Sağlık

Yaklaşan kışla birlikte hastalıklar kapıda, hangi vitamini ne dozda kullanmalı?

Hastalıkları önelemek amacıyla kullanılan vitamin ve minerallerde ölçü kaçınca çok tehlikeli sonuçlar doğabiliyor

27 Eylül 2014 11:33

Kış yaklaşıyor, hastalıklar kapıda. Hal böyle olunca vitaminleri şeker gibi yutmaya başlayanlar var. Oysa herkesin ihtiyacı farklı. Vitaminlerin bilinçsiz tüketimi, böbrek ve karaciğer hasarına yol açabiliyor.

 

Kimin neye ihtiyacı var?

 

Zaman'dan Merve Tunçel'in haberine göre Prof. Dr. Dilek Demir Erol, vitaminlerin doktor kontrolünde kullanılması gerektiğini vurguluyor. Kışla gelen soğuk havalar beraberinde hastalıkları da getiriyor. Vitamin ve mineraller olmadan üstesinden gelmemiz zor. “Besinlerin dört ana öğesi olan proteinler, yağlar, karbonhidratlar ve yemek tuzu gibi besleyiciler saf olarak alındıklarında, yeterli miktarlarda vücuda girseler bile, sağlıklı durumun sürdürülmesini sağlayamaz.. Bunlarla birlikte vitaminlerin ve demir, çinko, bakır, iyot, krom, magnezyum gibi esansiyel minerallerin ve kalsiyumun da alınması gerekir.” sözleriyle anlatıyor durumu, Prof. Dr. Dilek Demir Erol. Bazı durumlarda vitamin, mineral ve kalsiyum takviyesi daha da çok önem taşıyor. Örneğin soğuk algınlığında C vitamini almak gerekir. Hamilelik ve emzirme döneminde de vücudun vitamin ve mineral ihtiyacı artar. Gebelik ya da süt verme süresince gerek anne gerekse bebeğin A, C, B1, B6, B12, folik asit vitaminlerinin yanı sıra demir, kalsiyum gibi mineral gereksinimleri artıyor. Çocuklar ve yaşlılar D vitaminine, sigara içenler C vitaminine, vejetaryenler B12 vitaminine daha çok ihtiyaç duyuyor. 30 yaşından sonra da kadınlar daha fazla kalsiyum kaybetmeye başlar, menopozla birlikte bu kayıp hızlanır. Bu nedenle kalsiyum kaynağı besinlerin alınmasına dikkat edilmeli. Kadınlar her ay âdet dönemlerinde kan kaybı yaşadığından, kadınların demir depolama kapasitesi de düşük olduğundan demir takviyesine özellikle ihtiyaç duyar. Vitamin, mineral ve kalsiyum alırken çok dikkatli olunmalı. Yanlış seçimde ya da doz aşımında sağlığınıza sandığınızdan çok daha fazla zarar verebiliyor zira. Bunların kesinlikle doktor kontrolünde ve dozunda tüketilmesi gerektiğinin altını çiziyor, Erol.

A vitamini gebelere yüksek dozda verildiğinde düşüklere, bebekte kalp ve kafa anomalilerine rastlanabilir. Yaşlılar, alkolikler, karaciğer hastalığı olanlar da A vitamini zehirlenmesine daha duyarlı. Ayrıca, klinik çalışmalar da akciğer kanseri gelişme riski olan kişilerde (ailesinde olması, sigara içmesi, kanserojen maddeye maruziyet gibi) yüksek doz beta karoten alımının kansere yakalanma riskini artırdığını ortaya koyuyor.

B vitamini genellikle zehirlenmeye sebep olmamakla birlikte çok yüksek dozlarda alınırsa zehirlenme görülebiliyor. Belirtileri, hissizlik, yürüyememe, cilt rahatsızlıkları, gözlerde ışık hassasiyeti, uykusuzluk, bitkinlik, baş ağrısı, çarpıntı, ishal şeklinde olabiliyor.

C vitamini iki gramdan fazla alındığında karın ağrısı, bulantı ve kusma şeklinde kendini gösterir. Uzun süreli ve yüksek doz kullanımı böbrek taşı oluşumuna yol açabilir. Bir diğer olası yan etkisi demir preparatı kullanan hastalarda demir yüklenmesine neden olmasıdır. 1 gramın üzerinde alımlarda, idrardan bakılan şeker ölçümlerini bozar. Ayrıca bazı enzim eksikliği olan hastalarda kan hücrelerinin yıkımına neden olabilir.

D vitamini fazlalığı; kanda kalsiyum yükselmesine, böbrek hastalıklarına, damar sorunlarına, böbrek taşlarına neden olabilir. D vitamini zehirlenmesinin neden olduğu böbrek yetmezliği ya da kalp yetmezliği sonucu ölüm dahi ortaya çıkabilir.

E vitamini fazla alındığında ise kanın pıhtılaşmasını önlüyor. Özellikle kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalara önerilmiyor.

F vitamini fazla alındığında ise vücuttaki yaraların geç iyileşmesine ve yorgunluk hissedilmesine sebep olabilir.

K vitamini fazlalığı da kanın pıhtılaşmasında problemler yaratabilir.

B6 vitamini fazlalığı ise ayaklarda uyuşma ve ellerde his kaybına neden olabilir.

 

Yorgunluk, bulantı ve ağrı varsa..

 

Kandaki kalsiyum miktarının yüksek olması da tehlikeli. Kalsiyum hayati fonksiyonlarımızın devamını sağlayan bir mineral. Normalde kandaki kalsiyum miktarı yüzde 9-11 mg arasında. Çok su içmek ve çok idrara çıkmak önemli bir kalsiyum fazlalığı bulgusu. Bulantı, kusma, aşırı yorgunluk, bitkinlik, kemik ağrıları diğer yakınmalardan. Böbrek taşları oluşabilir. İlerlemiş vakalarda yüksek tansiyon, kalp ritim bozukluğu, gastrit, kabızlık ve depresyon görülür. Bir başka dikkat edilmesi gereken nokta da vitamin mineral dengesi. “Vitamin eksikliğinde vücudumuz mineralleri sınırlı kullanabilir. Mineral eksikliğinde de vitaminlerin yararı azalır. Bu nedenle vitaminlerle mineraller arasında bir denge kurulması gerekir. Mineral eksikliği pek çok hayati fonksiyonun aksamasına ve ciddi sağlık sorunlarına neden olur. Mineral fazlalığı da çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir.” diyor Erol.

 

Nasıl kullanmalı?

 

-Büyüme çağında, hamilelikte, yaşlılıkta, kronik hastalığı olanlarda eksikliği saptanan vitaminler doktor tavsiyesi alınarak kullanılmalı.

-Genetik yapıların  farklı olması, yaşam tarzı, yaş ve kilo gibi kişiye özgü özelliklerin farklı olması nedeniyle ihtiyaç duyulan miktar kişiden kişiye farklılık gösterir.

-C vitamini yüksek dozda ve uzun süre alındığında böbreklerde taş oluşturur. (Vitamin C’nin günlük alınması gerekli miktarı yetişkinler için günde 50-75 mg.)

-Hamile kalmaya karar verildiği andan itibaren folik asit, demir ve D vitamini kullanmaya başlanmalı. Bütün ihtiyacı besinlerle karşılamaya çalışmak annenin fazla kilo almasına da neden olabilir.

-Kalsiyum emilmesi ve vücut tarafından tam olarak kullanılabilmesi için D vitamini ile birlikte alınmalı.