Gündem
Deutsche Welle

'Türkiye de AB'ye muhtaç'

30 Kasım tarihli Alman gazetelerinde yayınlanan Türkiye konulu yorumlarda, Rusya ile Türkiye arasındaki krizin ışığında geçen AB-Türkiye zirvesi ele alınıyor.

30 Kasım 2015 10:19

‘Neue Osnabrücker Zeitung’ Avrupa Birliği’nin mülteci akınının
önlenebilmesi için Türkiye’ye büyük fedakârlık yapmaya hazır
olduğunu belirttiği yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“Türkiye ve Balkan rotası üzerinden Avrupa’ya akan mülteci
kitlelerinin frenlenebilmesine Avrupa Birliği yüksek bedel
biçti. Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye vaat ettiği milyarlarca
Euro’luk yardımın aslan payını yine Almanya üstlenecek. Türkiye
açısından bir o kadar önemli olan diğer vaat ise, 2016 yılının
ekim ayından itibaren AB ülkelerine vizesiz seyahat edebilecek
olmaları. Brüksel şimdiye kadar vize kolaylığına itiraz
etmekteydi. Türkiye’ye verilen tavizler Recep Tayyip Erdoğan’ın
ne kadar güçlü kozlara sahip olduğunu gösteriyor. Türkiye
Cumhurbaşkanı ülkesinin Avrupa ile Asya arasındaki jeopolitik
önemi sayesinde Türkler için önemli tavizler koparabiliyor.”

‘Badische Zeitung’ adlı gazete AB-Türkiye zirvesinin perde
arkasına bakıyor:

“Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun Avrupa liderleriyle
yaptığı buluşma tarihe ‘yalancılık’ zirvesi olarak geçmeye
adaydır. Konsey Başkanı Donald Tusk gayelerinin, Avrupa’nın
Balkanlara olan sınırının korunmasını Türkiye’ye ihale etmek
olmadığını söylüyor. Aslında tam da bu amaçlanıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Başbakan Davutoğlu’nu kendi halkına,
AB’nnin tepkisinden çekinmeden Kürtleri bombalayabileceğini, Rus
savaş uçağı düşürebileceğini ve basın özgürlüğünü
bastırabileceğini göstermek için Brüksel’e gönderdi. Bu hesabın
yüzde yüz oranında tuttuğu anlaşılıyor.”

‘Frankfurter Allgemeine Zeitung’, Rusya’nın Suriye’deki iç
savaşa müdahale etmesi ile Brüksel zirvesi arasındaki ilişkiye
ayırdığı yorumunda şu görüşlere yer vermiş:

“Rusya, Esad’dan yana savaşa müdahale etmekle, Türkiye’yi de
karşısına almış oldu. Erdoğan bu durumda Avrupa’ya avuç açsaydı
benliğini inkâr etmiş olurdu. Erdoğan yardım istemek yerine
Avrupa’ya ve öncelikle de Almanya’ya şantaj yapmak amacıyla
savaştan kaçan Suriyeli mültecileri stratejik silah olarak
kullandı. Brüksel’de yapılan niyet açıklamaları ilk bakışta
elbette, AB’nin kendi amaçlarına hizmet ettiği sürece her türlü
iç politik manevraya başvuran ve otoriterliği giderek artan bir
aktör karşısında dize gelmesi gibi görünebilir. Uzun vadede
nasıl Avrupa Türkiye’yi görmezden gelemezse, Türkiye’nin de
Avrupa’ya en az o kadar ihtiyacı var. Karşılıklı muhtaçlığın
NATO’nun en eski üyelerinden Türkiye’nin AB üyeliğine vesile
olacağı kesinleşmiş değildir.”

‘Mitteldeutsche Zeitung’ ise Türkiye’nin Rusya’yı karşısına
almakla şantaj potansiyelini tükettiği görüşünü savunuyor:

“Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şantaj kozunu
kaybetti. Rus savaş uçağının düşürülmesi yüzünden Moskova ile
bozuşan Türkiye sadece muazzam dış politik hatası yüzünden
kaybettiği prestijini kurtarmaya çalışırken, aynı zamanda
ekonomik yaptırımların sonuçlarına da katlanmak zorunda kalacak.
Bu durum Türkiye açısından AB’nin önemini arttırıyor. Çünkü
Türkiye artık AB’nin vermediğini Rusya ile ticaret yaparak
telafi edemeyecek. Dolayısıyla, mülteci meselesinde AB’nin
Türkiye’ye vaat ettiği yardım büyük önem taşıyor. Gerçi Türkiye
bundan böyle de milyonlarca mültecinin yükünü çekmek zorunda
kalacak, ama karşılığında yardım alacak. Aynı zamanda Rusya
perspektifinin tahrip olduğu anda Avrupa perspektifi kazandığı
da göz ardı edilmemeli. Hafta sonundaki AB-Türkiye zirvesi son
derece önemli gelişmelere başlangıç olmuştur.”

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle