Gündem

Toplumun yarısı, "Terörle mücadelede hukuksuz davranan devlet görevlisine tepki vermem" diyor

'Vatandaşlık Araştırması'nın sonuçları açıklandı

15 Haziran 2016 15:11

İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), Denge ve Denetleme Ağı (DDA) ve KONDA işbirliğinde gerçekleştirilen “Türkiye’de Vatandaşlık Algısı: Eşit Vatandaşlık ve Aktif Vatandaşlık” araştırmasının sonuçları Prof. Fuat Keyman, Prof. Ayşe Kadıoğlu ve KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır tarafından paylaşıldı. Toplam 2 bin 587 kişiyle yürütülen kamuoyu araştırmasının sonuçlarına göre, vatandaşların yüzde 50'si, "Terörle mücadele sürecinde hukuksuz davranan devlet görevlilerine tepki vermeyeceğini" söylerken, Müslüman olmayan vatandaşların cumhurbaşkanı olmalarına karşı olanların oranı ise yüzde 63.

5-6 Mart 2016 tarihlerinde Türkiye’nin 12 bölgesinde gerçekleştirilen araştırma, 'eşit' ve 'aktif vatandaşlık' kavramları üzerinden vatandaşlık algılarının haritalarını iki farklı açıdan ele alıyor. Eşit vatandaşlık, 'vatandaşlığın tanımı', 'eşitlik algısı', 'farklılık' algısı ile 'haklar ve sorumluluklar arasındaki ilişki' olmak üzere 4 temel sorunsal etrafında kurgulandı. 

 

"İnsanları vatandaşlık bağı ile birbirine ne bağlıyor?"

 

“Türkiye’de insanları ortak bir vatandaşlık bağı ile birbirine hangisi bağlıyor?” sorusuna toplumun yaklaşık olarak üçte birinin 'din birliği', yine üçte birinin 'ortak gelenekler ve kültür' vurgusu yaptığı görülüyor. Her on kişiden biri dil birliğine vurgu yaparken, sadece beş kişiden biri, insanların 'herkesi bağlayan yasalar' üzerinden vatandaşlık bağı kurduğunu düşünüyor.

Yaş arttıkça, bu soruya 'din birliği' cevabını verenler artarken, azaldıkça 'ortak gelenekler ve kültür' ile 'herkesi bağlayan yasalar' cevabı verenlerin oranı artıyor. 

Etnik kimliğini Kürt olarak tanımlayanların siyasi tercihleri üzerinden analiz yaptığımızda karşımıza bütünüyle farklı bir tablo çıkıyor. AKP'ye oy vereceğini söyleyen her on Kürtten altısı 'din birliği' cevabı verirken, bu oran HDP’ye oy veren Kürtlerde dörtte bire düşüyor. HDP’ye oy vereceğini söyleyen Kürtlerin üçte ikisi 'ortak gelenek ve kültür' ile 'herkesi bağlayan yasalar' cevaplarını veriyor.

Bu konuda da ayrıştırıcı unsurlardan bir diğeri de eğitim olarak karşımıza çıkıyor. 'Dil birliği' cevabı etnisiteye göre değişmediği gibi eğitim seviyesine göre de değişmezken, eğitim arttıkça din birliğine yapılan vurgunun azalıp, 'ortak gelenek ve kültür' ile 'yasalara' yapılan vurgunun arttığı görülüyor. Örneğin, lise altı eğitime sahip olanların yaklaşık yarısı 'din birliği' cevabını verirken, bu oran üniversite mezunlarında beşte bire düşüyor

 

Kürtlerin ana dillerinde eğitim görmelerini destekleyenlerin oranı yüzde 55

 

Türkiye’de vatandaşlık bağı için toplumun sadece %9’u 'dil birliği'nin gerekliliğini vurgularken, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak için Türkçe konuşmak gerekir" önermesine katılanların oranı ise yüzde 52.

Öte yandan, ankete katılanların yüzde 55'i Kürt kökenli vatandaşların ana dillerinde eğitim görmelerini destekliyor. 

 

Toplumun yarısı "Çocuğum farklı dinden biriyle evlenmesin" diyor


“Farklı cinsel yönelime sahip vatandaşların devletin eğitim ve sağlık hizmetlerinden yararlanmasını onaylamıyorum” önermesine toplumun neredeyse yarısı, yüzde 46’sı katılıyor. 

Toplumun yüzde 50'si ise, “Kızım veya oğlum farklı mezhepten/farklı dinden/farklı etnik kökenden biriyle evlenebilir” önermesine katılmıyor. 

Türklerin yüzde 50’si, Kürtler’in yüzde 63’ü, Sünnilerin yüzde 48’i, Alevilerin yüzde 83’ü, dinin gerekliliklerini yerine getirmeye çalışanların yüzde 44’ü, ve dinin gereklerine pek inanmayanların ise yüzde 86’sı kızlarının veya oğullarının farklı mezhepten/farklı dinden/farklı etnik kökenden biriyle evlenebileceğini düşünüyorlar.

Vatandaşlık araştırmasının bir diğer parçasını da farklılıklara bakış oluşturuyor. "İş yerinde ibadethane olarak mescit olmalıdır" önermesine kişilerin yüzde 84’ü katılıyorken, “tüm dinleri kapsayan ibadet yerleri olmalıdır” görüşüne katılanların oranı ise yüzde 73.

 

"Müslüman olmayanlar Cumhurbaşkanı olmasın"


Türkiye genelinde toplumun yüzde 43’ü Kürt kökenli vatandaşların Cumhurbaşkanı olmasına karşıyken, %63’ü de Müslüman olmayan vatandaşların Cumhurbaşkanı olmasını istemiyor. 

Yine toplumun yüzde 41’i Kürt kökenli vatandaşların askerlikte en yüksek rütbelere ulaşmalarına karşıyken, yüzde 41'i ise Müslüman olmayan vatandaşların askerlikte en yüksek rütbelere ulaşmalarını destekliyor.

 

"Devlet görevlilerinin terörle mücadele sürecinde hukuk dışı davrandıklarını görseniz ne yaparsınız?"

 

Devlet görevlilerinin icraatlarını kontrol/takip etmek gerektiği” önermesine toplumun yüzde 88’i katılırken, “devlet görevlilerinin terörle mücadele sürecinde hukuk dışı davrandıklarını görseniz ne yaparsınız?” sorusuna toplumun yüzde 50’si "tepki vermem" yanıtını veriyor.  

Yine toplumun üçte ikisi bir yazarın yazdıklarından dolayı gözaltına alınmasına tepki vermeyeceğini ve hiçbir şey yapmayacağını söylüyor. “Ben böyle şeylerle ilgilenmem” diyenlerin oranı yüzde 44, “hiçbir şey yapmam” diyenlerin oranı ise yüzde 25.

İlgili rapora ulaşmak için tıklayın