Gündem

Türkiye’nin ‘yasaklı yabancı gazeteciler’ listesi mi var?

Avukat Fikrit İlkiz: Gazeteciler sınır dışı edilirse dünyadaki demokratik ilkeleri tehdit eden bir hal olur

27 Nisan 2016 19:04

ABD’li gazeteci David Lepeska, Pazartesi günü İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan Türkiye’ye girerken durdurularak Türkiye’ye girişi sakıncalı kişiler arasında olduğu belirtildi ve geri gönderildi.

Kendisine, gümrük polisinin verdiği "Kabul edilemez yolcu bilgilendirme formu" dışında resmi bir açıklama yapılmadı.

Atlantic, Al Jazeera, Foreign Affairs gibi basın kuruluşlarına ve Dünya Bankası’na haber yapan Lapeska, son bir haftada Türkiye’ye girişine izin verilmeyen ya da sınır dışı edilen 4. gazeteci.

Alman devlet televizyonu ARD muhabiri Volker Schwenck’in geçen hafta benzer şekilde Türkiye’ye girişine izin verilmemesinin ardından hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş açıklama yapmış, Schwenck’in Türkiye’de gazetecilik yapma izninin olmadığı ve kararın güvenlik nedeniyle alındığını söylemişti.

Geçici olarak gelen gazetecilerin izin alma zorunluluğu yok

Mevcut yasaya göre haber yapmak için geçici olarak Türkiye'ye giden yabancı gazetecilerin, ülkeye giriş yapmadan önce izin alma zorunluluğu bulunmuyor.

Yine de ziyaretten önce bulundukları ülkedeki Türkiye temsilciliğine gidip kayıt yaptırmaları tavsiye ediliyor.

BBC Türkçe'ye bilgi veren Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) Yabancı Basın Birimi, geçici olarak Türkiye'ye giden basın mensuplarının gazeteci vizesine gerek duymadığını, ancak ülkeye girdikten sonra kayıt yaptırmak için kendilerine uğramalarını istediklerini belirtiyor.

BYEGM'den yetkililer, sınırdan geri döndürülen gazeteciler ile ilgili olarak, İçişleri Bakanlığı’nın bu isimlere bir tahdit (sınırlama) koymuş olabileceğini ve özellikle son dönemde güvenlik gerekçesiyle basın mensuplarının izin işlemlerine daha çok dikkat edildiğini belirtiyor.
 

"Devlette 'sakıncalıdır' listesi vardır"
 

Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Nuray Ekşi de Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'na göre Türkiye’deki idari kurumların, belli kişilerin ülkeye girişini yasaklayabileceğini belirtiyor.

Ekşi bu kişilerin rastgele sınır dışı edilmiş olamayacağını söylüyor:

"Mutlaka kamu düzeni açısından sorun teşkil ettiklerine dair veri, istihbarat vardır. Devlet de buna göre 'girişi sakıncalıdır' diye bir liste oluşturur" diyor.

Ekşi, girişi engellenen kişinin Türkiye’de idari dava açma hakkının bulunduğunu söylüyor. Ancak Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu itiraz sürecinin çok uzun olduğuna dikkat çekiyor ve "Henüz bunu göze alabilmiş bir yabancı gazeteci yok" diyor.

Avukat Fikret İlkiz de sınır dışı ve geri çevirme durumlarının, mevcut yasanın kötü niyetli kullanımı olduğuna işaret ediyor.

İlkiz "Devletler kendi vatandaşları ile yabancılar arasındaki hukuki ilişkileri kuşkusuz bir anlamda yeniden kurma, denetleme ya da işlem yapma hakkına sahiptir. Ama bu sahiplik hiçbir zaman için hakkın kötüye kullanılması ya da hakkın ihlali niteliğinde olamaz. Takdir hakkı böyle kullanılamaz. Güvenlik gibi genel kavramlardan hareketle bir alan yaratırsanız, bu alanda sürekli hak ihlali yaşanır" diyor.
 

Akreditasyonu yenilenmeyen yabancı gazeteciler
 

Özellikle son bir yılda ülkeye girişine izin verilmeyen gazetecilerin yanında, Türkiye’deki gazetecilik izni yenilenmeyen gazeteciler de oldu.

Almanya’nın önde gelen haber dergilerinden Der Spiegel’in Türkiye’deki muhabiri Hassain Kazim gibi...

Kazim özellikle Soma maden faciasının ardından yaptığı haberlerde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik eleştirilere yer vermesinin ardından tehditler aldığını ve Erdoğan tarafından hedef gösterildiğini belirtiyor.

Kazim akreditasyon yenileme başvurusunu yaptıktan sonraki süreci ise Der Spiegel'e yazdığı yazıda şöyle anlatıyor:

"Bana hiçbir uyarı yapılmadı. Resmi olarak başvurum reddedilmedi de. Sadece ‘inceleme altında’ olduğu belirtildi. Ama ne Türk ne de Alman yetkililer iznimin yenileneceğini düşünüyordu. Bundan daha da kötüsü çeşitli çevrelerden ve hukukçulardan uyarılar aldım. Ülkede kalırsam 'teröre destek vermek, Türkiye Cumhurbaşkanı’nı aşağılamak' gibi suçlamalarla üzerime gelinebileceğini belirttiler. Sadece bu da değil... Alman yetkililer de durumu kızıştırmamak için Türkiye’yi bir an önce terk etmemi istediler. Sonucunda ben ve ailem, bir önlem olarak, Alman bir diplomat eşliğinde havaalanına götürüldük ve Türkiye’den ayrıldık."
 

"Uluslararası sözleşmelere aykırı"
 

Avukat Fikrel İlkiz, yabancı gazetecilerin sınır dışı edilmesinin ya da Türkiye'de çalışmasına izin verilmemesinin, hem Türkiye vatandaşlarının hem de yabancıların bilgi edinme hakkının kısıtlanması anlamına geleceğini belirtiyor ve "Onun için uluslararası sözleşmelerin tümüne aykırı olan bir davranış biçimidir" diyor.

İlkiz gazetecilerin çalışma haklarının elinden alınmasına hukuki gerekçeler bulmaya çalışmanın da demokrasiye aykırı olduğu görüşünde:

"Bu bir vatandaşlık ya da vatandaşlık hukukunu ilgilendiren ya da tehlikeli vatandaş konumuna getirilen bir yaklaşım içerisinde çözülecek bir sorun değil.

"Eğer bu anlamda gazeteciler sınır dışı edilirse, bu anlamda gazetecilerin ülkeye girişleri yasaklanırsa tüm dünyadaki demokratik ilkeleri tehdit eden bir hal demektir."
 

Yabancı gazeteciler üzerindeki baskı neden özellikle son dönemde arttı?
 

Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu’na göre bunun iki nedeni olabilir:

“Türkiye, Avrupa Birliği’nin çıkardığı bazı zorluklar ya da sürüncemede bıraktığı bazı konular ile ilgili olarak, karşılık vermek için ülke içinde bazı güçlükler yaratıyor olabilir. Ya da Türkiye gitgide kapalı bir toplum yaratmak, yeni Türkiye projesini içine sindirmeyen, tartışmaya açan, eleştiren Türkiyeli ya da yabancı gazetecilere dünyayı dar etmeye çalışıyor. Bunun başka bir açıklamasını bulmak zor.”

Sınır dışı uygulamasına maruz kalan gazeteciler arasında büyük ve itibarlı medya kuruluşlarının temsilcileri de var, serbest çalışanlar da.

Önderoğlu’na göre gazetecinin çalıştığı kurumun büyüklüğü Türkiye devleti için caydırıcı bir etken değil.

Önderoğlu gazetecilerin kendi ülkelerinden ise özellikle Suriyeli mülteciler konusunda Türkiye ile işbirliği ihtiyacı nedeniyle, beklenilen tepkinin gelmediğine dikkat çekiyor:

"Şu aşamada en çok şaşırdığımız durum ise Avrupa Birliği'ne üyelik konusunda irade göstermesi beklenen Türkiye’nin ve Türkiye'yi bu kadar uzun süredir muhatap almış bir AB’nin, kendi gazetecilerinin dışlanması ve onların hakları konusunu, diplomatik alanda yeteri kadar ifade etmemiş olması".

Türkiye'den sınır dışı edilen yabancı gazeteciler:

25 Nisan 2016: ABD'li gazeteci David Lepeska Atatürk Havalimanı'ndan geri çevrilerek Chicago'ya gönderildi. Lapeska Dünaya Bankası'na da gazetecilik yaptığından ötürü Türkiye'de "yabancı misyon" vizesiyle ikamet ediyor ve çalışıyordu. Reuters’a konuşan bir Türk yetkili Lepeska’nın basın kartı olmadığını ve herhangi bir basın kuruluşunda istihdam edilmediğini gerekçe göstererek, "Uygun hukuki kanalları kullanan kişiler böyle sorunlar yaşamıyor" dedi ve olayın basın "yasal prosedür" kaynaklı olduğunu savundu.

23 Nisan 2016: Yunan foto muhabir Giorgos Moutafis, Türkiye üzerinden Libya'ya geçmek için İstanbul'a geldi, ancak Türkiye'ye girişine izin verilmedi. Moutafis, isminin bir listeye alındığını öğrendiğini belirterek, "Pasaport kontrolü sırasında emniyet yetkilisi, Türkiye’ye girişimin yasak olduğunu söyledi. Neden listeye adımın alındığıyla ilgili kimse bana bilgi vermedi" dedi.

19 Nisan 2016: Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili hiciv içeren klibi yayınlanan Alman Devlet Televizyonu ARD'nin muhabiri Volker Schwenck'in Türkiye'ye girişine izin verilmedi. Schwenck Suriyeli mültecilerle ilgili haber yapmak üzere Türkiye'ye girmek istemişti.

19 Nisan 2016: Rus devlet haber ajansı Sputnik'in Türkiye yayınlarının Genel Müdürü Tural Kerimov Türkiye'ye alınmadı.

17 Mart 2016: Almanya'nın önde gelen haber dergilerinden Spiegel Online’ın Türkiye muhabiri Hassain Kazim, akreditasyonu uzatılmadığı için Türkiye'den ayrılmak zorunda kaldı.

9 Şubat 2016: Norveç'te yayınlanan Aftenposten gazetesi, İstanbul muhabirleri Silje Ronning Kampesaeter'in nişanlısı Kürt olduğu gerekçesiyle Türkiye'de basın kartı alamadığını ve 'ülkeden kovulduğunu' söyledi.

9 Eylül 2015: Hollandalı Gazeteci Frederike Geerdink, Hakkari’nin Yüksekova İlçesi’nde canlı kalkan eylemine katıldığı için gözaltına alındıktan sonra sınır dışı edildi.

BBC Türkçe'nin ulaştığı kaynaklar, aynı durumda kalan ama haberlere yansımayan başka gazeteci ve fotoğrafçılar olduğunu da ifade ediyor.

Türkiye'deki siyasi olayları fotoğraflayan bir İngiliz avukat/fotoğrafçı, daha sonra Türkiye'ye turist olarak gitmek istediğinde ülkeye girişine izin verilmediğini ve avukatı aracılığıyla "Türkiye için tehdit oluşturuduğu gerekçesiyle yasaklılar listesine alındığını öğrendiğini" belirtti.