Politika

'Tek dil, tek millet dayatması Hitler'den kalma slogandır'

Cumhurbaşkanı adayı ve HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, AKP'ye oy verenlerin düşmanları olmadığını aksine ülkenin değerlerini savunan insanlar olduğunu söyledi

30 Temmuz 2014 01:11

Cumhurbaşkanı adayı ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 'tek dil ve tek millet' dayatmasının Almanya'nın faşist lideri Hitler'den kalma olduğunu belirterek, Türkiye'de vatanın bölünmez bütünlüğünün sloganının Hitler'e ait olduğunu söyledi.

 

Hakkari'deki programının ardından HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş ile Van'a gelen Demirtaş, Edremit ilçesindeki bir otelde kentteki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlarla bir araya geldi.

Cumhurbaşkanlığına aday olan iki adayın da "Mevcut devleti en çok ben yönetirim ve ben güçlü kılarım" anlayışına hakim olduğunu ve devleti inşa ederken yanlış yaptıklarını kabul etmediklerini söyleyen Demirtaş, şöyle devam etti: "Hala tek dil, tek millet diyorlar. Bunun dışında asla kırmızı çizgilerin dışına asla çıkamıyorlar. Bizim gibi ve Türkiye'nin birçok yerinden farklı milletlerden, inançlardan olan bütün halklar bunun ne demek olduğunu biliyorlar. Tek dil ve tek millet dayatması Hitler'den kalma 1940-45 Almanyası'ndan kalma faşist dönemin dili ve sloganıdır. Türkiye'de vatanın bölünmez bütünlüğünün sloganı olarak yutturulan slogan Hitler'in sloganıdır. Bunu icat eden Tayyip Erdoğan değil, Kenan Evren değil, yeryüzünde bunu politik slogan Hitler'dir.

Soykırımcı tek ırka dayalı, Alman ırkını yaratmak için dünyayı kasıp kavuran Hitler'dir tek millet ve dil sloganının yaratıcısı. Şimdi ise bu milli birliğin kardeşliğin formülü olarak sunuluyor. Oysa tam tersi. Milletin kendi içindeki birliği, teklik üzerine değil, çokluk üzerine kurulur. Bir milletin içinden Kürt, Arap, Çerkez, Ermeni, her etnik kimlikten insan bir araya gelir, kendi kimliğini asilime etmeden birlikte bir demokratik ulus oluşturabilirler. Bu birlik içinde çokluktur. Nar gibi. Nar kabuğu birdir, tekdir ama içinde binlerce tane vardır. Bunların söylediği Allah'ın emirlerine aykırıdır, insanın ruhuna aykırıdır."

Demirtaş, yeni yaşam çağrılarının herkese, anasından doğduğu şekilde, geçmişini inkar etmeden, yaşadığı yeri inkar etmeden, inkar etmek zorunda kalmadan, baskı görmeden, o inanca sahip diye onu saklama korkusu yaşamadan bu topraklarda özgürce yaşama çağrısı yaptıklarını, bunun da insanları heyecanlandırdığını bildirerek, insanlar arasında hiçbir ayrım yapmayan, herkesin haklarına özgürlüklerine saygı duyan bir devlet anlayışı hakim kılacaklarını ifade etti.

 

'Bize dayattıkları, diyanetin, devletin dayattığı dindir'

 

"Tek milletten vazgeçersek paramparça oluruz diyorlar. Bundan daha parçalanmış bir toplum yoktur. Siz milleti paramparça etmişsiniz biz bütünleştirmeye çalışıyoruz" diyen Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Sünni Alevi arasında düşmanlık yaratan sizsiniz, biz değiliz. Onların ibadetini küçümseyen sizsiniz. Başörtüsüne özgürlük getirdiğinizi söylüyorsunuz ama şu anda din, İslamiyet özgür değil. Devletin tekelindedir. Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılsın dediğimde sanki din kaldırılsın demişiz gibi atıp tutuyorlar. Din işleri devletin işi değildir. Şu anda var olan bize dayattıkları Allah'ın ve onun peygamberi Hz. Muhammed'in bize tevdi ettiği din değil, diyanetin, devletin dayattığı dindir. Onların istediği şekilde hocalar ancak cumada vaaz verebiliyor.

Devletin dini kalksın diyoruz, Allah'ın dini burada toplumun içinde yüreğinde olsun diyoruz. O yüzden Müslümanlar da Sünniler de özgür değil. Türkiye'de özgürlüğü yaşayabilen hiç kimse yok. Tekçi devlet geleneği nedeniyle. Biz, Cumhurbaşkanı seçildiğimiz gün devletin değişeceği anlamına gelmez. Devletin numaralı koltuğuna herkes biz o koltukta ortak olarak oturmak istiyoruz der ve bize oy verirse o zaman Türkiye birliğini sağlamış olur ve bir numaralı koltuk halkın malı haline gelir."

Demirtaş, insanların kendi eliyle yarattığı devlet yapısının bir canavara dönüştüğünü, insanların kendi parasıyla kendisini dövdürdüğünü aktararak, hakların sağlanması, özgürlüklerin korunması için kurulan devletin yetkilerini aşan, ona verilen görevi kötüye kullanan bir canavara dönüştüğünü ve bunun dizginlenmesi gerektiğini, bu seçimde bunun kararının verileceğini söyledi.

AK Parti'ye oy verenlerin düşmanları olmadığını, aksine ülkenin değerlerini savunun insanlar olduğunu, MHP'ye oy veren işçilerin temel ilkeleri rahatlıkla savunabileceğini, önemli olanın tüm insanların yüreğine ulaşabilmek olduğunu söyleyen Demirtaş, şunları kaydetti:

 

'Önemli olan halktan yana olmaktır'
 

"İlkelerimiz herkes tarafından daha iyi hissediliyor. Türkiye'de sadece biz bu ilkelerin arkasındayız diye düşünmeyin. İnsanlar artık etnik kimliklerinden dolayı ne birini horlamak, ne de kendisinin horlanmasını istiyor. İnsanlar artık dürüstlük görmek istiyor. İnsanlar artık Cumhurbaşkanımız Türk olsun çamurdan olsun demiyor. Kenan Evren Türk'tü, kim memnun ondan. Darbe, işkence yaptı. Türkiye hala onun yaptıklarının acısını yaşıyor ama Türk'tü. Önemli olan Türk ya da Kürt olması değil.

Önemli olan halktan yana olması, dürüst olmasıdır. Etnik kimlikten önce halkla ilişkisi nedir önemli ve belirleyici olan. AKP'ye oy veren kardeşlerim şunu sorsunlar kendilerine. Recep Tayyip Erdoğan genel başkanınız ve sizin desteklediğiniz lider olabilir ama halk başkanlığı başka bir şeydir. Herkesin başkanı olamazsan Türkiye çok büyük felaketlerle karşı karşıya kalacak. Tercih yaparken duygusal davranmayın. Recep Tayyip Erdoğan seçilmezse başbakanlığı düşmeyecek. Görevine devam edecek ama sistemi demokratikleştirecek, ezilen halkların da rahat nefes alabileceği bir tercih yaparsanız, bu freni boşalmış kamyon gibi giden hükümetin de doğru düzgün işler yapmasına vesile olacaktır."