Gündem

Veli Küçük: JİTEM diye bir örgüt yok, Musa Anter cinayetini basından biliyorum

Birleştirilen Musa Anter ve JİTEM ana davasının bir sonraki duruşması 28 Aralık 2016 saat 10:00’da görülecek

27 Eylül 2016 16:34

Birleştirilen Musa Anter ve JİTEM ana davasının Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Gazeteci, yazar Musa Anter’in 1992 yılında Diyarbakır’da öldürülmesine ilişkin 21 yıl sonra açılan dava ile birleştirilen 90’lı yıllarda birçok faili meçhul cinayetlere karışmaktan yargılanan 16 sanıklı JİTEM ana davasının 11. duruşması dün görüldü. Emekli tuğgeneral Veli Küçük, duruşmada Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile tanık olarak dinlendi. Küçük ifadesinde “JİTEM diye bir örgütün olmadığını söylüyorum” derken, Musa Anter cinayetini de basından bildiğini belirtti.

Bianet'teki habere göre, davanın tek tutuklu sanığı Hamit Yıldırım da SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Musa Anter’in oğlu Dicle Anter ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Besime Konca da duruşmayı takip etti.

 

“JİTEM yapılanmasıyla ilgili bilgim yok”

 

Tanık Veli Küçük, kendisinin sadece 11 ay Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı yaptığını, Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele (JİTEM) hakkında basından haberdar olduğunu iddia etti.

Son duruşmada eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür, 1990’lı yıllarda Güneydoğu’da işlenen bazı faili meçhul cinayetler ve olaylarla ilgili Veli Küçük’ü uyardığını iddia etmişti. Dün İstanbul’dan duruşmaya katılan Veli Küçük, Musa Anter cinayetine ilişkin “Basından duyduğum kadarıyla bilgim var” dedi.

JİTEM’in sorulması üzerine Küçük, şöyle konuştu:

“Bu konuda bilgim yok. Benden o dönem Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığı’nın kurulması istendi. Bunu isteyen dönemin Jandarma Genel Komutanı Burhanettin Bigalı ile İçişleri Bakanı Mustafa Kalemli’ydi.

“Ben o zaman Van Jandarma Alay Komutanı’ydım. Tamamen yasal şekilde kurulan bu birimde görev yapanlar tamamen rütbeliydi. Bunlar sivil olarak görev yapıyordu. Ancak hiçbir şekilde itirafçıları kullanmadık.

“Görevimiz istihbarattı, terörle mücadele etmek değildi. Bu kurum da 1991’de lağvedildi. JİTEM yapılanmasıyla ilgili hiçbir bilgim yoktur. Benim kurduğum komutanlıkla bir ilgisi bulunmamaktadır.

“Yasal veya gayri yasal JİTEM’in varlığını Jandarma Genel Komutanlığı’na sormalısınız. JİTEM’i Arif Doğan ben kurdum diyor. Arif Doğan kurduğumuz komutanlıkta görev almadı.”

 

"Eymür'le böyle bir şey konuşmadık"

 

Küçük, MİT Kontrterör Dairesi Başkanlığı yapmış olan Mehmet Eymür’ün kendisi hakkında “devlet o dönem yanlış şeyler yaptı” ifadeleriyle ilgili de “1981 yılında Nusaybin’de komutandım. Mehmet Eymür de Mardin’de MİT’teydi. Böyle bir şey konuştuğumuzu hatırlamıyorum” diye yanıt verdi.

Anter ailesi avukatları ise “Bir dönemin en önemli görevlerinde olan, istihbarat üzerine çalışan ve Kürt illerinde de görev yapan bu şahısların nasıl oluyor da JİTEM gibi bir oluşumdan haberi olmuyor. Bunu anlamaya çalışıyoruz” diye tepki gösterdi.

Anter ailesinin avukatı Selim Okçuoğlu, SEGBİS yönteminin sağlıklı olmadığını, Veli Küçük’ün duruşmada dinlenmesini talep etti.

Binbaşı Ahmet Cem Ersever’in ölümüne dair soruşturma yürüttüğü bilgilerine dair de konuşan Veli Küçük, kendisinin soruşturma yapma yetkisi olmadığını dile getirdi.

 

İtirafçıları çalıştırdığını reddetti

 

Sanıklardan Savaş Gevrekçi’yi de tanıdığını ancak nerede tanıştığını hatırlamadığını öne süren Küçük, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ı tanıyıp tanımadığına ilişkin soruya da şöyle yanıt verdi.

“Sakallı diye geçermiş. Jandarma istihbaratta çalışmak istemiş. Ben kesinlikle karşı çıktım. Örgütten gelenleri çalıştırmıyordum. Nerede çalıştığını bilmem. Onu hiç görmedim. Hiç görüşmedik. İstihbarat gerçeğe dayanır. Senelerce örgütün içinde çalışan bir kişi gelirse bunun vereceği bilgilere itibar etmem.”

“Neden JİTEM’i araştırmadınız” sorusunu da şöyle yanıtladı:

“JİTEM benim görevimin kapsamına girmiyor. JİTEM diye bir örgütün olmadığını söylüyorum.”

Avukat Oya Aydın ise, Küçük’e, “Siz Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı’nı 1990’da kurduğunuzu, 1991 Ağustos da kaldırıldığını söylediniz. Jandarmadan Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gelen bir belgede 1987 yılında kurulduğu 1990 yılında lağvedildiği ifade ediliyor. Bu çelişkiye ne diyorsunuz” diye sordu.

Küçük, “1990 da kurdum, 1991 yılında kaldırıldı. Bunu Jandarma Genel Komutanlığı’na sorun” şeklinde cevap verdi.

 

“Yeşil”in anı defteri incelenecek

 

Duruşmanın sonunda tutuklu sanık Hamit Yıldırım'ın tutukluluğunun devamına ve SEGBİS yoluyla duruşmalara katılmasına, Abdülkadir Aygan'ın video konferans yoluyla İsveç'ten ifade vermesi için Adalet Bakanlığı'na başvurulmasına karar verildi.

Mahkeme ayrıca, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım'ın defteri olarak anılan belgenin kapatılan Ankara 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin dosyasından alınarak incelenmesi için istenilmesine hükmetti.

Musa Anter'in öldürüldüğü gün Diyarbakır'a gitmesine neden olan ve Diyarbakır Belediyesi'nce düzenlenen festivale ilişkin TRT Diyarbakır Bölge Müdürlüğü'nden kamera görüntüleri de istenecek.

Bir sonraki duruşma 28 Aralık 2016 saat 10:00’da.

 

Ne olmuştu?

 

1999 yılında düzenlenen iddianamelerle 11 sanığın ve 2005 tarihli iddianameyle yargılanan 5 sanığın yargılandığı JİTEM örgütüne ilişkin davalar 2010 yılında birleştirilmiş ve dava “JİTEM Ana Davası” olarak anılmaya başlanmıştı.

Bu sırada gazeteci yazar Musa Anter’in 20 Eylül 1992’de öldürülmesiyle ilgili 1992 yılında açılan soruşturma kapsamında, eski JİTEM tetikçisi Abdülkadir Aygan’ın fail olarak işaret ettiği Hamit Yıldırım 29 Haziran 2012’de gözaltına alınmıştı.

Hamit Yıldırım’ın 2 Temmuz 2012’de tutuklanmasıyla dava zamanaşımından kurtulmuş ve soruşturma sonucu hazırlanan 25 Haziran 2013 tarihli iddianame 5 Temmuz 2013’te Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.

Musa Anter Davası 23 Aralık 2014 tarihinde JİTEM Ana Davası ile birleştirilmiş ve 16 Ocak 2015 tarihinde ‘güvenlik’ gerekçesiyle Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nden Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakledilmişti. Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, birleştirme kararına itiraz etmiş ancak, itirazı değerlendiren Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 29 Ocak 2016 tarihli kararıyla iki davanın birleşmesi kesinleşmişti.

Birleştirilen iki dava Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam ediyor.

25 Nisan 2016 tarihli duruşmada Musa Anter cinayetine ilişkin olarak ilgili bölgenin Terörle Mücadele Şubesi Ekip Amiri Hüseyin Özbilgin tanık olarak dinlenmiş, Musa Anter cinayeti olayında yaralanan AKP Milletvekili Orhan Miroğlu da hem bilgi ve görgülerini anlatmış hem de Hamit Yıldırım’ı teşhis etmişti. Son duruşmada da Mehmet Eymür ifade verdi.