Gündem

"Türkiye'de her 11 aileden biri trafik mağduru; yaşamını yitiren her 100 yayadan 26'sı çocuk"

Her yıl 7 binden fazla kişi hayatını kaybediyor, 300 binden fazla kişi yaralanıyor

16 Ocak 2018 01:16

İstanbul Anadolu yakasındaki Bağdat Caddesi’nde yaşanan trafik kazalarından sonra, “Şehir merkezlerindeki işlek caddelerin trafik sorunlarının araştırılması ve alınabilecek önlemlerin belirlenmesi amacıyla” kurulan TBMM Dilekçe Alt Komisyonu Rapor çalışmalarını tamamladı. Raporda, Bağdat Caddesi'nin yol tasarımının hatalı olduğuna ilişkin bazı derneklerin görüşleri dikkat çekerken, Türkiye’de trafik kazalarına ilişkin istatistiki veriler korkutucu boyutları ortayı koydu. Buna göre, Türkiye’de trafik kazalarında yaşamını yitiren her 100 yayadan 26'sı çocuk; çocukların, trafik kazaları sonucu hayatlarını kaybetme oranı Türkiye'de yüzde 14,7, Almanya'da yüzde 4,9,  ABD'de ise yüzde 6,59. Trafik Kazalarını Önleme Derneği'nin araştırmasına göre, Türkiye’de her 11 aileden biri trafik mağduru.

Kapsamlı bir çözüm önerisi sunulan alt komisyon raporunda, trafik güvenliğinin sağlanması için öneriler dikkat çekti. Raporda, “Trafik, hız kesici kasis ve sinyalizasyon sistemlerinin kurulması, yer işaretlemelerinin görünürlüğünün artırılması, bazı yol bölümlerinde ve mahallerde ağaç, bina, vb. gibi engellerin kaldırılması, karayolunda trafik düzeni ve güvenliği ile can ve mal emniyetinin sağlanabilmesi amacıyla yapılmış olan trafik işaretleme ve düzenlemelerinin tüm sorumluluk bölgelerinde düzenli ve planlı bir şekilde yeniden gözden geçirilerek varsa aksaklık ve olumsuzlukların ortadan kaldırılması, izinsiz konulmuş olan levha vb.nin kaldırılması, eski ve yıpranmış olanların değiştirilmesi ve eksikliklerin ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde giderilip iyileştirilmesinin sağlanması gerekmektedir” dendi.

Her yıl 7 binden fazla kişi hayatını kaybediyor, 300 binden fazla kişi yaralanıyor

TBMM Trafik Alt Komisyonu Raporunda yer alan bazı bölümler şöyle:

"Türkiye’de ise her yıl yedi bini aşkın kişi, trafik kazalarında hayatını kaybederken yaklaşık üç yüz bin kişi de yaralanmaktadır. Yani Türkiye’deki yollarda her gün ortalama 22 kişi ölürken 820’den fazla kişi de yaralanmaktadır. Yaralananlardan bazıları ömürleri boyunca engelli kalmaktadır. Bu durum bu kişilerin yaşamlarının önemli bir bölümünün tamamen veya kısmen yok olması anlamını taşımaktadır.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre, tüm ölüm nedenleri arasında, “trafik kazaları sonucu ölüm” üçüncü sırada yer almaktadır. Trafik Kazalarını Önleme Derneğinin araştırmasına göre Türkiye’de her 11 aileden biri trafik mağdurudur.

Karayollarında meydana gelen trafik kazaları makro ölçekte ülke ekonomilerine, mikro ölçekte şehir ekonomilerine büyük maliyetler yüklemektedir. Türkiye’de 2012 yılı için, trafik kazalarının maliyetinin 4 milyar Amerikan dolarının üzerinde olduğu hesaplanmıştır.

Trafik kazalarına bağlı ölümlerin yarısından
10 ülke sorumlu, aralarında Türkiye de var

Karşılaştırılabilir verilerin bulunduğu 2016 yılına ilişkin bazı Avrupa ülkelerine ait trafik kaza bilgileri ve bin kişiye düşen otomobil sayısı aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Dünyadaki trafik kazalarına bağlı ölümlerin yüzde 48’inden sorumlu 10 ülke: Türkiye, Brezilya, Kamboçya, Çin, Mısır, Hindistan, Kenya, Meksika, Rusya ve Vietnam. (Kaynak: WHO)

Ülkemizde trafik kazalarında yaşamını yitiren her 100 yayadan 26'sı çocuktur. Çocukların, trafik kazaları sonucu hayatlarını kaybetme oranı Türkiye'de % 14,7, Almanya'da %-4,9, İngiltere'de %5,86, ABD'de ise % 6,59.

Verilere baktığımızda, yaşadığımız hiçbir felaketle kıyaslanamayacak kadar vahim bir tablonun ortada olduğu görülmektedir.

Önlem almadığımız takdirde, trafik kazalarına bağlı ölüm ve yaralanmalar artarak devam edecek ve çok daha üzücü bir manzara meydana gelecektir. Mevcut rakamlar bile dikkate alındığında bu konu büyüklüğü gittikçe artan bir halk sağlığı sorunu olarak ortaya çıkmaktadır. Oysa yapılan çalışmalar, diğer halk sağlığı sorunlarında da olduğu gibi, bu nedenlere bağlı ölüm ve yaralanmaların, uzun vadeli yol güvenliği politika ve stratejilerinin uygulanmasıyla önlenebilir olduğunu ortaya koymaktadır

Mağdurların psikolojilerinin iyileşmesi için adalet duygusunun yerine gelmesi çok önemli

Trafik mağdurlarının psikolojilerinin iyileşmesi için adalet duygusunun yerine gelmesi çok önemlidir. İnsan eliyle gerçekleştirilen travmalar ‘doğal’ yollarla gerçekleşen travmalardan daha ağır sorunlara yol açabilir. Bunun nedeni insan eliyle olanlara anlam verilmesinin güçlüğüdür. Bir insanın bir diğerini öldürmesi, bilerek ya da ihmalkarlık yüzünden trafikte insanlara zarar vermesi kolay kolay anlamlandırılacak şeyler değildir. Bu nedenle de psikolojik olarak baş edilmesi daha zordur.

Psikolojik desteğin yanında travmatik olaylara yönelik toplumsal ve aile desteği, toplumsal duyarlılık ve dayanışma, adaletin sağlanması, faillerin gerekli cezaları mümkün olan en kısa sürede alması, özellikle trafik kazaları gibi önlenebilir travmalara karşı yaya ve yol güvenliğine yönelik tedbirlerin alınması hem yaralanmış kendiliğin onarılması, hem de dünya ve insanların güvenilir olduğu algısını güçlendirmesi, yalnız olmadığı hissini yeniden sağlaması nedeniyle iyileşmede oldukça önemlidir. 

Ölümlü trafik kazalarında hastanelerde teşhis için vefat eden kişinin yakınlarına ölen kişinin temizlenmeden gösterilmemesi konusunda prosedürün hazırlanması gerekmektedir.

Trafik kazası sonucu sevdiklerini kaybedenler teşhis için morga girdiklerinde kaza sonrası sevdiklerini temizlenmeden teşhis etmeleri çok daha ağır travmalar yaşamalarına neden olmaktadır.

2015 yılından bu yana sağlık kuruluşlarına sevk edildikten sonra kazanın sebep ve tesiriyle 30 gün içinde hayatını kaybedenler de sayılmaktadır. Fakat trafik kazaları sonucu yaralananlardan kaç kişinin engelli kaldığı bilinmemektedir. Bu konuda da Sağlık Bakanlığının engel derecesine göre istatistikleri tutması için gerekli çalışmaları yapması gerekmektedir.

ALT KOMİSYONUN KONUYA İLİŞKİN TEŞHİSİ, DEĞERLENDİRMESİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

· Ülkemizde en çok trafik kazalarının yaşandığı il yüzde 50,5 gibi yüksek bir oranla İstanbul'dur. İstanbul'daki trafik kazalarındaysa son yıllarda sansasyonel vakalarla yerel ve ülke basınında, internet ve sosyal medyada gündem olmaya başlayan ve Kızıltoprak'tan başlayarak Maltepe ilçesine kadar uzanan Bağdat Caddesi’dir. Bağdat Caddesi, İstanbul Anadolu yakasının hem alışveriş hem yaya hem de trafik anlamında en yoğun noktalarından bir tanesidir. Bu sebeple, İstanbul Bağdat Caddesi ve bunun gibi büyük şehirlerimizdeki işlek caddelerde uygulanmak üzere kalıcı ve caydırıcı tedbirlere de ihtiyaç vardır.

Bağdat Caddesinde 2016 yılında 166 adet maddi hasarlı, 118 adet yaralamalı ve 1 adet ölümlü trafik kazası meydana gelmiştir. 2016 yılında meydana gelen kazalarda 167 vatandaşımız yaralanmış ve 1 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 2017 yılının ilk 9 aylık döneminde ise 119 maddi hasarlı, 79 yaralamalı trafik kazası meydana gelmiş olup, ölümlü kaza bulunmamaktadır. 2017 yılının ilk 9 ayında meydana gelen kazalarda 98 vatandaşımız yaralanmıştır.

· Kent merkezlerinde bulunan ana arterlerde çok sayıda toplu taşıma aracının durak ve güzergahının bulunması nedeniyle trafik akımının yavaşladığı gözlenmektedir. Bu nedenle söz konusu araçların şehir merkezlerinde trafik yoğunluğunun fazla olduğu zaman dilimlerinde belirlenen güzergahlara girmemesi, metro, tramvay vb. alternatif araçlarla ücretsiz aktarma yapılarak veya alternatif farklı tali yollardan ulaşımın sağlanması gerekmektedir.

· Yayalar için yatay ve düşey işaretlemeler ile alt ve üst geçitlerin yeterince olmadığı, geçit bulunan yerlerde de yayaların buraları kullanmaları konusunda gerekli alışkanlıklara sahip olmadıkları, rastgele yerlerden ve gerekli kontrolü yapmadan karayolunda karşıdan karşıya geçtikleri, sürücülerin de yayalara tolerans göstermedikleri görülmekte, bu konuda etkin önlem ve denetim tedbirlerinin alınması gerekmektedir.

· Güvenli bir trafik ortamı için bisiklet yollarının diğer taşıt yollarından ayrı olarak tesis edilmesi, şehir planlamalarında bisiklet kullanımının mutlaka yaya ve araçlarla birlikte düzenlenmesi gerekmektedir. Ülkemizde bisiklet kullanımının yaygınlaştırılarak trafik sorunlarının önüne geçilmesi, sağlıklı yaşam vb. konularda çalışmalar başlatılması gerekmektedir.

· Trafiğin yoğun olduğu cadde ve sokakların, araç trafiğine tamamen ya da belirli saatlerde kapatılarak kısıtlama getirilmesi veya toplu ulaşım araçlarının tercih edilmesine yönelik güzergah ve kısıtlamalar getirilmek suretiyle kent merkezlerinin yayalaşacağı düşünülmektedir.

· Karayolu yapım ve bakımında ulusal ve uluslararası standartlar göz önünde bulundurulmalı, taşıtların muayenesi takip edilmelidir. Gerekli izin ve tedbirler alınarak kamuoyunu bilgilendirici haberler yapıldıktan sonra, trafiğin yoğun olmadığı gün ve saatlerde yeterli personel ve ekipmanla mümkün olan en kısa sürede alt yapı çalışmaları gerçekleştirilmelidir.

· Trafik güvenliğini sağlamaya yönelik olarak, hız kesici kasis ve sinyalizasyon sistemlerinin kurulması, yer işaretlemelerinin görünürlüğünün arttırılması, bazı yol bölümlerinde ve mahallerde ağaç, bina, vb. gibi engellerin kaldırılması, karayolunda trafik düzeni ve güvenliği ile can ve mal emniyetinin sağlanabilmesi amacıyla yapılmış olan trafik işaretleme ve düzenlemelerinin tüm sorumluluk bölgelerinde düzenli ve planlı bir şekilde yeniden gözden geçirilerek varsa aksaklık ve olumsuzlukların ortadan kaldırılması, izinsiz konulmuş olan levha vb.nin kaldırılması, eski ve yıpranmış olanların değiştirilmesi ve eksikliklerin ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde giderilip iyileştirilmesinin sağlanması gerekmektedir. Diğer yandan, mazgal ve menfezlerin tıkanmış, kapanmış veya tahliye kapasitesinin yetersiz olması nedeniyle, yağışlı havalarda karayolu yüzeyinde su birikintilerine neden olduğu ve tahliye edilemeyen su birikintilerinin trafik akışını ve güvenliğini tehlikeye düşürerek ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı kazalara sebebiyet verdiği görülmektedir. Bu nedenle görülen eksikliklerin ivedilikle giderilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.

· Trafiğin yoğun olduğu ana arterler üzerinde bulunan pazar yerleri ve galeri gibi ticari faaliyetler nedeniyle yol kenarı ve yaya kaldırım işgalleri sonucu karayolunun kapasitesinin düştüğü ve trafik akımının yavaşladığı görülmektedir. Söz konusu faaliyetlerin başka bir alana kaydırılması ya da yoğunluğun yaşanmadığı hafta sonu günlerde gerçekleştirilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.

· Kaza kara noktaları belirlenerek, ülkemizin kaza risk haritası oluşturulmalı, trafik kaza istatistiklerine göre, trafik kazalarının yoğun olduğu yol kesimleri, mevsim, gün ve saatlerin tespit edilmesi ve bu tespitler doğrultusunda gerekli önlemlerin alınması sağlanmalı, sıkça yaşanan kural ihlal istatistikleri çıkarılarak bu ihlallerin özel motorlu taşıt sürücüleri kursu eğitimlerinde gösterilmesi için Millî Eğitim Bakanlığı ile işbirliğine gidilmelidir.

· Yayaların karşıdan karşıya geçişlerinde yaya geçitlerini kullanmalarına yönelik eğitim ve denetim faaliyetlerinin etkinliğinin arttırılması, toplu taşıma araçlarının belirlenmiş güzergah ve duraklar dışında yolcu indirme ve bindirme yapmalarına izin verilmemesi gerekmektedir.

 · Trafikte kural ihlallerinde herkesin anında şikâyetlerini ulaştırabileceği mobil uygulamalar geliştirilmeli, bu bağlamda etkili bir ihbar mekanizması kurulmalı, vatandaşların toplu taşıma araçlarını yoğun olarak kullandıkları saatlerde ihtiyaca cevap verecek düzeyde araç ve sefer sayısı artırılmalı, toplu taşıma araçlarını ve kısa mesafelere yaya gidilmesini özendirici kampanyalar başlatılmalıdır.

· Okul servis şoförlerinin trafik adabı eğitimi alması, ticari araç kullanan tüm sürücülere bu eğitimin verilmesi hedeflenmelidir.

· Trafik denetimlerinde şehir içinde ve şehirlerarası yollarda elektronik ve mobil denetimler yaygınlaştırılmalıdır. Trafik kontrol merkezleri yaygınlaştırılmalı ve trafik ile ilgili birimler koordinasyon içinde olmalıdır.

· Şehir içinde ölümlü kazaların sebeplerinin %90'ında aşırı hız ve kırmızı ışık ihlalleri bulunmaktadır. Aşırı hızın azaltılması için hız yapılan cadde ve bulvarların tespit edilerek ve trafik mühendisliği çerçevesinde hız kesiciler ve kameralı denetim sisteminin tam kurulması şarttır