Gündem

Tutuklanan Atayün: Başbakan’a brifing verirken Vali Mutlu da vardı

22 Temmuz operasyonu kapsamında tutuklanan eski TEM Şube Müdürü Yurt Atayün, ifadesinde MİT krizi olarak bilinen 7 Şubat'ın perde arkasına ilişkin bilgi verdi

30 Temmuz 2014 15:54

Fethullah Gülen cemaatini hedef alan ve "paralel yapı" iddiasına dayandırılarak yapılan sahur operasyonu kapsamında gözaltına alınan ve dün gece (29.07.2014) mahkeme sorgusunda tutuklanan eski TEM Şube Müdürü Yurt Atayün, ifadesinde “MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın emniyete çağrılmasıyla MİT krizi olarak adlandırılacak 7 Şubat soruşturması ile ilgili bizzat kendisinin Başbakan Tayyip Erdoğan’a brifing verdiğini” ileri sürdü. Atayün, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda yapılan görüşmede İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile dönemin İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın da olduğunu söyledi.

Atayün, yaklaşık 5,5 saat süren sorgusunda “7 Şubat günü (Hakan Fidan’ın emniyete çağrıldığı gün) Emniyet Müdürü Çapkın’ın dosyayı Başbakan’a sunduğunu” söyledi. Atayün’ün savunmasında ilgili bölüm “7 Şubat’ta Emniyet Müdürü’müz daha sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan ile birlikte olduğumuzda dosyayı Başbakan’a verdiğini söyledi” ifadeleriyle anlatıldı. Atayün, “aynı gün, yani 8 Şubat’a bağlayan gece TEM görevinden alındığını ve 9 Şubat’ta Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne tayin edildiğini” aktardı.

“Casusluk” ve “sahtecilik” suçlaması hakkında da “Hangi belgeyi, hangi yabancı ülkeye vermişim” diye soran Atayün’ün T24’ün ulaştığı ifadesinin bir kısmı şöyle:

“Görev yaptığımız dönem zarfında Şube Müdürlüğü’müzün yapılan tüm çalışmalarından üstlerimizin haberi vardı. Cumhuriyet savcılığı ve kanunda teşekkül etmiş  mahkemelerin yetki ve görevli hâkimlerin vermiş olduğu kararları uygulamıştır. Uygulamam kanunun emridir. Görev yaptığım dönemde gerçekleşen Ergenekon ve terör örgütü PKK, KCK operasyonları hakkında hazırlanan operasyon ile alakalı İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’a bazen kendim, bazen de İl Emniyet Müdür Yardımcısı vasıtası ile verdim. PKK\KCK terör örgütü operasyonlarının ve kamuoyunda 7 Şubat krizi olarak adlandırılan çalışmalarda suça karışan MİT görevlilerinin yapmış oldukları operasyon kapsamında tespit edilen ihmallerin Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a İl Emniyet Müdürü’müz Hüseyin Çapkın tarafından arz edilmiştir. Görev dönemimde İstanbul Emniyet Müdürlüğü’müzce yapılan operasyonlar ve bilgilendirme notu Çapkın’a verilir. O da bu notları Başbakan’a arz ederdi. Başbakan’ımızdan gelen perspektife göre çalışmalarımız hukuka uygun olarak savcılık talimatları ve mahkeme kararına göre yürütülürdü.”

 

‘Avni Mutlu ve Hüseyin Çapkın da vardı’

 

“Sabiha Gökçen Havalimanı’nda tam tarihini hatırlamıyorum. Beraberimde İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile birlikte Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yapmış olduğum görüşmede KCK operasyonları kapsamında suça karıştığı tespit edilen MİT mensupları hakkında dosya kapsamında bizzat şahsım brifing vermiştir. Bu görüşmenin ardından Sabiha Gökçen Havalimanı’nda beraberimde TEM’den sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Oktay Bulduk, dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan ve il Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın olduğu ortamda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatları doğrultusunda müdürlüğünü yaptığım TEM’ce İstanbul C. Başsavcılığı’nın 2011\762 sayısında yürüttüğü soruşturma dosyasında İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’a İran ülkesinin ülkemizde yürüttüğü illegal faaliyetlerin hassas olarak takip etmem konusundaki talimatları ilettim. Bu soruşturmanın başlangıcı yani 2011\762 sayılı soruşturmanın başlangıcı farklı bir polis birimi olan Bursa İl Emniyet Müdürlüğü’nce bildirilmesinden dolayı emniyet müdürlüğümüze konuyu emniyet mensuplarının dâhil olduğu, mesleki hiyerarşi  içerisinde sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı ile birlikte arz ettim. Kamuoyunda 7 Şubat olarak adlandırılan ve PKK\KCK terör örgütüne karşı yapılan operasyonlarda suça karıştığı tespit edilen MİT mensupları ve operasyon kapsamında elde edilen tüm dokümanlar İstanbul Fatih ilçesinde Tevfik Erciyes Polis Karakolu’nda İl Emniyet Müdürümüz Hüseyin Çapkın tarafından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a verildiğini söyledim. Emniyet Müdürü’müz daha sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan ile birlikte olduğumuzda dosyayı Başbakan’a verdiğini söyledi. Aynı gün yani 8 Şubat’a bağlayan gece 01.30’da TEM görevinden alındım. 09 Şubat 2012 tarihinde Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne tayin edildim.”

 

‘Kararın önceden verildiğini düşünüyorum’

 

Yurt Atayün, savunmasında “gözaltına alındıktan sonra sürenin aşılmasına rağmen usule aykırı bir şekilde nezarethanede tutulduğunu” belirttikten sonra şunları ifade etti:

“Her ne kadar yapacağım savunma konusunda kanaati değiştirmeyecek olsa bile kararın hakkımda önceden alındığını düşünüyorum. Yine de savunmam şöyledir; ben 4 günden beri gözaltındayım. Son 3 günü durumum belli olmadan hürriyetim tehdit edilerek adliyenin nezaretinde 65 saattir tutulmaktayım. 7 gündür devam eden soruşturma ve sorgu safhasında yorgun ve bitkin halde tutuldum.”

 

‘Hangi devlet sırrını, nereden elde etmişim delili gösterin’

 

Atayün savunmasına şu şekilde sürdürdü:

“Devletin gizli kalması gereken bilgilerini kaydetmek iddiasına gerekçe olan dayanak nedir, delillerin tarafıma gösterilmesini talep ediyorum. İsnat edilen bu suçları özellikle de bu suçlamayı ilk defa sizden duydum. Şu ana kadar isnatlar tarafıma anlaşılır bir şekilde açıklanmadı. Hangi devlet sırrını, hangi yolla ve nereden elde etmişim? Maddi delil nedir, gösteriniz, gösterdiğiniz takdirde somut açıklama yapacağım.”

 

“Deliller gösterilmedi, hâkim ‘susuyorum’ dedi”

 

Bunun üzerine hâkim İslam Çiçek’in verdiği yanıt Atayün’ün ifadesinde şöyle yansıtıldı:

“Hâkim beye sormam üzerine göstereceği bir delil olmadığı söylendi. Bu şekilde savunmama devam ediyorum. Beni böyle bir suçlamayla itham edip ne emniyet, ne de savcılık, ne de hâkimliğinizce herhangi bir delil göstermediniz, bu suçlamanın düşmesini talep ediyorum. Hâkim bey sorduğum soruya yanıt vermedi. Belge kaydetmedim. Hiçbir yabancı ülke görevlisi, temsilci ya da istihbarat servisine vermedim. Suçlamaları kabul etmiyorum. Dosyada bu manada delil yoktur. Bu suç tarafıma yönelik unsurları itibariyle yoktur, uydurma ve algı operasyonuna yönelik içi boş temelsiz bir isnattır. Tarafıma iddia edilen siyasi ve askeri casusluk iddiasıyla ilgili hangi yolla hangi belgeyi kime temin etmişim, buna ilişkin belge ve delilleri görmek istiyorum. Tarafıma herhangi bir belge gösterilemedi. Evrakta sahtecilik iddiasıyla ilgili de gösterilemedi. Beni böyle bir iddia ile itham edip gözaltı sürem dolduğu için ne emniyet, ne de ifademi alamayan savcılıkça ve hâkimliğinizce herhangi bir belge gösteremediğinizden bu suçlamanın düşürülmesini istiyorum. Hâkim bey suçun unsurunu oluşturacak maddi delil gösteremedi. ‘Susuyorum’ dedi. İddia edildiği gibi sahtecilik suçu ile ilgili bir evrak imzam var ise imzam karşılaştırılmalı, bilirkişi incelemesi yapılmalı aksi takdirde bu suç ispatlanamaz. Temelsiz bir iddia olur. Ne suretle, hangi yolla, hangi usulle resmi evrakta sahtecilik suçu işlediğimin iddiasını açıklayınız. Talep ediyorum dedi.”