Gündem

Turgut Kazan: Erdoğan 1989'da kaybetti; YSK görevlisine hakaret etti, tutuklanması istendi, kaçtı

"Mahkeme 500 bin lira kefaletle Erdoğan'ı serbest bıraktı"

19 Nisan 2017 13:40

Eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 26 Mart 1989'da gerçekleştirilen yerel seçimde Beyoğlu Belediye Başkanlığı'na aday olduğunu, seçimi kaybedince İlçe Seçim Kurulu Başkanı Nazmi Özcan'a “Şu haline bak sarhoş adam. Adalete bak, kimlere kalmış. Seni yakacağım, süründüreceğim” dediğini aktardı. "Nazmi Özcan'ın şikayeti üzerine polis Recep Tayyip Erdoğan'ı 31 Mart 1989 tarihinde ifadesi alınmak üzere adliyeye getirdi. İfadeden sonra tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edildi" diyen Kazan, "Recep Tayyip Erdoğan, tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilince, duruşma salonuna girmeden bir yolunu bulup kaçtı" ifadesini kullandı. 

Turgut Kazan'ın anlatılarını köşesine taşıyan Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk'ün bugün (19 Nisan 2017) yayımlanan yazısı şöyle:

Öyküyü, dün ünlü avukat Turgut Kazan'dan dinledim. Recep Tayyip Erdoğan, 26 Mart 1989'da gerçekleştirilen yerel seçimde Beyoğlu Belediye Başkan adayıydı. Seçimi kaybetti. Erdoğan'ın, İlçe Seçim Kurulu Başkanı Nazmi Özcan'a, “Şu haline bak sarhoş adam. Adalete bak, kimlere kalmış. Seni yakacağım, süründüreceğim” dediğine ilişkin seçim kurulu üyeleri tutanak düzenledi. Nazmi Özcan'ın şikayeti üzerine polis Recep Tayyip Erdoğan'ı 31 Mart 1989 tarihinde ifadesi alınmak üzere adliyeye getirdi. İfadeden sonra tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edildi. Hakkında istenen ceza 18 aydan başlıyor 2 yıla kadar çıkıyordu.

Önce kaçtı, sonra tutuklandı

Recep Tayyip Erdoğan, tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilince, duruşma salonuna girmeden bir yolunu bulup kaçtı. Mahkeme, Erdoğan hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkardı. Erdoğan, avukat olarak parti yöneticilerinden Şevket Kazan'a vekalet verdi. 27 Nisan'da adliyeye avukatı Kazan'la birlikte geldi.
Seçim kurulu başkanı ve üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanmasına karar verilen Recep Tayyip Erdoğan, Bayrampaşa Cezaevi'ne konuldu. Tutuklama kararına yapılan itirazdan sonra Erdoğan, 4 Mayıs'ta yeniden hakim karşısına çıktı, mahkeme 500 bin lira kefaletle Erdoğan'ı serbest bıraktı. Yargılama sonucu hakime hakaret suçundan 6 ay hapis ve 20 bin TL para cezasına çarptırılan Erdoğan, yasa hükmünden yararlandı, cezası paraya çevrildi.

“Yok böyle bir şey” diyenler varsa, avukat Turgut Kazan'a sorabilir ya da 1989/3333 esas numaralı dosyaya ulaştıklarında kararları okuyabilir.

İtirazların önünü bu kararla tıkadılar

16 Nisan 2017 Anayasa halk oylamasından sonra Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK), mühürsüz oy pusulaları için “Oy pusulaları sahte değil, şüphe yok” dedi ve bunları yasanın açık hükmüne rağmen geçerli kabul etti. YSK Başkanı Sadi Güven'in bu yöndeki açıklaması üzerinde duruluyor ama aslında tartışılması gereken, YSK'nın, AKP'nin itirazı üzerine, oylar sayılmadan (veya sayım devam ederken) bu konuda karar almasıydı. Oysa, bu konudaki itirazların öncelikle silsile yoluyla yapılması; ilçe seçim kurulu kararına karşı il seçim kuruluna başvurulması, il seçim kurulu kararına itiraz olursa, YSK tarafından karara bağlanması gerekirdi. Örneğin, ilçe seçim kurulunun mühürsüz oy pusulalarını iptal etmesi, bu konuda il seçim kuruluna itiraz olmaması durumunda verilen karar kesinleşecek, dolayısıyla iptal edilen pusulalar ‘evet' veya ‘hayır' toplamına dahil edilmeyecekti.

YSK, bu konuda peşinen karar almakla, silsile yoluyla yapacak itirazların önünü tıkadı, adeta ilçe ve il seçim kurullarına, “İtiraz olursa, oy pusulaları sahte değil, şüphe yok” şeklinde karar verin dedi. Bu şekilde karar verilmesi ve açıklamada bulunulması, alt derecedeki kurulları etkiledi ve onların kararlarına ipotek koydu.
Onursal Yargıtay Üyesi Ali Suat Ertosun, “Artık yapılması gereken mühürsüz oy pusulalarının sayılması, bunlardaki ‘evet' ve ‘hayır' oylarının belirlenmesi, referandum sonucunu etkileyip etkilemediğine göre karar verilmesidir. Görevlileri de yeterince eğitmeyen YSK, peşinen aldığı kararla kötü bir sınav verdi” görüşünde...

O at, seçim iptal ettirdi

“Tansu Çiller'in Başbakan ve Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanlığı döneminde Nevşehir'de 1994'te yapılan belediye başkanlığı seçimini DYP adayı kaybetmişti. Seçimin iptali için başvuruldu. Gerekçesi de o yıl ilk defa YSK oy pusulalarının illerde basılmasını istemişti. İlde basılan, oy pusulalarında DYP'nin parti amblemindeki atın ön ayaklarından biri havada olması gerekirken dördü de yere basıyormuş. Seçmen oy kullanırken yanılmış. Pusulayı büyüteçle inceledik gerçekten atın ayaklarının dördü de yere basıyor gibiydi. Seçim yenilendi. Refah Partisi oylarını artırarak seçimi ezici bir çoğunlukla kazandı.”

Bu olayı anlatan Nurettin Köroğlu, sözü YSK'nın mühürsüz oy pusulalarına getiriyor, “Hayır oyları yüzde 51 olsaydı, bu açıklama hiç yapılmayacak ve referandum iptal edilecekti. AKP temsilcisi sandıklardan gelen oyları bildiği ve kesin kazandığını anlayınca planı ortaya koydu, ‘Evet' çıktı. Hayırlı olsun” diyor. ‘Evet', ‘Hayır'da bile bu kadar şaibe oluyorsa, varın gerisini düşünün.