Gündem

Uluslararası Af Örgütü Koordinatörü Volkan Görendağ: Geri gönderme değil, kabul barınma merkezleri açılmalı

Türkiye'de Suriyeli göçmenlerden sonra en kalabalık ikinci grubu Afganlar oluşturuyor

22 Nisan 2018 17:31

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Mülteci Hakları Koordinatörü Volkan Görendağ on günlerde Türkiye’ye sayıları artarak gelen Afgan mültecilerle ilgili değerlendirmede bulundu. Mültecilerin acil ihtiyaçları için geçici merkezlerde kamusal hizmetlerin sunulması gerketiğini ifade eden Görendağ, “Geri gönderme merkezleri yerine kabul ve barınma merkezleri açılmalı” dedi.

Son aylarda Türkiye’ye İran üzerinden yoğun bir Afgan göçü yaşanıyor. Sınırı yürüyerek geçen Afgan göçmenler, çoğunlukla Iğdır, Ağrı ve Erzurum illerinde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Hükümet ise açıklamalarında, Afgan göçünün Türkiye açısından sıkıntı yaratacağını dile getiriyor. Resmi rakamlara göre Türkiye’de Suriyeli göçmenlerden sonra en kalabalık ikinci grubu Afgan göçmenler oluşturuyor.

Evrensel'den Buse Vurdu'nun sorularını yanıtlayan Görendağ'ın cevapları şöyle:

Son 2-3 ayda İran üzerinden Türkiye’ye yoğun bir Afgan göçü yaşanıyor. Erzurum’da Afgan mültecilerle ilgilenen bazı STK’ler, şu anda İran sınırının ötesinde 1.5 milyon göçmenin beklediğini söylüyor. STK’lerin söylediği sayılar teyit edilebildi mi? Göçün çapı ne kadar?

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) verilerine göre yaklaşık 1 milyon kayıtlı mülteci İran’da yaşıyor. Kayıtsız olanlarla birlikte sayının daha yüksek olması ihtimal dahilinde. Yıllardır Afganlar, İran üzerinden Türkiye’ye sığınma amacıyla geliyor. Son dönemde yoğun bir giriş yaşanmasından İran’daki tüm Afganların Türkiye’ye gelmeye çalıştığı sonucunu çıkarmak zor. Ancak resmi verilere de bakıldığında, uzun yıllardır İran üzerinden Türkiye’ye sığınan Afganların sayısının oldukça yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Afganların İran’dan Türkiye’ye giriş yapmasının farklı nedenleri var. Türkiye’nin Avrupa topraklarına erişim için son durak olması, İran’ın Afganistan ile Türkiye arasında geçiş ülkesi konumunda olması gibi... Zorunlu güzergah teşkil ediyor. İran’ın da göç politikaları zaman zaman Afganların İran’dan Türkiye’ye girişlerinin yoğunlaşması ile sonuçlanıyor.   

Türkiye bu göç dalgasını karşılamaya hazır mı? Bu kapsamda neler yapılmalı?

Türkiye, 2013 yılında kabul edilen Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ve kurulan Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ile konuyla ilgili önemli bir kapasite oluşturdu. AFAD ve Kızılay gibi destekleyici kurumlar da göz önüne alındığında Türkiye’nin göçü karşılama kapasitesi olduğunu söyleyebiliriz. Fakat bu kurumların ne kadar hazır oldukları konusu tartışmalı. Türkiye’ye gelen Afgan sığınmacıların parklarda ve sokaklarda yaşamını devam ettirmek zorunda kaldıklarına ilişkin görüntüleri izliyoruz her gün. Bu kapsamda Türkiye’ye sığınma amacıyla gelen tüm gruplar için kabul ve barınma merkezlerinin kurulması şart. Türkiye’ye ilk geldiklerinde barınma başta olmak üzere acil ihtiyaçlarının karşılanacağı geçici merkezlerde kamusal hizmetlerin sunulması gerekiyor.

"Türkiye'de yalnızca 150 kişilik 2 kabul ve barınma merkezi var"

Hali hazırda faaliyette olan iki Kabul ve Barınma Merkezi olduğu biliniyor. Bunlar 100 kişi kapasiteli Yozgat ve 50 kişi kapasiteli Tekirdağ’da bulunan merkezler. Her yıl on binlerce sığınmacıyı karşılayan Türkiye’de toplam kapasitesi sadece 150 kişilik, iki Kabul ve Barınma Merkezinin olması büyük bir problem. Türkiye yetkilileri bunun yerine alıkonma yerleri olan Geri Gönderme Merkezi inşa etmeyi tercih ediyor. Hali hazırda 8 bin 276 kişi kapasiteli merkezlere ek olarak 7 bin 200 kişi kapasiteli yeni merkezlerin inşası devam ediyor. Oysa ki Türkiye’ye sığınanların ihtiyacı yeni geri gönderme merkezleri değil, Kabul ve Barınma Merkezleri’dir.  Türkiye, Afganların girişlerine son vermek için uçaklarla yüzlerce kişiyi Afganistan’a geri gönderiyor. Ayrıca Iğdır’da bir geri gönderme merkezi inşa ediyor. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası hukuk ve Türkiye’nin hukuk sistemine göre yapması gereken, gelen tüm sığınma başvurularını değerlendirmek ve bu başvurular sonucunda kararlar vermektir. Afganlar için de bu hukuki prosedürler uygulanmalı ve uluslararası koruma ihtiyacı olanlar geri gönderme merkezlerinde tutulmamalı ve sınır dışı edilmemelidir.

Afgan göçünün siyasi, sosyal ve ekonomik nedenleri neler? Suriyeli göçüyle bu noktada ne gibi farklılıkları var?

Afgan ve Suriyelilerin göçü arasında benzerlikler ve farklılıklar var. Her iki ülkede de yıllardır devam eden yaygın şiddet ortamı ve insan hakları ihlalleri, yaşam koşullarının kötüleşmesi insanları ülkelerini terk etmeye iten nedenler. Bu koşulların yıllara yayılmış olması ve koşulların ortadan kalmasına dair umudun her geçen gün tükenmesi de insanların terk ettikleri ülkelerine geri dönmelerine engel oluyor. Türkiye’nin Suriye ile olan uzun sınır komşuluğu, Suriyelilerin geçici koruma statüsünde olması gibi farklılıklar mevcut.