Gündem

Yemen'de Suudi Arabistan ablukasının bedelini ödeyen siviller

Gıda fiyatlarındaki büyük artış yüzünden, aileler bazen akşam yemeği yemeden yatağa giriyor

15 Kasım 2017 12:21

Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon, iddia ettiği silah kaçakçılığını engelleyecek yeni bir sistem kurulmadığı sürece, Yemen'deki isyancı Husilerin kontrolündeki hava ve deniz limanlarının açılmasına izin vermeyeceğini açıkladı.

Koalisyon, Husilerin başkent Riyad'a bir balistik füze fırlatmasının ardından, bir haftadan uzun süre önce iki yıldır süren ablukayı daha da sıkılaştırdı.

Yeni kısıtlamalar, iki yılda 8600 kişinin ölümüne yol açan ve bir insani felaketi tetikleyen çatışmalarda, sivillerin daha da ağır bir bedel ödemesi anlamına geliyor.

Yemenli gazeteci Mohammed Mazahem, Kahire'de sekiz ay süren zorlu kanser tedavisinin ardından, ülkenin orta kesimlerindeki Ibb'de bulunan evine, eşi Nawal ve beş çocuğuna geri dönmeye hazırlanıyordu. Tam da bu sırada koalisyonun ablukası başladı.

Mazahem şu anda Mısır'ın başkentinde "çaresiz bir halde" kaldığını anlatıyor.

İngilizce öğretmeni Nawal, özellikle ağır kanser tedavisinin ardından eşinin ne kadar süre böyle mahsur kalacağından endişeli olduğunu söylüyor.

Nawal ve bir kızı ve kendisinin, eşine para gönderebilmek için en değerli varlıklarını, çeyizleri için verilen hediyeleri sattıklarını anlatıyor.

Koalisyon, abluka kararının "İran'dan silah akışını engellemek için" alındığını söylüyor ve Tahran'ı Riyad'a atılan füzenin parçalarını temin etmekle suçluyor. İran ise isyancı Husi hareketini silahlandırdığı iddialarını reddediyor ve füze atılmasının "koalisyonun saldırılarına karşı atılmış bağımsız bir adım" olduğunu savunuyor.

Nawal ise durumu "insanların geçim kaynakları üzerinde abluka" diye niteliyor.

Çok sayıda kamu çalışanı geçen yıldan bu yana maaşlarını alamıyor ve abluka nedeniyle öğretmenlerin kullandığı ülke dışından gelen malzeme ülkeye giremiyor.

Gıda fiyatlarındaki büyük artış yüzünden, aileler bazen akşam yemeği yemeden yatağa giriyor.

Nawal "Sorun uzun süredir devam ediyordu ve şimdi daha da kötü. Bu limanların ilk kapatılışı değil. Ve limanlar her kapatıldığında durum daha da kötüleşiyor ve gıda fiyatları çocuklarımızı besleyemeyecek hale gelene kadar artıyor. diyor.

Ülkenin güneybatısındaki Taiz kentinde yaşayan 26 yaşındaki öğrenci Ahmed Ali Ahmed'in aldığı mermi yarasının yakın gelecekte tedavi edilmesi umutları da boşa çıktı.

Koalisyonun desteklediği hükümet yanlısı güçlerle savaşan Ahmed, geçen Mayıs'ta kentin etrafını saran Husiler ve müttefikleriyle girişen çatışmalarda keskin nişancı ateşiyle sırtından vuruldu.

Mermi kaburgalarının kırılmasına ve akciğerlerinin birinin zarar görmesine yol açtı.

İsyancıların kuşatması nedeniyle imkanları kısıtlı olan kentteki bir hastanede tedavi görse de, çektiği acı nedeniyle çoğu zaman yatamadığını söylüyor.

Aylarca ağrıkesicilerle yaşamasının ve yüksek lisans derslerinde geri kalmasının ardından, bir arkadadaşının ülke dışında yaşayan akrabasının Hindistan'da yapılacak tedavinin masraflarını karşılama teklifiyle sevinç yaşamıştı.

Uçağının kalkacağı Aden kentine gitmeye hazırlandığı sırada, abluka haberini duydu. Şimdiyse tedavisini karşılamayı öneren hayırseverin, şimdi kendisi yerine, zaten yurtdışında olan çok sayıda Yemenli'ye yardım etmeyi tercih edeceğinden korkuyor.

"O kadar büyük hayalkırıklığı yaşadım ki evden dışarı adımımı atmadım. Hayatımı normal bir şekilde yaşamak istiyorum. Yaram yüzünden üniversiteye de gidemiyorum" diyor.

Mısır'da aylar süren kanser tedavisinin ardından Mohammed Mazahem'in tek istediği evine dönmek.

Siyasi bilek güreşinin bedelini sadece sivillerin öldüğünü söylüyor.

Mazahem "Hastaların çoğu kronik hastalıklardan muzdarip. Bir felaket yaşanmadan önce ciddi adım atılmasını istiyorum diyor ve neden ülkesine dönemediğini anlayamadığını söylüyor.

Mazahem "Koalisyonun bahanesi Yemen'e silah girişin önlemekse, biz burada koalisyonun üyelerinden biri olan Mısır'dayız. Buradaki uçakların Yemen'e silah taşıması imkansız" diyor.

Yemen'de yayın yapan haber sitesi Aden al-Ghad, geçen hafta ülkenin güneydoğusundaki Hadramawt bölgesinde, uçuşların iptal edilmesinin ardından ülke dışında tedavi olmak için bekleyen iki hastanın Seiyun Havaalanı'nda öldüğünü duyurdu. BBC bu haberi bağımsız kaynaklarca doğrulatamadı.

BM Çocuk Fonu UNICEF'in Yemen'deki temsilci yardımcısı Sherin Varkey BBC'ye yaptığı açıklamada, ablukanın ülkede zaten çok kötü olan insani durumu yıkıcı bir hale getirdiğini söyledi. Varkey kentte uzun benzin kuyrukları gördüğünü fiyatların yüzde 60 yükselmesinin ardından çok sayıda dükkanın kapandığını anlatıyor.

Varkey ayrıca, ablukanın Nisan'dan bu yana iki binden fazla kişinin ölümüne yol açan kolera salgınını engellemek için yapılan bütün çalışmaları boşa çıkaracağını vurguladı.

Kolera salgınının zirve yaptığı dönemde her gün altı ila yedi bin vaka tedavi ediliyordu. Ablukanın ardından bu sayı 3500'e düştü.

UNICEF ayrıca, her ay yetersiz beslenen 27 bin çocuğu tedavi ediyor ve yeni yardım malzemeleri gelmemesi durumunda iki ay içinde bunu yapamaz hale gelecek.

Varkey bu durumun gelecek yıl yaklaşık 400 bin çocuğun tedavisini olumsuz ekileceğini vurguluyor ve "Çocuklar bu çatışmanın izlerini geleceğe taşıyacak ve etkileri sadece ülkenin ötesine geçip, bölgeye de tesir edecek" dedi.