Gündem

Zeytin Dalı Harekâtı'nda bir ay geride kaldı; neler yaşandı, ne kadar ilerleme kaydedildi?

ABD'nin Münbiç'te yaklaşık 2 bin kadar askeri bulunuyor

20 Şubat 2018 14:54

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile birlikte 20 Ocak'ta hava operasyonuyla, Suriye'nin kuzeybatısında bulunan Afrin'e yönelik başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı, bugün birinci yılını dolduruyor.

Karadan giren birlikler, TSK'nın hem top atışı hem de havadan desteğiyle Afrin içinde ilerlemesini sürdürüyor. Zaman zaman bazı noktalarda sert çatışmaların yaşandığı bildiriliyor.

BBC Türkçe; Genelkurmay Başkanlığı ve Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) açıklamaları, Suriye'deki silahlı muhalif örgütlere yakınlığıyla bilinen Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi ile sosyal medyada bölgeden gönderilen mesajlardan derlediği verilerle Zeytin Dalı Harekatı'nın birinci ayını askeri açıdan inceledi.

Suriye'de Kürt nüfusun en yoğun olduğu yerlerden biri olan Afrin, 2012 yazında ordunun geri çekilmesinden bu yana Kürt Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) silahlı kanadı Halk Savunma Birlikleri'nin (YPG) kontrolü altında bulunuyor. YPG, Suriye'nin doğusunda ABD'nin Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile mücadelesindeki en önemli müttefiklerinden biri olan SDG'nin da omurgasını oluşturuyor.

Türkiye ise PYD'yi ve YPG'yi PKK'nın bir kolu olarak görüyor ve "terör örgütü" olarak tanımlıyor. Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamalarda operasyonun hedefi, "Suriye'nin kuzeybatısında Afrin bölgesinde, PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ'a (IŞİD) mensup teröristleri etkisiz hale getirmek" olarak tanımlanıyor.

Sınırın Kilis'in karşısındaki kısmı büyük oranda alındı

BBC Türkçe'nin derlediği verilere göre, operasyonun ilk bir aylık döneminde kara, top atışı ve hava bombardımanı ile birlikte yürütülen askeri harekatın Bülbül, Afrin şehir merkezi, Cinderes, Busreya Dağı ve Racu kentinde yoğunlaştığı görülüyor.

Bu noktalardan yalnızca Bülbül ve Busreya Dağı, şu ana kadar el değiştirmiş bulunuyor. TSK ve ÖSO güçleri, Racu'ya yakın bazı noktaları ele geçirdi ve bu kentin civarındaki bölgelerde sert çatışmalar yaşanıyor.

Ayrıca TSK ve ÖSO'nun Suriye sınırının Kilis'in karşısındaki bölümünün önemli bir kısmını ele geçirdiği görülüyor. Hatay üzerinden Suriye'ye giren birlikler de Afrin'in batısındaki sınır hattının yarısından biraz fazlasını ele geçirmiş bulunuyor.

Genelkurmay Başkanlığı, 19 Şubat itibariyle aralarında bir belde merkezi ve 52 köyün de bulunduğu 78 noktanın ele geçirildiğini açıkladı.

Suriye Gözlemevi de TSK ve ÖSO güçlerinin Afrin'de bulunan köylerin yüzde 10'unu kontrol altına aldığını belirtti.

Şubat'la birlikte çatışma ve kayıplar artıyor

Zeytin Dalı Harekatı'nın ilk ayında 32 asker yaşamını yitirdi. Özellikle Şubat ayında TSK ile ÖSO birliklerinin hem batıdan hem de doğudan ilerlemeye çalışmasıyla birlikte çatışmaların da şiddetlendiği ve can kayıplarının arttığı görülüyor. TSK açıklamalarına göre, bir aylık dönemde 170 asker de yaralandı.

En fazla askerin yaşamını yitirdiği gün olan 10 Şubat tarihinde 12 askerin hayatını kaybettiği açıklandı. İki asker, Afrin'de bir helikopterin düşürülmesi sonucu yaşamını yitirdi. Diğer askerler ise girilen çatışmalar sonucu hayatını kaybetti.

ÖSO'de şu ana kadar görülen can kaybı konusunda ise net bir bilgi bulunmuyor.

Genelkurmay Başkanlığı, harekatın ilk günlerinde ÖSO'daki can kayıplarına dair açıklamalar yapmış olsa da ilerleyen dönemlerde günlük ya da haftalık bilgilendirmelerinde bu bilgiye yer vermemeye başladı.

Londra merkezli SOHR, operasyonda ölen ÖSO'luların sayısının 200 civarında olduğunu söylüyor.

YPG ve SDG de 400'den fazla ÖSO savaşçısını öldürdüklerini öne sürüyor.

Yine Şubat ayı başlarında Suriye'nin doğusunda bulunan Menbiç, Haseke ve Kamışlı'dan takviye güç taşıyan bir konvoyun hükümetin kontrolü altındaki bölgeden geçerek üç taraftan kuşatılmış olan Afrin'e ulaştığı da bildirildi.

Hava harekatında yavaşlama

Genelkurmay Başkanlığı'nın haftalık yaptığı basın açıklamalarında, Zeytin Dalı Harekatı'nın özellikle ilk iki haftasında hava bombardımanının yoğun şekilde yapıldığı görülüyor.

Ancak son iki haftada hava bombardımanıyla vurulan hedeflerin sayısı önemli ölçüde azaldı.

Bunda Rusya Hava Kuvvetleri'ne ait bir savaş uçağının 3 Şubat'ta İdlib'te düşürülmesinin ardından yaşanan gelişmeler önemli rol oynuyor.

Türkiye'de bazı basın organlarında, Rusya'nın jetinin düşürülmesinin ardından savunma sistemlerini devreye alarak, Suriye hava sahasını bir süreliğine kapattığı ancak daha sonra tekrar açtığı yönünde haberler yer aldı.

Ancak hava sahasının yeniden açıldığı yönündeki haberlere rağmen, hava operasyonları ve imha edilen hedef sayısında herhangi bir artış olmadı.

Genelkurmay Başkanlığı, 12-16 Şubat haftasında toplam 47 hedefin imha edildiğini açıkladı. 3-11 Şubat tarihlerinde imha edilen hedef sayısı 89'du.

Öldürülen YPG'li sayısında büyük farklar

Operasyonun ilk bir ayında gerek asker gerek savaşçı gerekse de sivil kayıplarla ilgili farklı ve çelişkili açıklamaların geldiği görülüyor.

Genelkurmay Başkanlığı, dün yaptığı açıklamada, harekatın başlangıcından bu yana "etkisiz hale getirilen terörist sayısının 1641 olduğunu" duyurdu.

Genelkurmay Başkanlığı açıklamalarında, bu sayıyı "bölgeden elde edilen bilgilere" dayandırdığını söylüyor.

Ancak gerek SDG'nin gerekse de SOHR duyurduğu sayılar bunun oldukça altında kalıyor.

SDG, 12 Şubat'ta harekatın ilk 23 gününe dair yaptığı açıklamada, 98 savaşçısının öldüğünü duyurdu.

Pazar günü de biri İspanyol, biri Fransız ve diğeri de Hollandalı olmak üzere üç yabancı savaşçının Afrin'de öldürüldüğü açıklandı. Böylece SDG ve YPG'nin açıklamalarına göre, kendi kayıp sayıları da 100'ü geçti.

SOHR'ya göre, YPG ve SDG tarafındaki kayıp sayısı 197.

Sivil kayıp tartışmaları

Zeytin Dalı Harekatı'nın birinci ayında en fazla tartışılan konuların başında sivil kayıplarla ilgili açıklama ve iddialar geliyor.

Aralarında Birleşmiş Milletler'in (BM) de olduğu bazı kuruluşlar, Afrin yönetimi ve SOHR, Zeytin Dalı Harekatı'nda sivillerin de yaşamını yitirdiği yönünde açıklamalar yaptı.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Sözcüsü Stephane Dujarric, operasyonun başlamasından kısa bir süre sonra yaptığı açıklamada, "bombardıman ve çatışmalar nedeniyle bazı sivillerin öldüğünü" söyledi.

Birlemiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) de operasyonun birinci haftasının sonunda "11 çocuğun öldüğü ve daha fazlasının da yaralandığına dair" bilgiler eline ulaştığını açıkladı.

SOHR'a göre de, operasyonun başlangıcından bu yana 70'ten fazla sivil hayatını kaybetti. SDG ise sivil can kaybının 180 olduğunu iddia ediyor.

Türkiye ise operasyonda sivillerin hedef alınmadığını söylüyor. Başbakan Yıldırım, BBC Türkçe'ye verdiği mülakatta, Zeytin Dalı Harekatı'nda hiçbir sivil hayatını kaybetmediğini vurguladı.

Genelkurmay Başkanlığı da, BBC Türkçe'nin sorularına yazılı verdiği yanıtta, "Zeytin Dalı Harekatıyla ilgili yapılan yazılı ve sözlü tüm açıklamalarda da vurgulandığı üzere harekat esnasında sadece teröristlere ait hedefler vurulmakta, sivil/masum kişiler ile çevrenin (arkeolojik kalıntılar, tarihi özelliği olan yapılar, dini ve kültürel varlıklar vb.) zarar görmemesi için her türlü dikkat ve hassasiyet gösterilmektedir'' dedi.

Operasyon ne kadar daha sürecek?

Operasyonun birinci ayının sonunda sınırın Suriye tarafının önemli bir kısmı YPG'den alınmış bulunuyor.

BBC Türkçe'ye bir mülakat veren Başbakan Binali Yıldırım, sınırdan içeriye 30 kilometre derinlikte bir güvenli bölge oluşturulmasının planlandığını ve Afrin kent merkezinin de buna dahil olduğunu söyledi.

TSK, şu aşamada Afrin kent merkezine top atışı ve hava operasyonları düzenledi. Güvenlik uzmanları, TSK ve ÖSO güçleri üç koldan Afrin'e doğru ilerlerken, kent merkezlerine doğru çatışmaların şiddetlenebileceğine dikkat çekiyor.

Ayrıca, Suriye hükümetini destekleyen grupların ya da ordunun Afrin'e konuşlandırılması da çatışmaların şiddetini artırabilecek bir diğer gelişme olarak gösteriliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Afrin'in ardından operasyonun Kürt ve Araplar tarafından yönetilen ancak güvenliğini SDG'nin sağladığı Menbiç'e kadar genişletileceğini açıkladı.

ABD'nin Münbiç'te yaklaşık 2 bin kadar askeri bulunuyor ve burayı IŞİD'le mücadele konusunda stratejik önemde görüyor.

Türkiye ise eski Başkan Barack Obama'nın YPG'nin Fırat Nehri'nin doğusuna çekileceğine dair söz verdiğini ve bu kapsamda Kürt silahlı grupların Menbiç'ten ayrılması gerektiğini savunuyor.