Yaşam

Türkiye'nin son 5 yılda yüzde 17 artan yaşlı nüfusu emekli maaşıyla geçinemiyor

"60 yıllık doktorum, aldığım emekli maaşı 1800 lira"

15 Nisan 2018 10:23

Türkiye İstatistik Kurumu 2017 yılına ilişkin ‘İstatistiklerle Yaşlılar’ çalışmasına göre Türkiye’de 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus son 5 yılda yüzde 17 artarak, 6 milyon 895 bin 385 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 2013’te yüzde 7.7 iken geçen yıl yüzde 8.5’e çıktı. 

Türkiye Gerontoloji Atlası Araştırması) kapsamında 60 yaş ve üzeri 35 bin 236 kişi ile görüşüldü. Çalışmanın başındaki Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Tufan, yaşlıların yüzde 83’ünün doğrudan geliri bulunmadığını belirterek yüzde 62’sinin de sosyal güvenceden yoksun olduğunu söylüyor. 

Hürriyet'te yer alan habere göre, yaşlı nüfus oranının 2023’te yüzde 10.2, 2030 yılında yüzde 12.9, 2040 yılında yüzde 16.3, 2060 yılında yüzde 22.6 ve 2080 yılında yüzde 25.6 olacağı tahmin ediliyor. 

Emeli olduğu 2013’e kadar 43 yıl boyunca Anadolu’nun birçok yerinde sayısını hatırlayamadığı kadar bebeği dünyaya getirtti, onlarca kadını ameliyat etti, hayata döndürdü. 85 yaşındaki Dr. Erdinç Köksal, meslek hayatı boyunca iki çocuğunu, eşini bayramlarda, okul törenlerinde, hafta sonu tatillerinde, yılbaşı kutlamalarında defalarca yalnız bırakmak zorunda kaldı. İki çocuğu da babalarının mesleğinden o kadar şikâyetçiydi ki hekimliği seçmeyi düşünmediler bile. Dr. Köksal, bir bayram günü peş peşe acil vakalar için hastaneye gitmek zorunda kalınca, oğlu Dinçer’in kendisine, “Keşke babam bakkal olsaymış. Bak bakkal amcanın çocukları ilk gün haçlıklarını alıp lunaparka bile gitti. Biz daha bayramlaşmadık bile” dediğini unutamıyor. Dr. Köksal, “Çocuklarım haklıydı, karne, diploma törenlerine hiç katılamadım” diyor.

"60 yıllık doktorum; aldığım maaş 1800 lira"

Hekimler, emekli maaşlarının Emekli Sandığı, SGK veya Bağ-Kur’lu olmalarına göre değiştiğini söylüyor. Yaklaşık 3 bin lira alan da var 1800 lira ile geçinmek zorunda kalan da. Dr. Erdinç Köksal, “60 yıllık doktorum, aldığım emekli maaşı 1800 lira” diyerek, şunları anlatıyor: “İşyeri hekimliği yapıyorum. Bazı kurumlara hijyen, ilk yardım, meslek hastalıkları eğitimleri veriyorum. Mecburum buna. Kendimizi 24 saat mesleğimize adadık, ailemizi ikinci plana attık. Ama bir umudumuz vardı: Bir gün emekli olup, rahat etmek... ‘Artık emeklisin’ dediklerinde olayın hiç de öyle olmadığını maalesef gördük. Altı yıllık en uzun fakültenin ardından, bir de 4-5 yıllık mahrumiyet ve güçlüklerle geçen asistanlık döneminden sonra, 30-35 yaşlarında hayata sıfırdan başlayan bir mesleğin mensupları olarak emekliliğimizde aldığımız maaş gerçekten çok adaletsiz. Geçinme imkânı olmayan emekli hekimlerimiz var. ‘Hekimler para sıkıntısı, ekonomik sıkıntı çekiyor’ dendiği zaman kimse buna inanmıyor.

"Bu maaşlarla huzurevlerine gitmemiz mümkün değil"

İstanbul Tabip Odası Emekli Hekimler Komisyonu olarak emekli meslektaşlarımızla 10 yıl arayla iki anket yaptık. İstanbul’da yaklaşık 5 bin 700 emekli hekimiz. Her iki anketimizde emekli hekimlerin şikâyetlerinin başında ekonomik sıkıntılar yer aldı. Anketlerimize göre, emekli hekimlerin yüzde 61’i geçinmek için çalışmak zorunda. Yüzde 23’ü çalışmak istiyor fakat sağlık durumu uygun değil. Sadece yüzde 17’lik bir grup gerçekten emekli oluyor. Bu maaşlarla özel huzurevlerine gitmemiz mümkün değil. Ücretleri aylık 3 bin 500 liradan başlıyor, ayrıca bakıma muhtaçsa rakamlar 5-6 bini buluyor. Devlet huzurevleri için yıllarca sıra beklemek gerekiyor. Genel cerrahi şefliği yapan bir meslektaşımızın devlet huzurevine yerleşebilmesi için senelerce bekledik. 5 yıl önce özel bir huzurevine yerleştirdik. Emekli maaşıyla ödemesi imkânsızdı, haberi olmadan yetiştirdiği asistanı huzur evinin parasını ödedi. Geçenlerde bu arkadaşımızı kaybettik.”
 

“Normal yaşam ihtiyaçlarımızı karşılamak için 70-80’li yaşlarda kapı kapı dolaşıp iş arıyoruz. Birçok hekim, emekli aylığına makam tazminatı, görev tazminatı, performans gibi ek ödemeler yansıtılmadığı için çıplak maaşla geçinemeyeceklerini biliyor ve yaşları gelse de emekli olmayı istemiyor. Diğer taraftan biz bu işlerle uğraşmakla genç meslektaşlarımızın da ekmeğine mani oluyoruz. Bu bizi ayrıca üzüyor.”

Yüzde 62 Sosyal güvence yoksunu

GEROATLAS (Türkiye Gerontoloji Atlası Araştırması) kapsamında 60 yaş ve üzeri 35 bin 236 kişi ile görüşüldü. Çalışmanın başındaki Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Tufan, Türkiye nüfusunun 2050 yılında 100 milyona yaklaşacağını, bunların 30 milyonunun da yaşlı olacağını söylüyor. Yaşlıların yüzde 83’ünün doğrudan geliri bulunmadığını belirten Prof. Dr. Tufan, yüzde 62’sinin de sosyal güvenceden yoksun olduğunu söylüyor. Prof. Dr. Tufan, “2050 yılında Türkiye’de ortalama yaşam süresi erkeklerde 80, kadınlarda 85 yıl olacak. Yaşlılara lafta saygı gösterdik, artık icraatta saygımızı gösterme vakti. Yaşlılığın yükünü sadece aile taşıyamaz, artık devletin de bu yüke ortak olması gerekir. Bakım hizmetleri sağlık hizmetleriyle karıştırılmamalı. Hastane sayısını çoğaltarak yaşlılık problemini çözemeyiz, önemli olan sağlıklı yaşlıları çoğaltmak” diyor. Çalışmanın diğer sonuçları şöyle:

-Yaşlıların yüzde 80.8’i huzurevinde kalmak istemiyor.
-60 yaş ve üstünün ortalama % 25’i günlük ihtiyaçlarını karşılamada güçlük çekiyor.
-Yüzde 33’ü yatalak. 
-Yüzde 99’u tahıl ağırlıklı besleniyor. Yüzde 75.6’sı beslenmesine dikkat etmiyor. 
-10 yaşlıdan sadece biri düzenli kontrol yaptırıyor. 
-Boş zamanlarda kadınların yüzde 98’i, erkeklerin yüzde 88’i TV izliyor. Kadınların yüzde 62’si, erkeklerin yüzde 54’ü arkadaşıyla sohbet ediyor. Kadınların yüzde 53’ü, erkeklerin yüzde 43’ü radyo dinliyor. Kadınların yüzde 14’ü, erkeklerin yüzde 37’si gazete-dergi okuyor.
-60 ve üstü yaştakilerin yüzde 3.5’i spor yapıyor.
-Yüzde 25.9’u kuşaklararası dayanışmadan memnun değil.

Dr. Turhan Karadan, Dr. Fahrettin Doğusan, Dr. Fahri Güngör, Dr. Erdinç Köksal, Dr. Celal Belen, Dr. Ülkü Sema Aydın, Dr. İsmail Yeşiltaş, Dr. Semra Kürkçüoğlu, Dr. Gürsel Tümerdem, Prof. Dr. Yıldız Tümerdem. (Soldan sağa)