Gündem

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı: Kendine gel Türkiye

"Kardak üzerindeki Yunan egemenliği, 1923 Lozan Antlaşması uyarınca apaçık ve tartışma götürmezdir"

18 Nisan 2018 16:43

Avrupa Birliği'nin (AB) hem yasama sürecini başlatan hem de yürütme organı olan Avrupa Komisyonu'nun 2018 İlerleme Raporu'nda, Türkiye'ye yönelik eleştirilerde Ege ve Doğu Akdeniz'de Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti ile yaşanan gerilimler de yer aldı. Türk Dışişleri'nin rapora verdiği yanıtta "Kardak kayalıkları, karasuları ve bunun üzerindeki hava sahası münhasıran Türkiye'nin egemenliğinde bulunmaktadır'' demesi ise gözleri Atina'ya çevirdi. 

Türkiye'nin 'Kardak'la ilgili sözlerinin ardından Yunanistan Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ''Avrupa Komisyonu'nun eleştirileri yine Türkiye'de sanrılara yol açtı. Türkiye'ye kendine gelip Avrupa Komisyonu'nun raporunu imajını düzeltmek için özeleştiri yapmaya yönelik elverişli bir araç olarak kullanmaya çağırıyoruz'' dendi.

Türkiye'yi Avrupa hukukuna saygı göstermeye davet eden Yunan Dışişleri, ''Türkiye kasten yasadışı pozisyonunu tekrarlayarak Ege'deki yasal statünün tamamen uluslararası hukukun teminatı altında bulunduğu olgusunu görmezden geliyor. İmia (Kardak) üzerindeki Yunan egemenliği, 1923 Lozan Antlaşması, 1932 Türk-İtalyan Sözleşmeleri ve 1947 Paris Antlaşması uyarınca apaçık ve tartışma götürmezdir" açıklamasında bulundu. 

"Sınırları Lozan Antlaşması belirliyor"

Yunanistan'dan bir yanıt da Savunma Bakanı Panos Kammenos'dan geldi. Yunanistan Parlamentosu’nda Savunma ve Dış Politika Komitesi’nde konuşan Bakan Kammenos, Dışişleri Bakanlığı’nın Kardak kayalıkları üzerindeki hava sahasının Türkiye’ye ait olduğu yönündeki açıklamasına "Türkiye ile Yunanistan’ın sınırlarını Lozan Antlaşması’nın belirlediğini ve bunun da “hem NATO hem de Türkiye için bağlayıcı” olduğunu söyledi.

'Bu mesele deniz sınırlarının belirlenmesinin önündeki engellerden biridir'

Türk Dışişleri'nin sitesinde ise 'Başlıca Ege Denizi Sorunları' başlığı altında şu uyarı yapılıyor:

''Türkiye uluslararası alanda geçerliliği olan enstrümanlarla açık bir biçimde Yunanistan’a bırakılmış olan adalar, adacıklar ya da bu tür formasyonlar üzerinde herhangi bir hak iddia etmemektedir. Ancak Ege Denizi’nde egemenliği açık olarak Yunanistan’a bırakılmayan birçok adacık ve coğrafi formasyon olduğu da tartışmasız bir gerçektir. Bu tartışmalı coğrafi formasyonlardan bazıları Türkiye’nin Ege Denizi sahillerine çok yakındır. Aslında bu mesele, iki ülke arasındaki deniz sınırlarının belirlenmesinin önündeki engellerden biridir.''

1923 Lozan Antlaşması'nda İtalya'ya devredilen adacıkları tanımlamak için kullanılan 'bağlı adacıklar' ifadesinin içeriği 1932'de Türk-İtalyan Sözleşmeleri'nde doldurulmaya çalışılmış, 1947 Paris Antlaşması'yla da ismen sayılan adalar ve 'bitişik adacıkları' Yunanistan'a devredilmişti.

Lozan Antlaşması'nın 'bağlı', Paris Antlaşması'nın 'bitişik' olarak nitelediği adacık (ve kayalıkların) hangi coğrafi formasyonları (ve özellikle de Kardak kayalıklarını) içerip içermediği, Ankara ile Atina arasındaki en tartışmalı konulardan biri.

22 yıl önce savaşın eşiğinden dönüldü

Ocak 1996'da Figen Akat isimli Türk bandıralı bir geminin Kardak kayalıklarında karaya oturması sonucu Türk ve Yunan kurtarma ekipleri arasında çıkan anlaşmazlık sonucu patlayan Kardak Krizi, iki ülkeyi savaşın eşiğine getirmişti. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in gönderdiği SAT ve SAS komandoları denizden taarruza geçip kayalıklara Türk bayrağı dikmişti.