütü masaları, kâğıt helvalar, boğazda kalan dondurmalar, yoksulluklar ve yoksunluklar var öykülerinde. Güldüğünüz ama içinizin hep bir yerinden cız ettiği. Kıvamında bir acıyı gönlünüze salıveren. Türkölmez, gazetecilikle başladığı yazım hayatına öyküleriyle devam ederken ayrıntıların bu kadar peşine düşmesi meslek hastalığı olsa gerek. Bir ilk öykü kitabı olarak oldukça keyifle okunan bir kitap üretmeyi başarmış.

İnsanın kendini kabulü sanırım en çok bu olmadık yerden karşısına çıkan kendisini severek oluyor. Anne Kız, Harikasın!, aldım, kabul ettim bana tuttuğun aynayı demenin ve kendi gözünün içindeki o kıvılcımı gören insanların kitaplıklarında gördükçe gülümseyecekleri bir kitap.