Kültür-Sanat

Topkapı Sarayı'nın restore edilen bölümleri ziyarete açıldı

Restorasyonu tamamlanan bölümler arasında Arslanlı Bahçe de bulunuyor

12 Ocak 2019 17:05

İstanbul Topkapı Sarayı'nın, Saray Mutfakları ve Hamamı, Aşçılar Mescidi, Kalayhane ile Harem Hünkar Hamamı, Valide Sultan Hamamı ve Kuşhane Mutfağı ile peyzaj düzenlemesi tamamlanan Arslanlı Bahçe bölümlerinin restorasyonu tamamlanarak ziyarete açıldı.

Saray'ın ikinci avlusunda yer alan Saray mutfakları, Marmara Denizi cephesinde yaklaşık 5250 metrekarelik bir alanda 170 metre uzunluğunda bir avlu/sokak etrafında sıralanan yapılardan oluşuyor. Fatih Sultan Mehmed Han döneminde yine aynı yerde inşa edilen mutfakların mimarisi bilinmemekle birlikte, Aşçılar Camii’ne bitişik ilk iki kubbeli mekanın bu dönemden kaldığı, Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) döneminde Saray nüfusunun artması sebebiyle mutfakların genişletildiği, 1574 yılında çıkan yangından sonra Başmimar Sinan tarafından mutfakların ve koğuş yapılarının yenilendiği ve önündeki sokağın genişletilerek revakların avluya doğru öne alındığı biliniyor. 

Saray mutfaklarında Birun ve Enderun halkı için her gün yaklaşık 4-5 bin kişiye yemek pişirilirdi. Divan-ı Hümayun üyelerine, üç ayda bir ulufe dağıtımı sırasında sayısı on beş bini bulan yeniçerilere, elçi kabulü sırasında elçilere ve törene katılan tüm görevlilere yemek hazırlanırdı. Ramazan ayının on beşinci gecesi yeniçerilere baklava pişirilirdi. 



Restorasyonu ve teşhir tanzimi tamamlanan Saray Mutfakları (15-18. yüzyıl Saray Mutfağı, 19. yüzyıl Saray Mutfağı ve Helvahane ) 23 Eylül 2014’te ziyarete açılmıştı.

16. ve 17. yüzyılda Saray mutfaklarında çalışan aşçılar, helvacılar, şekerciler ve diğer hizmet grupları için inşa edilen, daha sonra yenilenen koğuşlarda 2013 yılında başlayan restorasyon çalışmaları tamamlanarak pek çoğu ilk kez sergilenen eserlerin bir araya getirilmesiyle oluşturulan üç yeni temayla ziyarete açıldı. 

Bunlardan 'Mutfak Sofra Araç Gereçleri' sergi salonunda yiyecek ve içeceklerin hazırlanması sırasında kullanılan bıçaklar, satırlar, kıyma makinası, bakraç, güğüm gibi yemek hazırlama aşamasında kullanılan mutfak aletlerinin yanı sıra tepsi, sofra altı, sefer tası, sahankur ve benzeri sunum gereçleri yer almaktadır. 



'Saray’da Kahve' sergi salonunda kahvenin kavrulmasından fincanda içilmeye hazır duruma gelinceye kadar kullanılan kavurma tavası, kahve güğümü ve ibriği, sitil takımı, fincan ve fincan zarfları gibi eserler ile Saray’da törensel kahve sunumu vurgulanmaktadır. 

Geçmişte depo olarak kullanılan ve ilk kez 'Saray'da Kiler' teması ile ziyarete açılan sergi salonunda ise yiyecek ve içeceklerin saklandığı bakır, sırlı ve sırsız seramik, Çin ve Japon porselenlerinden üretilmiş kavanoz, küp, güğüm, erzak ambarları gösterime sunuldu. Depolama ve saklama kaplarına bakliyat, turşu, kavurma, kıyma, pekmez, boza, baharat, reçel, şerbet, şıra gibi pek çok yiyecek ve içecek ile ilaç ve macunlar konulurdu. 

Saray mutfaklarında kullanılan kapların kalaylandığı, onarıldığı Kalayhane canlandırma yapılarak; mutfaklarında çalışan aşçı ve diğer görevlilerin ibadetleri için inşa edilen Aşçılar Mescidi ve Koğuş Hamamı ise mimari olarak ilk kez ziyarete açıldı.16. yüzyılın sonlarında benzer planlara göre çifte hamam olarak inşa edilen, 18. yüzyılın ortalarında yenilenen her iki hamam da bir soğuk, bir ılık ve bir de sıcak bölümden oluşur. Ancak Valide Sultan Hamamı, Hünkar Hamamı’ndan küçüktür. Hünkar ve Valide Sultan Hamamları'nın mermer tabanı altındaki sistem Hünkar Sofası altında da devam ederek bu yapıların ortak ısıtma düzenini oluşturur. Padişahın dairelerini kadınların yaşadığı bölümden ayıran bu hamamlardan Valide Sultan Hamamı, farklı günlerde kadınefendiler, hizmetçiler ve cariyeler gibi farklı sınıflardan kadınlar tarafından kullanılmıştır. Fotoğraf ve belge arşivlerinde yapılan araştırmalar ve restorasyon ilkelerine uygun olarak Ocak 2014 tarihinden itibaren yapılan restorasyon ve konservasyon çalışmaları sonucunda hamamlar ve koridoru eski görünümüne kavuşmuştur.

Geçmişte depo olarak kullanılan ve 2016 yılında restorasyonu başlatılan Kuşhane Mutfağı ziyarete açıldı. Harem'in 15.yüzyılda inşa edilen ilk bölümünü ve eksenini oluşturan Altınyol’dan girilen Kuşhane Mutfağı, burada çalışan görevlilerin gece-gündüz kalabilmesi için düzenlenmişti.

Alt kattaki od taşı ocak ile almaşık örgülü özgün bacası, duvarlarındaki nişleri, ocağın karşısındaki duvarın arkasında yer alan çeşmeli hazne ve tuvaleti özgündür. Asma katta da dolap nişleri olup, tonoz tavanında ışık alması için fil gözleri vardır. Özel gün veya gecelerde padişah ve üst düzey hanedan mensuplarına hizmet eden Kuşhane Mutfağı’nın masrafları Ceyb-i Hümayun (son dönemlerde Hazine-i Hassa) denilen padişahın özel bütçesinden karşılanırdı. Bu mutfaktaki görevliler zülüflü baltacıların güvenilir ve kabiliyetli olanlarından seçilir, aşçılardan birincisine 'kuşcubaşı', diğerine 'ikinci' adı verilirdi. Padişahlar binişe gittiği zaman, yani ava çıktığı veya saraydan dışarı çıktığında, Kuşhane Mutfağı da beraber giderdi. Kuşhane Mutfağı’nda kullanılan eşyalar ve masraflar kaydedilirdi. Doğum, sultan kızlarının evlenmeleri, şehzadelerin sünnetleri vb. saray merasimlerinde Kuşhane mutfağından Harem'de ziyafetler verildiği bilinmektedir.

2014 yılından itibaren peyzaj ve düzenlemesi yapılan Arslanlı Bahçe, yeni düzenleme ile dinlenme, seyir ve etkinlik yeri olarak ziyarete açıldı.