Spor

Uğur Meleke: Taraftarlar sinemayı Fenerbahçe'ye tercih etti

"Fenerbahçe, büyük Kasımpaşa gibi adeta, ya da Kasımpaşa, küçük Fenerbahçe gibi"

20 Şubat 2017 13:56

Hürriyet gazetesi spor yazarı Uğur Meleke, güzel havanın da etkisiyle Kadıköy'de stadın dolmadığını belirterek "Kadıköy'de hava harikaydı, tribünlerse boştu dün. Sebebi basit: Bir pazar öğleden sonra, eşinizi, sevgilinizi, ailenizi sinemalar-konserler-alışveriş merkezleri varken, şu Fenerbahçe’yi izlemeye ikna edebilir misiniz ki? Bir pazar öğleden sonrası için hiç çekici bir etkinlik değildi bence Ülker Stadı’ndaki." dedi.

Uğur Meleke'nin Fenerbahçe-Kasımpaşa maçına ilişkin yazısı şöyle:

Fenerbahçe, büyük Kasımpaşa gibi adeta. Ya da Kasımpaşa, küçük Fenerbahçe gibi... Mehmet Topal-Josef de Souza-Ozan Tufan’ı bugün Kayseri’ye-Karabük’e verseniz, üçünü bir arada oynatmakta tereddüt ederler sanki.

Fenerbahçe dün öyle bir on birle başladı ki, sahadaki en yetenekli sarı lacivert formalı Mehmet Topal’dı desek, çok fazla yanılmış olmayız sanırım.

Alper Potuk, Van Persie ve Lens yok. Sow, Afrika Kupası’ndan çok gerilemiş döndü. Zaten az sayıda kaliteli oyuncusu olan Fenerbahçe bir de bu klas ayaklardan yoksun olunca, Kasımpaşa’nın bir boy büyüğü gibiydi esasen. Ya da, Kasımpaşa, küçük Fenerbahçe gibi. İki tane savaşçı takım, mücadeleleri başarılı. Sahaya iyi yerleşiyor, hemen hemen hiç boşluk vermiyorlar. Ama o kadar. Sanki 90 değil 900 dakika oynasalar, kimse kimseye gol atamayacak gibi... 

Tabii ki Fenerbahçe’nin bu sorunları dün başlamadı, devre arasında yetenekli orta saha transferi yapılmadığında şampiyonluk şansı azalmıştı zaten. Ama dünyada yetersiz kadroyla mücadele veren ilk hoca Advocaat değil, sonuncusu da Advocaat olmayacak. Kadronuz yetersiz olabilir, ancak siz bazen ufak detaylar yakalayıp kazanırsınız bazı maçları. Kapanan takımlara karşı, yani küçük Fenerbahçelere karşı henüz öyle bir sihir göremedik Advocaat’tan.

Manasız şutlar

Dün akşam mesela Fernandaogirerken Sow sahada kalamaz mıydı? Tüm hatlarıyla kapanan Kasımpaşa’ya karşı Mehmet-Souza-Ozan’ı 75 dakika bir arada sahada tutmanın anlamı neydi ki? Fenerbahçe’nin Antalya, Alanya, Kayseri, Gençlerbirliği gibi benzer maçlardan farklı yaptığı tek şey, hedefsiz, zamansız uzaktan şutlardı. Stoch, Souza, Ozan, Mehmet birbirinden manasız 6 şut çektiler uzaktan. Hepsi bu! Geçen hafta Başakşehir’e karşı da bire bir aynı topu oynayan Kasımpaşa’yı izleyip bunu mu bulabildiniz çözüm olarak? Sadece Advocaat değil, ekibinin de genel olarak başarısız olduğunu düşünüyorum şu 4 günlük süreçte.

Karaviev’in harika bir alternatif olmadığının farkındayım. “Ya tutarsa” düşüncesiyle yapılmış düşük maliyetli bir transfer. Lâkin Şener bir süredir felaket. Krasnodarlı Claesson’un golünde de seyretti. Van der Wiel 3 aydır topa vurmamış. Eldeki seçeneklere bakıldığında sağ bek oynayabilen bir de Karavaiev var. Zaten takımın toplam kalitesi düşük. Acaba hücumcu bir bek denenemez miydi? Hikmet Karaman’ın Mehmet Akyüz’ü sağ bekte deneme cesaretini göstermek gerek bazen.

Sinemayı tercih ettiler

Kadıköy’de hava harikaydı, tribünlerse boştu dün. Sebebi basit: Bir pazar öğleden sonra, eşinizi, sevgilinizi, ailenizi sinemalar-konserler-alışveriş merkezleri varken, şu Fenerbahçe’yi izlemeye ikna edebilir misiniz ki? Bir pazar öğleden sonrası için hiç çekici bir etkinlik değildi bence Ülker Stadı’ndaki.

Fırat Aydınus’a maçta çok fazla iş düşmedi. O da az düdük çalarak oynatmaya çalıştı. Maçın tek kusuru 32 faul sayısı.

Teknik direktör karnesi

Dick Advocaat:  YÜZÜNDE sürekli bir şikayet ifadesi. Sürekli “istediğim transferler yapılmadı” somurtması. Volkan’ın yerine Hasan’ı sokup, “oyuncum yok” mesajı verme çabası. Bunlar Advocaat’a hiç yakışmıyor.

Kemal Özdeş: Bir Kasımpaşa taraftarıysanız ve Medipol Başakşehir maçını izleyip dünkü Fenerbahçe  müsabakasını kaçırdıysanız, çok üzülmeyin. Aynı futbolu oynattı Kemal Hoca. Sadece gol yoktu.