Gündem

Türkçe bilmiyor denilen milletvekili Uca: Meclis'teki yeminde Efkan Ala'dan iyiydim

'İlk defa Türkiye’de görüyorum konuşmanın içeriği nedeniyle dokunulmazlığın kalkmasının istendiğini'

17 Ağustos 2015 12:55

Anadili Türkçe olmadığı için TBMM’de Kürkçe yemin etmek istediğini söyleyen ve yaşanan tartışmalar sonrasında, Meclis'te Türkçe yemin eden HDP Diyarbakır milletvekili Feleknas Uca, “Bütün basın ‘Türkçe bilmiyor’ diyordu. Ya da “Kürtçe yemin edecek” diyordu… Hatta ben Efkan Ala’dan daha iyi okudum. Bazılarının iki defa tekrarlaması gerekti” dedi.

Paris’te öldürülen Fidan Doğan için "Arkadaşımdı. Yıllarca birlikte Strazburg’da 8 sene beraber çalıştık" diyen HDP Diyarbakır milletvekili Uca, cinayeti kimin gerçekleştirdiği sorusuna “Bence herkes biliyor. İddianameyi bekliyoruz; ses kaydı çıktı, Ömer Güney’in çıkışı gidişi, Ankara ziyareti” şeklinde yanıt verdi.

Türkiye’de siyasetin Almanya’ya göre farklı olduğunu söyleyen, Avrupa Parlementosu’nda da milletvekiliği yapmış Uca “Türkiye’de biri bir şey söylese yarın ya dava açacaklar; ya Figen Başkan ya Selahattin Başkan’ın dokunulmazlığını kaldıracaklar. İlk defa Türkiye’de görüyorum konuşmanın içeriği nedeniyle dokunulmazlığın kalkmasının istendiğini” dedi.

Cumhuriyet gazetesinden Duygu Güvenç’in Feleknas Uca ile gerçekleştirdiği röportajın tamamı şöyle:

- Özgürlük ve barış istiyorsunuz. Fakat bugün bile kaç kişi öldü. Neler oluyor?

Barış sürecinden savaş yaratmak isteyen insanlar var. Şu anda barış ve savaş terazisi var, dengede. Bu halktan kimse savaş istemiyor. Savaş isteyenlere, halk adına izin vermeyeceğiz. Tüm halklar şu anda seslerini çıkarmalı.

- Ama sokaktaki trafik polisi öldürülüyor. Sizce bunu kim yapıyor, PKK değil mi?

Kimin yaptığını bilmiyoruz. İmralı sürecinin başlaması gerekirdi. Sanki 90’lardaki dönemleri geri getirmek isteyenler var. Biz kendi gözümüzle gördük, helikopterlerden cisim atarak yangın çıkartıyorlar. Geçen hafta da devlet, Dersim ve Şırnak’ta “köyleri boşaltın” diye baskı yaptı.

- Bu süreçte ne yapacaksınız?

Biz başında da barış istiyorduk hâlâ barış istiyoruz. Hâlâ da anlatıyoruz. Biliyoruz ki barış dışında hiçbir şey mümkün değil bizim için. Türkiye’de polis ve asker aileleri de “hakkımızı helal etmiyoruz” diyorlar. Türkiye’de bütün halklar ayağa kalkıp “Barış istiyoruz” derse barış olur.

- Müzakereye dönülür mü? AKP’ye güvenir misiniz?

Koalisyonla ilgili ne çıkacak bir bakalım. Bu süreç başlamadan önce Dolmabahçe görüşmesi oldu. Bütün toplumda demokrasi isteyenler için önemli bir umuttu. Yine aynı yere dönüp kaldıkları yerden devam etmeliler.

- Silahsızlanma kongresinin toplanması için ne olmalı?

Bu durumda Kandil’i bombalarken, siyasi tutuklamalar olurken pratik adım mümkün değil. Sürecin yok olduğunu görüyoruz...

- Diyelim ki devlet eğitimde adım attı?

Kürtlüğün inkâr edildiği bir yerde ne Kürtçe eğitime izin verilir, ne diğer haklara. Hâlâ, en temelde, Kürtlük inkâr ediliyor, Kürt sorunu diye bir sorun yok diyorlar...

- İnkâr edildiği sürece silah bırakılmaz mı?

Ben öyle bir şey demedim. Silahın ortadan kalkacağı ortam olursa silah ortadan kalkar. Her şey ortada zaten...

- Türkiye’de kampta kalan Ezidilerin Suruç’un ardından durumları ne?

IŞİD’in elinden kurtulun kadınları dinleyince bir kadın olarak çok etkileniyorsunuz. “Biz IŞİD’in elinden kaçtık. Ailemizi, her şeyimizi orada kaybettik ama burada da bize zarar verebilirler” diyorlar.

- Yemin gününde yakanıza taktığınız tavus kuşunun anlamı ne?

Ezidiler için önemli bir semboldür. 7 gün var. Her gün için farklı bir meleğin adı yazılı. Melekli tavus da en büyük melektir.

- Sakine Cansız arkadaşınız mıydı?

Fidan Doğan arkadaşımdı. Yıllarca birlikte Strazburg’da 8 sene beraber çalıştık.

- Kim öldürttü?

Bence herkes biliyor. İddianameyi bekliyoruz; ses kaydı çıktı, Ömer Güney’in çıkışı gidişi, Ankara ziyareti.

- PKK’nin cezalandıracağı bir isim miydi?

Hayır, öyle bir şey yok. Ömer Güney’in ilişkileri araştırılsın, kimlerle ilişkisi olduğuna bakılsın. Kaç defa Ankara’ya gidip görüşmeler yapmış? Fransa’nın yazdığı iddianame çıktı. Onunla inanıyorum ki çok şey netleşecektir.

- Nasıl Türkçe öğreniyorsunuz?

Konuşarak... Okuyorum, anlıyorum da...

- Neden Avrupa Parlamentosu’ndan sonra Türkiye’de siyaset yapmak istediniz?

AP’de çok değerli tecrübeler edindim ve bunları kendi halkımın özgürlüğü için de kullanmak istedim. Yeni bir anayasanın yapılması, tüm halklar için eşitliğin sağlanması için ülkemde de hizmet etmek istiyorum.

- Nasıl yapacaksınız bunu ? Mesela sizi TV’lerde görebilecek miyiz?

Tabii göreceksiniz. Canlı yayına çıkacağım. Bütün basın “Türkçe bilmiyor” diyordu. Ya da “Kürtçe yemin edecek” diyordu. Ne HDP, ne ben bir şey söyledim. Hatta ben Efkan Ala’dan daha iyi okudum. Bazılarının iki defa tekrarlaması gerekti. Meclis kürsüsüne çıkıp konuşacağım.

- Evli misiniz?

Bekârım.

- Aşk yok mu?

Şu anda benim en büyük aşkım halkımız... Halkların özgür bir yaşamı en büyük aşktır. Aşkım yok; özgürlük aşkımdır ve en büyük aşk halkların özgür yaşamıdır.

-Almanya’daki partiniz PDS ile HDP’yi kıyaslar mısınız?

Aynı HDP’de olduğu gibi PDS de ittifak yaptı; farklı inançlar, kültürlerin olduğu bir parti altında. Ama Türkiye’de siyaset biraz farklı çünkü Almanya’da demokrasi oturmuş; kanunlar nasıl çalışabilir belli. Ama Türkiye’de ifade özgürlüğünde sorun yaşıyoruz. Biri bir şey söylese yarın ya dava açacaklar; ya Figen Başkan ya Selahattin Başkan’ın dokunulmazlığını kaldıracaklar. İlk defa Türkiye’de görüyorum konuşmanın içeriği nedeniyle dokunulmazlığın kalkmasının istendiğini.

İlgili Haberler