Kültür-Sanat

Türkçe müziğin gizli hazinelerinden: Ece Dorsay

"Ece Dorsay’ın bu ülkede zar zor albüm yapabiliyor olması kalp kırıcı"

09 Şubat 2016 20:53

Yavuz Hakan Tok*

Türkçe müziğin “gizli” hazinelerindendir Ece Dorsay. “Gizli” diyorum çünkü ülkenin en ünlü sinema eleştirmeni Atilla Dorsay’ın kızı olmasına rağmen, doğuştan sahip olduğu medya gücüne sırtını hiç dayamamış, başından beri kendi yolunda bağımsız bir müzisyen olarak yürümüş, bu nedenle de hep az bilinir kalmış ya da kalmayı tercih etmiş bir isim Ece. Bunun da ötesinde kimselere benzemeyen sesi, kendine ait şarkıları ve o şarkılarla yarattığı dünyasıyla da nevi şahsına münhasır, özel bir isim.

Ece Dorsay’ın ilk resmi kaydı olan “Tutkuların Peşinde” adlı şarkı, 2000 yılında Universal Müzik tarafından piyasaya sürülen “Alternative Rock” adlı albümde yer alıyordu. 2002 yılında ise ilk albümü “Kum Saati” ile çıktı dinleyici karşına. Bu ilk albüm, onun her bakımdan farklı bir müzisyen olduğunu hissettirmiş ve Dorsay’ın dikkatleri üzerine çekmesini sağlamıştı ama ikinci albüm “Kırmızı Karanlık” çok uzun bir aradan sonra, ancak 2013 yılında piyasaya çıkabildi. Zira müzik endüstrisi içinde oyunu kurallarına göre oynamaya yanaşmayan bir müzisyen için bu ülkede işler her zaman çok ama çok zordu.

Ece Dorsay’ın üçüncü albümü “Dünyamın Haritası” ise 2015 yılının Aralık ayında İrem Emre Müzik tarafından dijital platformlarda satışa sunuldu. Albümde 11 şarkı var. Önceki albümlerinde tamamen kendi yazdığı şarkıları söyleyen Dorsay, bu defa işi bir adım daha ileri götürüp bütün düzenlemeleri  kendisi yapmış, hatta bütün enstrümanları da kendisi çalmış (öyle ki bir şarkıda ağzıyla trompet dahi çalıyor, “beatbox” yapıyor.) İşin büyük kısmını evindeki stüdyosunda kotarmış, sadece gitar ve vokal kayıtları Sezen Aksu’nun stüdyosunda gerçekleştirilmiş. Yani hem başından sonuna “self-made”, hem de büyük kısmı “home-made” bir albüm bu. Diğer albümlerinden farklı olarak ilk defa “cover” bir şarkıya da yer vermiş albümünde. Onun dışında kalan 10 şarkının söz ve müzikleri de yine Ece Dorsay imzası taşıyor.

Albümün “cover” şarkısı “Vitrin”, sözleri Sezen Aksu’ya, bestesi Can Algeç’e ait ve daha önce Ajda Pekkan tarafından seslendirilmiş bir şarkı. Orijinal versiyonu tam bir dans şarkısı olan “Vitrin”, Ece Dorsay’ın sesi ve düzenlemesiyle bambaşka bir hale dönüşmüş ve hatta denilebilir ki Ajda Pekkan versiyonundan çok daha net bir ifade kazanmış. Nitekim hiçbir zaman görselliği şarkılarının önüne geçirmemiş, bu anlamda alışageldiğimiz kadın şarkıcı vitrinini hiç tanzim etmemiş Ece Dorsay’ın bu şarkının klibinde karşımıza ağır makyajla, dekolte elbiseyle filan çıkması boşuna değil. Şarkıdaki “vitrin-iklim” metaforlarına çarpıcı bir gönderme var orada.

Böylelikle albümün tek “cover”ı da Ece Dorsay’ın kendi şarkılarında başından beri sürdürdüğü izleğe, taşıdığı felsefe, dünya görüşü ve yaşam biçimine eklemlenmiş. Çıkış noktası eski Emek Sinemasının yok edilmesi olan ama aslında sadece İstanbul’un değil tüm ülkenin içinden geçtiği bir yıkım sürecini sözünü sakınmadan anlatan “İstanbul Ayaklar Altında” başta olmak üzere, ağırlıklı olarak aşk teması üzerinden içine hapsolduğumuz ritüelleri, kuralları, kaideleri, yasakları, hayata dair dayatılan kerameti kendinden menkul doğruları sorguluyor Ece Dorsay şarkılarında. Ve bunu sadece kurduğu cümleler, bastığı notalarla değil, bütün varlığıyla yapıyor. Bu yüzden çok samimi ve çok gerçek.

Başka bir ülkede yaşıyor olsa bu ses tınısı ve bu şarkı yazma ve söyleme biçimi ile çok daha başka türlü değer biçilecek Ece Dorsay’ın bu ülkede zar zor albüm yapabiliyor olması kalp kırıcı. Yine de her türlü zorluğa rağmen ortaya çıkarılmış bu albüm, hem teknik hem de artistik açıdan çok daha iyilerini yapabilmesi için Ece Dorsay’a en azından bu defa bir kapı açar umarım. Hatta Ece’yi sahnede çok kez dinlemiş birisi olarak onun ses renginin ve şarkıcılığının ince detaylarını çok daha fazla ortaya çıkaran caz şarkılarından oluşan bir albümü (ya da en azından akustik Youtube kayıtlarını) kendi “wishlist”imin baş sıralarında tutuyorum.

NOT: Albümün CD baskısı yapılmadığı için benim gibi kartonet meraklıları albümü iTunes’dan indirdikleri takdirde, hem şarkı sözlerinin hem de detaylı bilgilerin bulunduğu 15 sayfalık kartoneti de edinmiş oluyorlar. Aklınızda bulunsun. 


Bu yazı ilk olarak Milliyet'te yayımlanmıştır.