Gündem

TRT'yi eleştiren Demirtaş'a, Arınç'tan yanıt: Bir AKP Genel Başkanı ile eşit olabilirler mi?

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Eşitlik olabilir mi? Sen kimsin o kim bu kim?" dedi

06 Ağustos 2014 02:01

Devletin kanalı TRT'yi taraflı yayın yapmakla suçlayan ve kanalı yine TRT ekranından eleştiren HDP'nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'a Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın cevap verdi.

Al Jazeera'da yer alan habere göre,  Arınç Demirtaş’a şöyle yanıt verdi:

Demirtaş'ın cümlelerinden TRT’yi övdüğünü anlıyorum. Mizahla ne alakası var bunun. Tüm çekimler YSK üyelerinin nezaretinde yapıldı. İki YSK üyesi süreye, ne konuşulduğuna ve arka fon rengine kadar baktı. YSK seçimin adaletli olması konusunda tek yetkili organ. Biz şu ana kadar iki kere haricinde YSK’dan bir uyarı almadık. Sürede eşitlik değil adalet olacak. Eşitlik olabilir mi? Sen kimsin o kim bu kim? Bir aday 11 parti tarafından desteklenmiyor mu? MHP Genel Başkanının sözlerini veriyoruz, Kılıçdaroğlu’nu veriyoruz. Destekleyenleri veriyoruz. Toplasak Tayyip beyin önüne geçecekler. Bir Başbakan'la AK Parti Genel Başkanı ile eşit olabilirler mi? Geçmişte yapılmış olabilir onu kabul ediyoruz. Şu anda TRT konusunda kimse eşit  davranmıyor demesin."

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise Arınç'ın bu sözlerine CNN TÜRK'te cevap verdi:

"Bunu söylerken ağlayarak mı gülerek mi söyledi. O çünkü ağlamaktan sorumlu bakan olduğu için  TRT kurumunun tarafsız olması gerekir. Geçen mitingde ben konuşurken bir kanal vermiş, Erdoğan konuşmuş 15 kanal vermiş. TRT zaten bağımsız değil, iktidarın borazanı. Özel bir kanal iktidarın borazanı olsa adam diyecek ki ben kendi paramla yapıyorum. Ama TRT benden aldığı parayla bunu yapıyor. Neymiş bizim söylediklerimiz haber değilmiş. Erdoğan’ın söyledikleri habermiş. Hayatımda duyduğum en büyük saçmalık. TRT Genel  Müdürü  kalktı Selahattin Demirtaş’a ‘Biraz daha konuşursan seni yayınlamayız’ deme cüretini gösterdi. Bu adam normalde orada tutulmamalı. YSK, TRT’nin tarafsız olmadığına karar verdi. O adamın görevden alınması lazım."

 

"Keşke 20 tane Abdullah Gül’ümüz olsa"

 

Star TV'ye konuşan Arınç, Cumhurbaşkanı ve AK Parti'nin kurucularından Abdullah Gül’ün, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması halinde genel başkanlık için adı geçen en güçlü isim olduğunu söyledi. "Gül, sevilen bir insan. Keşke 20 tane Abdullah Gül’ümüz olsa onların içinden şu da olabilir desek ama o cumhurbaşkanlığı yapmış biri olarak en güçlü isimlerden biridir. Bu eşitler arasında kim öne çıkar bazı meziyetleri nedeniyle derseniz ben şahsen Abdullah Gül diyorum" dedi.

Arınç'a göre, Gül asla yeni bir parti kurmaz.

"Bizim çizgimizde kimse AK Parti dışına çıkmaz. Hiçbir zaman AK Parti dışına çıkmak yeni mücadeleye başlamak olmaz, bunlar saçmalıktır. Biz kenara çekiliriz ama AK Parti devam eder. Gül de AK Parti’yi zahiyete uğratacak biri değildir."

 

"Görev bana kalırsa yaparım"

 

Arınç, başbakanlık teklifinin kendisine gelmesi durumda ne yapacağı sorusuna, "Böyle bir özlemim ve beklentim yok. Benim düşüncem bu işi benden daha iyi yapabilecek isimler var ama bu görev bana kalırsa yaparım" diye cevap verdi.

 

"Kandırılmış olduğumuzu düşündük"

 

Arınç'a, Gülen Cemaati ile ilgili olduği iddia edilen polisler hakkındaki yasadışı dinlemeler ve casusluk soruşturmaları konusunda Başbakan Erdoğan'ın Bazı bakanların gafleti bize bedel ödetti" sözleri de hatırlatıldı:

"Bakanların hedefe koyan bir konuşmasını hatırlamıyorum ama siz söylediyseniz doğrudur. İyi niyetli görmek lazım. Karşılaştığımız olaylarda hepimiz saftık, kandırılmış aldaltılmış olduğumuzu düşündük. Çünkü biz hizmet hareketinin ihlasa,eğitime dayalı olduğunu düşünerek bu grupla iyi niyetle ilişki kurmuştuk. Yapılanlar ortaya çıktıkça iyi niyetimizin kurbanı olduk dedik. İstanbul merkezli 11,12 ilde yürütülen bir operasyon var, 30 gözaltı var. Yine usulsüz kanun dışı dinlemeler söz konu olabilecek. Kayıtlar ortaya çıktığında idari ve adli soruşturmalar yapılıyordu. Demek ki savcılar bu kişilere soruşturma yapmış. Yargı ve medya ayağı için Başbakan da olabilir demişti. Medya ayağının da görevlerini kötüye kullandıklarına yönelik bir delil olursa yapılabilir. Hakimler ve savcılar kendi içinde kendi kanunlarına tabi. TİB ve TÜBİTAK'ın üstünde ben çok duruyorum. Suç varsa orda da bir soruşturma başlayabilir."

 

"Sözlerimin arkasındayım"

 

Bülent Arınç, kadınların kahkaha atmasıyla ilgili tartışılan sözlerine de açıklık getirdi:

"Bildiğiniz gibi bayramlaşma sırasında Bursa’da, hem bayrama uygun hem de cumhurbaşkanlığı seçimini ilgilendiren konuşma yapmak istedim. Bazı haber kanalları canlı yayınladı. Dolayısıyla ne demek istediğimi herkes anladı. Orada sayın Başbakan'ın seçileceğini ve bunu hak ettiğini söyledim. Geri kalan konuşmamda da toplumdaki yozlaşmaya dikkat çektim. Bizim örf adetimiz var. Kadın cinayteleri, uyuşturucu, alkol çok gündeme geliyor. Bundan ebeveyn olarak sorumlu olduğumuzu ama devlet olarak da bundan sorumlu olduğumuzu söyledim. Ailenin korunmasına yönelik devletin alması  gereken tedbirler, devletin en önemli görevi. Bir de gençlerimizi korumak. Ama her şeyi devlete bağlamak, her şeyi devletten beklemek yanlış. Kadınlarımızı konu alan konuşma yapmadım sadece. Sokakta kahkaha atmak iffetsizlik deseydim bundan utanırdım ama konuşmayı başından sonuna kadar verirseniz benim meramımı herkes anlayacaktır. Beni yıpratmaya yönelik bazı insanlar istedikleri gibi aktardı."

 

"Türkiye'nin gündeminde bence iyi bir yer tuttu"

 

"Ben söylediği sözden çark eden bir insan değilim. Doğrularımın arkasında dururum, neye mâl olursa olsun. Suç duyurusunda bulunanlar şov yapmayı seven kişilerdir. İyi ki yaptılar onlara yakışan oydu, yapmasaydılar hatırım kalırdı. Toplam 76 milyondan 576 kişinin fotoğrafçı, gazeteci çağırması ve beni eleştirmiş olması çok önemli değil. İffet meselesi bizim inancımızda da geleneklerimizde de vardır. Biz kızlarımıza edepsizlik yapma deriz. Ama bir insan iffeti, hayayı ve edebi gericilik olarak görür, onun dünyasında bunlara yer yoktur. Onları her gün magazin sayfalarında sokakta görmek mümkün. Ama inandığımız değerleri yüceltmemiz gerekir. Kadınların yüksek sesle kahkaha atmasını iffetsizlik olarak göremedim. Ancak adab-ı muhaşeret gereği bir yerde otururken yan masadan kahkaha atılsa bu hoş karşılanmaz. İngiltere kraliyet ailesinde de Batı'da da kim nerede nasıl davranacak vardır. İyi ki bu meseleyi konuştum Türkiye'nin gündeminde bence iyi bir yer tuttu."