Gündem

Türkiye ve ABD arasında İncirlik ile Diyarbakır pazarlığı

ABD ve Türkiye'den gelen açıklamalar Türkiye'nin Suriye’ye müdahalesinin yakın olduğu beklentisine yol açtı

04 Temmuz 2015 16:44

Kuveyt'teki üslerini kullanarak IŞİD'i vuran ABD, iddiaya göre İncirlik ve Diyarbakır üslerinin operasyona açılmasını istiyor ve cevap bekliyor.

ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass'ın ''Türkiye ve ABD, Suriye'nin kuzeyinde ve Suriye sınırında IŞİD'e karşı ortak endişeyi paylaşıyor. "Bu tehdit konusunda birlikte çalışmaya devam ediyoruz. ABD ve Türkiye’nin beklentilerini PYD’ye iletmekte netiz. Sınırı kim kontrol ediyorsa IŞİD'le mücadele etmeli'' sözleri, Suriye’deki duruma müdahale konusunda Türkiye ve ABD’nin politikalarının birbirine yakınlaştığı şeklinde yorumlandı.

Habertürk'te yer alan habere göre, gerek büyükelçinin açıklamaları, gerek sınırda yaşanan askeri hareketlilik ve diplomatik görüşme trafiğinin hızlanması, Türkiye'nin Suriye’ye müdahalesinin yakın olduğu beklentisine yol açtı. ABD medyasında da benzer haber ve yorumlar yer alınca önceki gün gazeteciler sınıra yığıldı, tüm dikkatler Suriye sınırına yoğunlaştı. Başbakan Davutoğlu, ''Kimse yarın Türkiye’nin Suriye'ye gireceğini beklemesin'' derken, alınan askeri tedbirleriyse doğruladı. Hükümet kaynaklarından ve güvenlik bürokrasisinden edinilen bilgilere göre müzakerelerdeki temel başlıklar şöyle:

 

Temas trafiği hızlandı

 

Türkiye ile ABD arasında başta IŞİD'le mücadele olmak üzere Suriye’deki gelişmelere ilişkin çok ciddi müzakereler yürütülüyor. Halen IŞİD hedeflerini Kuveyt’teki Ahmet el Cebr Hava Üssü’nden kalkan uçaklarla vuran ABD, Adana'daki İncirlik Üssü ile Diyarbakır'ın, bu operasyonlar için açılmasını istiyor. Bu konuda Türkiye'nin karar vermesi bekleniyor.

 

Üs açılırsa karar verecek

 

ABD, Türkiye’nin sınır güvenliği ve sığınmacılara ilişkin talepleri konusunda karar verebilmek için öncelikle üslerin açılmasını istiyor. Üslerin açılması ABD'nin elini rahatlatacak; karşılığında Türkiye’yi destekleyen grupların bu operasyonlarda aktif şekilde rol alması konusunda destek olacak.

Türkiye gibi ABD de Cerablus'un, IŞİD'in elinden alınmasını istiyor ancak bunun yöntemi ve kimin kontrolünde olacağına ilişkin mutabakat yok.

Bu bölgenin IŞİD'den arındırılması PYD eliyle mi, Esed rejimi muhalifleri eliyle mi yoksa Türkiye’nin doğrudan müdahalesiyle mi olacak; bununla ilgili henüz mutabakat yok.

 

Opsiyonlar masada

 

Türkiye’nin güvenlikli bölge, uçuşa yasak bölge gibi talepleri ayrı ayrı opsiyonlar olarak değerlendiriliyor. Uçuşa yasak bölgenin oldukça maliyetli ve zor olduğu belirtilerek, bunun için devriye gezen savaş uçakları ve uçaksavar rampalarına ihtiyaç duyuluyor.

 

Kırmızı çizgi Cerablus

 

Cerablus’u kimin kontrol edeceği Türkiye’nin kırmızı çizgisi. Görüşmeler burada düğümleniyor. PYD, buraya girerse Afrin’e kadar koridorun önü açılıyor. Türkiye bütün sınırın PYD tarafından kontrol edilmesine karşı.

Türkiye, nüfus yoğunluğunun Arap- Türkmen ağırlıklı olduğu bölgelerde Kürtleştirme politikasına karşı sert tavır gösteriyor.

Türkiye’nin endişeleri, ''Mesele orada PYD’nin varlığı değil; nereyi ne kadar kontrol ettiği'' diye sıralanıyor. Türkiye, PYD’nin Fırat’ın batısına geçmesini istemiyor. PYD, Cerablus'a doğru saldırıya geçerse Türkiye, her şeyi göze alarak oraya müdahale edebilir.

Türkiye'nin Cerablus’a girmesi, şehir savaşı anlamına geliyor ve bu çok fazla risk barındırıyor.

Koşullar zorlarsa Türkiye, Ankara anlaşmasından kaynaklanan, sınırdan 15 kilometre içeriye kadar sıcak takip hakkını kullanabilir.

Türkiye, 2178 sayılı BM kararını gerekçe göstererek IŞİD'le mücadele için hukuki bir zeminde ABD'yi ikna edebilir. Anlaşma olmadan Suriye'ye girmesi Türkiye'yi uluslararası hukuk açısından zora sokabilir.