Kültür-Sanat

'Ustasız Usta: Lütfi Akad' film programında son iki gün

Türk sinemasının kurucu yönetmenlerinden Lütfü Akad'ın 10 filmlik seçkisi, bu hafta sonu son kez İstanbul Modern'de gösterime girecek

28 Mayıs 2016 02:43

İstanbul Modern Sinema, 19-29 Mayıs tarihlerinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla, 'Türkiye Sinemasında Ustalar: Lütfi Akad' sergisine paralel bir film programı sunuyor.

Bu yıl 100. yaşını andığımız Türk sinemasının kurucu isimlerinden Lütfi Akad, adını tarihe 'ustasız usta' olarak yazdırdı. Sinema tarihimizde 'Sinemacılar Dönemi' olarak anılan dönemin öncüsü, 10 filmlik program kapsamında Akad’ın ilk filmi olan ve Türk sinema tarihinde bir dönüm noktası kabul edilen Vurun Kahpeye (1949) de dahil olmak üzere yakın zamanda restore edilmiş Hudutların Kanunu (1966)Vesikalı Yarim (1969), 'Göç Üçlemesi' olarak anılan Gelin (1973), Düğün (1973), Diyet (1974) ve Akad’ın 1990 yılında son kez kamera arkasına geçtiği, İstanbul’u dört başlık altında farklı yanlarıyla ele alan ve uzun zamandır kayıp belgeseli Dört Mevsim İstanbul yer alıyor.

YANGIN VAR,  1960

Türkiye | DVD, Siyah-Beyaz, 96’ | Türkçe, İngilizce altyazılı

Yönetmen: Lütfi Akad

Oyuncular: Ayhan Işık, Leyla Sayar, Turgut Özakay, Efgan Efekan, Melahat İçli

Zamanında tulumbacılık kabadayılıkla eş tutulurmuş. Bu filmde de tulumbacı Murat Reis ve Paşa Kızı Müjgan’ın aşkları, Murat Reis’in Müjgan’ın babasına verdiği söz sebebiyle çıkmaza girer. Film, aşkı ve şerefi arasında kalan bir adamın kavuşamama öyküsü olmakla beraber, Cumhuriyet öncesi İstanbulu ve o dönemin sosyal değerlerini de konu ediniyor. Akad usulü ölçülü bu dram, izleyiciyi eski İstanbul sokaklarında nostaljik bir fotoğraf gezintisine çıkarıyor.

 

DÜĞÜN, 1973

Türkiye | DCP, Renkli, 84’ | Türkçe, İngilizce altyazılı

Yönetmen: Lütfi Akad

Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Kamran Usluer, Turgut Boralı

Bu kez Şanlıurfa'dan İstanbul'a göç eden bir ailenin anlatıldığı filmde, göç ve başlık parası konuları işlenir. Ailenin erkekleri köyden getirdikleri gelenekler gereği kızlarını büyük başlık paraları karşılığında ilk isteyene vererek ekonomik durumlarını biraz güçlendirirler. Fakat ailenin kızlarından Zeliha bu tutuma karşı çıkar, başlık parası karşılığı ile bir anlamda satılan kardeşlerini ailenin erkeklerini karşısına alma pahasına kurtarır.

 

DÖRT MEVSİM İSTANBUL (4 Bölüm), 1990

Türkiye | HDD, Renkli, 207’ | Türkçe

Yönetmen: Lütfi Akad

Akad'ın TRT için çektiği Doğuş, İstanbul Bir Şarkıdır, İstanbul Bir Özlemdir, İstanbul Bir Kavgadır başlıklı dört bölümlük belgeselde İstanbul dört mevsim üzerinden farklı yanlarıyla ele alınıyor. Dönemin yaşayan İstanbul'u, yer yer oyuncular kullanılarak ve dramatize edilerek anlatılıyor.

Bugünün pek çok ünlü oyuncusu, belgeselde 22 yıl önceki halleriyle karşımıza çıkıyor. Hemen hemen hiç dış ses kullanmadan, çoğu kez görüntü ve müziğin gücünden destek alarak bu büyük kentin insanları, onların yaşayış biçimleri, çalıştıkları, eğlendikleri, kavga ettikleri yerler görüntüleniyor.

Dört Mevsim İstanbul, Akad'ın kamera arkasına geçtiği son çalışma oldu.

VURUN KAHPEYE, 1949

Türkiye | Bluray, Siyah-Beyaz, 112’ | Türkçe, İngilizce altyazılı

Yönetmen: Lütfi Akad

Oyuncular: Sezer Sezin, Kemal Tanrıöver, Settar Körmükçü

Akad’ın, Halide Edip Adıvar’ın aynı adlı romanından sinemaya aktardığı bu film ilk yönetmenlik denemesidir. Bu film Türkiye sinemasına yalnızca bir yönetmen değil, aynı zamanda bir dönem de kazandırmış olur. Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu’da, Kuvayi Milliyeci öğretmen, Aliye’nin kasabalılarla yabancı askerler arasında kalması ve gerici unsurlarala çatışıp linç edilerek öldürülmesini konu alır. Vurun Kahpeye, İstanbul Taksim Sineması’nda beş hafta oynayarak dönemin en büyük hasılat rekorunu kırdı.

 

DİYET, 1975

Türkiye | DCP, Renkli, 90’ | Türkçe, İngilizce altyazılı

Yönetmen: Lütfi Akad

Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Hakan Balamir, Erol Günaydın

Göç üçlemesinin bu son halkasında, şehirlileşme sürecinin başlangıcı olarak fabrika işçiliği odak noktasıdır. Aynı fabrikada çalışan Hacer ile Hasan evlenirler. Hacer, Hasan’ın çalıştığı makinenin ona zarar vereceğinden endişe eder. Çünkü Hasan’dan önce Mustafa, makine başında geçirdiği kazada kötürüm kalmıştır. Usulsüz çalıştırıldığı için de tazminat alamamıştır. Komşusu Mustafa’nın başına gelenleri yakından görmesi, Hacer’in fabrikadaki sendikaya yakınlaşmasına sebep olur. Bu yüzden patrona yakın duran Hasan ile Hacer karşı karşıya gelirler. Yarı feodal ilişkilerden kapitalizme geçişe, Türkiye’nin sosyo-ekonomik skalasına bakan filmin derdi bu iki insanın hayata tutunma çabaları ve hak arayışlarını ortaya koymaktır.