Gündem

Yargıtay iki kararı da oy birliğiyle aldı; Soma'da iki kardeşe iki ayrı tazminat kararı

Yüksek mahkeme, ilk kardeşe tazminat, ikinci kardeşe ret kararı verdi

16 Ocak 2018 06:41

Soma’da 2014 Mayıs’ında 301 işçinin can verdiği katliamda hayatını kaybeden Fedai ve Özcan Bozdağ kardeşlerle ilgili tazminat davasında iki farklı karara imza atıldı.

Kararda, anne, baba ve kardeşin yanı sıra birlikte yaşadıkları babaanne ve dedeye de 20 biner TL manevi tazminat verildi. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi Fedai Bozdağ ile ilgili kararı onadı. Ancak üç ay sonra önüne gelen Özcan Bozdağ’ın davasında babaanne ve dedeye verilen tazminatı, “Aralarında gerçek bir bağ yoktur” diyerek bozdu. Daire her iki kararı da oy birliğiyle aldı.

Önce tazminat çıktı

Hürriyet'te yer alan habere göre, Balıkesir Bigadiçli Fedai, Özcan ve Mehmet Emin Bozdağ kardeşler Soma Kömür İşletmeleri Anonim Şirketi’nin işlettiği Eynez ocağında çalışıyordu. Ocakta 301 işçinin can verdiği 13 Mayıs 2014 günü, mevzuata aykırı şekilde üç kardeş aynı mesaide yeraltına indirilmişti. Bu faciada 25 yaşındaki Fedai ve 22 yaşındaki Özcan can verirken, 18 yaşındaki Mehmet Emin son anda madenden çıkmayı başarabildi.

Bozdağ Ailesi’nin avukatı Dilek Özkayıhan, Fedai ve Özcan kardeşler için Soma İş Mahkemesi’nde ayrı ayrı tazminat davası açtı. Bu iki dava 29 Eylül 2016’da sonuçlandı. İki davada da anne Sellime ve baba Rasim’e faizleriyle birlikte 100 biner TL, kardeşi Mehmet Emin’e 40 bin TL tazminat ödenmesine karar verildi. Babaanne Hasibe ve dede Yılmaz’a da 20 biner TL ödenmesi kararlaştırıldı.

İlk kardeşe tazminat

İtiraz üzerine iki dosya Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’ne gitti. Daire, Fedai’ye ilişkin kararı 4 Temmuz 2017’de onayladı. Gerekçede, manevi tazminatta caydırıcılığın önem arz ettiği belirtilerek, şöyle devam edildi: “Manevi tazminat davalarında, gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplardan çıkılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. Bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde veya taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında, caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini ortaya koymakta; kişi haklarının her şeyin önünde geldiğini önemle vurgulamaktadır. Bu ilkeler gözetildiğinde; asıl olan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ıstırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değildir. Burada amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek; öte yandan da zarar veren yanı da dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla, caydırıcı olabilmektir.”

İkinci kardeşe ret

Ancak aynı daire 3 Ekim 2017’de bu kez Fedai’nin kardeşi Özcan ile ilgili tazminat davasına ilişkin tam ters yönde bir karar verdi. Daire, üç ay önceki kararından farklı olarak bu kez, dede ve baba anneye verilen tazminatı haksız bularak, kararı bozdu. Gerekçede, “Özcan Bozdağ ile arasında eylemli ve gerçek bir bağ bulunduğunun kanıtlanamaması dikkate alındığında dede ve babaannenin manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmesine” hükmetti. Mahkeme heyeti iki kararı da oybirliğiyle aldı.

Baba Rasim Bozdağ, kendisinin de maden işçiliğinden emekli olduğunu belirterek, “Çocuklar Bigadiç’ten Soma’ya iş için gidip geliyordu. Normalde üç kardeşi birden aynı mesaiye koymamaları gerekiyordu. Çocuklarım aklıma gelince moralim bozuluyor. Şu an gözlerim görmüyor” diyor.

Avukat Kayıhan, “Ben diğer dosyalara göre iki çocuğunu kaybeden ailenin duyduğu elem ve ıstırap dikkate alınır ve daha fazla manevi tazminata hükmedilir diye düşünürken, böyle bir hukuksuzlukla karşılaştık” dedi.