Gündem

Zarrab'ın ortağı Zencani'den 17 Aralık itirafı: İstanbul'a 1.5 ton altın getirdik!

"İran'daki iki banka parayı Türkiye’deki Halkbank’a transfer etmek istedi"

24 Kasım 2015 10:10

İran’da devleti 2.8 milyar dolar dolandırdığı iddiasıyla idam cezasıyla yargılanan İranlı iş adamı Babek Zencani, dünkü duruşmada; Gana’dan yolcu uçağıyla İstanbul’a 1.5 ton altın getirdiklerini ve bu altını İstanbul’dan Dubai’ye götürdüklerini itiraf etti. Ancak Zencani Dubai’de altının ‘sahte çıktığını’ öne sürdü. 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması dosyasında, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettişi’nin Gana’dan sahte evrakla Türkiye’ye gelen 1.5 ton altın yüklü uçakla ilgili bilirkişi raporunda, sahte belgelerle Gana’dan Türkiye’ye gelen uçağın ülkeye girişi sağlanamayınca yine sahte belge ile 114 TL’lik bir ceza ile Dubai’ye uçtuğu anlatılmıştı.

Hürriyet'ten İpek Yezdani'nin haberine göre, Reza Zarrab’ın ortağı olarak bilinen ve İran’ın petrol parasından 2.8 milyar doları kendi zimmetine geçirdiği iddiasıyla “fesat fil arz” (yeryüzünde fesat işlemek) suçlamasıyla Tahran’daki Devrim Mahkemesi’nde yargılanan İranlı işadamı Babek Zencani’nin duruşmasına dün devam edildi.

Mehr haber ajansı başta olmak üzere İran basınının ve İranlı kaynakların bildirdiğine göre duruşmada, 2013 yılında Türkiye Gümrük Bakanlığı Başmüfettişi’nin hakkında rapor hazırladığı, Gana’dan yolcu uçağıyla Türkiye’ye getirilen ve Türkiye’den Dubai’ye götürülen 1.5 ton altın gündeme geldi. Hakim Ebul Kasım Salavati, Zencani’ye “Afrika’dan getirdiğin 1500 kilo altın nerede?” diye sordu.

 

Kaçak yük ihbarı

 

Zencani, Hakim Salavati’nin 1.5 ton altının Afrika’dan Türkiye’ye, oradan da Dubai’ye nasıl götürüldüğünü şöyle anlattı:

“Afrika’dan A. isimli şahıs bizden 5 milyon dolar avans peşin ödeme aldı. Benim temsilcim, iki gözetleme memuruyla birlikte Türkiye’den bir yolcu uçağıyla 1.5 ton altın almak üzere Afrika’ya gittiler. Afrika’ya gittikten sonra bizi aradılar ve ‘Altınları gördük, Afrika Gümrüğü’nden bu malı çıkartmak için 1 milyon dolar istiyorlar. İzin veriyorsanız malı uçağa yükleyelim’ dediler. Onlara hiç bir belge olmadan 1 milyon dolar ödedik. Altınlar yüklendi. Uçak İstanbul’a geldi. Ancak maalesef A. isimli kişi bu uçağın içinde ‘kaçak yük’ var diye İstanbul polisine bilgi vermiş. İstanbul polisi gümrükte uçağa el koydu ve bizden belgeleri istedi. Biz de elimizde olan belgeleri gümrüğe gösterdik.

 

Afrikalılar yakalandı

 

Ancak İstanbul Gümrüğü ‘Bu belgelerin aslını istiyoruz’ dedi. Ben de A.’ya ‘Bu belgelerin aslı nerede?’ dedim. ‘Belgelerin aslı için 5 milyon dolar istiyorlar’ dedi. Biz de mecburen 5 milyon dolar daha ödedik. Nihayetinde toplamda 11 veya 12 milyon dolar para ödedik. Gümrük’te fazla para alınmaması için gösterilen belgelere içinde ‘bu yükler gerçek değil, sunidir’ yazıldı. Ve nihayet yük İstanbul’dan Dubai’ye gitti. Dubai’de yükün sahibi gözüken M. isimli şahıs bizim adamlarımızla birlikte gümrükten yükü çıkarmak için gittiler. Ancak o zaman külçe altın denilen külçelerin üzerine akrilik dökülmüş olduğunu fark ettiler. Daha sonra bu işi yapanlar Afrika’da yakalandı ve (Afrika’da sahte altınları satanlardan) ikisini yakalayıp hapse attılar.”

 

Reza Zarrab'a komisyon sorusu

 

Hâkim Ebul Kasım Hakim Selavati ayrıca Babek Zencani’ye, İran’daki Parsian Bankası ve Sarmayeh Bankası aracılığıyla Reza Zarrab’a ait Safir Altın isimli şirkete 445 milyon Euro transfer edilip edilmediğini ve Zarrab’a 12 milyon Euro komisyon ödenip ödenmediğini sordu. Zencani bu soruyu şöyle cevapladı:

“İran Merkez Bankası’nın parası, Parsian ve Sarmayeh Bankaları’nın hesabındaydı. Bu iki banka parayı Türkiye’deki Halkbank’a transfer etmek istediler. Dolayısıyla hem bu iki banka, hem de Halkbank komisyon kesti. Aslında Zarrab komisyon almadı, 12 milyon Euro bankaların kestiği komisyondu.”

 

Altın yüklü uçak raporlara yansıdı

 

17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması dosyasında, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettişi’nin Gana’dan sahte evrakla Türkiye’ye gelen 1.5 ton altın yüklü uçakla ilgili bilirkişi raporunda, sahte belgelerle Gana’dan Türkiye’ye gelen uçağın ülkeye girişi sağlanamayınca yine sahte belge ile 114 TL’lik bir ceza ile Dubai’ye uçtuğu anlatılmıştı. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettişi tarafından 18 Aralık 2013 tarihinde; Gana’dan sahte evrakla Türkiye’ye gelen 1 buçuk ton altın yüklü uçakla ilgili bir rapor hazırlamış, raporda, 2013 yılı Ocak ayında ULS havayollarına ait uçakla külçe altınların Gana mevzuatına uygun olmayan bir şekilde kaçak olarak yurt dışına çıkartıldığı” ve söz konusu uçağın kiralama bedelinin Babek Zencani’ye ait Kont Grup Kozmetik Ltd. Şti. tarafından ödendiğini ileri sürülmüştü. Zencani, İran’ın ambargo nedeniyle uluslararası dolaşıma sokamadığı paraları, “altınla” ödeme yaparak, Türkiye’deki İran asıllı işadamı Reza Zarrab üzerinden Türkiye’ye sokmakla suçlanmıştı.

 

Mineral numune

 

Raporda; altının tüm çıkış evraklarında hem de Türkiye Gümrük Bölgesi’ne giriş yaptığı beyanında ve diğer belgelerinde bin 500 kilogram olarak beyan edilmesine karşın, 14 milyon 600 bin dolar değerindeki 292 kilogram altının herhangi bir beyana, gümrük işlemine tabi tutulmaksızın Türkiye’ye sokulduğu kaydedilmişti. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettişi tarafından 18.12.2013 tarihinde hazırlanan 201356-2 sayılı soruşturma raporunda, İstanbul’da günlerce bekletilen uçağın “Gana’dan sahte evrakla ticari değeri olmayan ‘mineral samples-mineral numune’ bildirimiyleTürkiye’ye getirildiği ve ülkeye sokulmak istendiği” anlatılmıştı. Raporda, sahte belgelerle Gana’dan Türkiye’ye gelen uçağın ülkeye girişi sağlanamayınca yine sahte belge ile 114 TL’lik bir ceza ile Dubai’ye uçtuğu belirtilmişti.

 

Memur Teoman fenomen olmuştu

 

17 Aralık yolsuzluk operasyonunun ardından internete sızdırılan ses kayıtları sosyal medyada “Memur Teoman” fenomenini yaratmıştı. Tapelerde Teoman Dudak adındaki gümrük memuru, Babek Zencanı’nin ifade verdiği 1.5 tonluk altın transferine yönelik bütün ısrar ve vaatlere rağmen rüşveti kabul etmemişti. Kayıtlarda “Teoman’a neler yaptım, ne vaatler ne şeyler. Yok yok adam almıyor” demesi tartışılmıştı. Daha sonra ortadan kaybolan Memur Teoman Dudak’ın Bakanlık tarafından yapılan açıklamada sürgün edilmediği İstanbul’da görev süresi dolduğu için Gaziantep’e atandığını açıklanmıştı.