Medya

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu: Referandumdan 'hayır' çıkacak

"Türkiye 150 yıllık demokrasi yolculuğunun 1’inci basamağına geri dönüyor"

17 Ocak 2017 13:16

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, partili cumhurbaşkanlığı sistemini öngören anayasa değişikliği teklifinin halkoylamasına sunulmasi halinde sandıktan 'hayır' çıkacağını savundu. "Hem ciddi bir sezgi ve hem veriyle, geri dönüşle söylüyorum" diyen Feyzioğlu, "Referandum partiler arası bir yarış olarak ele alınmazsa, merkez sağ, milliyetçi ve muhafazakar seçmenin çok büyük kaygıları var ve bu değişikliğe destek vermez. Milletimiz inanılmayacak kadar sağduyuludur. Milletimize güveniyorum" ifadesini kullandı.

Feyzioğlu, Cumhurbaşkanı ile Meclis'in karşılıklı fesih yetkisiyle ilgili olarak "Meşrutiyet zamanında padişaha verilmişti bu yetki. Meşrutiyetin yaşamama sebebi de budur. Padişah feshetmiştir. Türkiye 150 yıllık demokrasi yolculuğunun 1’inci basamağına geri dönüyor. 150 yıllık tecrübeyi boşuna yaşamış oluyoruz" dedi.

Metin Feyzioğlu: Koskoca Türkiye’yi bir tek kişi yönetsin ister misiniz?

Posta yazarı Hakan Çelenk'e konuşan Metin Feyzioğlu'nun açıklamaları şöyle:

 Barolar Birliği anayasa teklifini anlatmak için kampanya mı başlattı?

Bunu halka anlatmak herkesten önce bizim konumuz. 60 saniyeyi geçmeyecek videolar hazırladık. İçeriğini ben anlatıyorum. “Ne düşünüyorsunuz?” diye soruyorum. Bir empoze yok. Çok basit animasyonlar da hazırladık. Anayasa değişikliğini makyajından, boyalarından arındırıp anlatıyoruz. İlk videoyu 20 milyon kişi izledi.

Hukukçu olarak hassasiyetinizin sebebi nedir? 

Aslında vatandaş olarak hassasız. Çünkü bir ülkede hakimler, bir siyasi parti genel başkanı tarafından atanırsa o mahkemelerde artık adalet dağıtılmaz. Mahkemeler de kapısında ‘Mahkeme’ yazan, ancak siyasi parti şubeleri gibi çalışan yapılara dönüşür. 


Hangi partinin şubesine dönüşecek? 

Burada anlatmak istediğimiz mesele A partisi B partisi meselesi değil. Zaten kimin başkan olacağı da belli değil. Başkan 2019’da seçilecek. Bizi kimin başkan olacağı değil, sistemin yanlışlığı ilgilendiriyor. Avukatları kaygılandıran da bu. Biz 100 bin avukatız. İçimizde her siyasi görüşten insan var. Konu siyasi parti yarışı değil. Doğacak torunlarımız 30 sene sonra nasıl yaşayacak, onu konuşuyoruz. Sivil toplum ve özellikle ana muhalefete düşen görev, konuyu asla parti eksenine sokmamaktır. Tayyip Erdoğan karşıtlığı formatına oturtmak yanlış.

"Bugünü ararız"

Referandumdan ‘Evet’ çıkarsa ne olur?

Öncelikle çıkmayacak, onu söyleyeyim. Ama şunu da çok açık söyleyeyim ‘Evet’ çıkarsa Türkiye’yi büyük tehlike bekliyor. O da şu: Yarın öbür gün dolar almış başını gitmiş, terör iyice tırmanmış... Bir taraftan da ekonomik sıkıntı. Ultra radikal bir ekip çıkar “Daha da radikal, daha keskin olmanız lazım” der. Radikalizmin önünü bir açarsanız bugünleri dahi mumla aratacak yapılar gelir. Getirilmek istenen sistem, radikalleşmeye prim veriyor.  

Teklif istikrar getirmez mi? 

Getirmez. Türkiye’de kriz zamanlarında cumhurbaşkanları halkı kucakladığında herkes sakinleşir. Yenikapı ruhu neydi? Erdoğan tarafsız cumhurbaşkanı görüntüsüyle herkesi kucakladı. Herkes sakinleşti. Eğer devlet başkanı aynı zamanda parti genel başkanı olursa sadece kendi tabanını kucaklayabilir. Bu başlı başına bir istikrarsızlık. Başlı başına parçalanma sebebi.

"Uyarmayı görev bilirim"

Bölünme tehlikesi mi var? 

Bir devlet başkanının sadece kendi tabanını kucaklaması tartışmasız toplumun bölünmesidir. Halk bölündüğünde bir sonraki aşama toprakların çatırdamasıdır. Türkiye bölücü terör örgütü PKK’nın, vahşi terör örgütü IŞİD’in, kemirgen gibi devlete işlemiş FETÖ ve arkasındaki küresel güçlerin saldırısı altındadır. Buna dayanabilmemizin tek bir yolu milli birlik. İkinci bir yol yok. Cumhurbaşkanı, sadece partisinin kemik tabanını temsil eder konuma düşürülürse birliği sağlayamaz.

 Anayasa değişikliği geçerse, Türkiye’nin bölünmesini isteyenlere altın tepsi içinde hediye sunulmuş olur. Bu konuda Türk milletini uyarmayı görev bilirim. 

‘Teklife hayır çıkar’ derken veri ile mi konuşuyorsunuz sezgiyle mi? 

Hem ciddi bir sezgi ve hem veriyle, geri dönüşle söylüyorum. Referandum partiler arası bir yarış olarak ele alınmazsa, merkez sağ, milliyetçi ve muhafazakar seçmenin çok büyük kaygıları var ve bu değişikliğe destek vermez. Milletimiz inanılmayacak kadar sağduyuludur. Milletimize güveniyorum.

AKP’lilere de anlattınız mı?

Herkese anlatıyoruz. Herkesten “Haklısın” cevabı geliyor. Bugün ‘Hayır’ın önde olduğunu biliyorum. Referanduma yanlış stratejiler hakim olmazsa ‘Hayır’ın daha da artacağını düşünüyorum.

Meclis’teki durumla ilgili yorumunuz nedir? 

Maalesef milletvekili iradesi üzerinde ipotek var. Oylarını kabinden çıkıp göstermek zorunda hissediyorlar kendilerini. Bu diğer milletvekillerine baskıdır. Bu da kesin oylamayı iptal sebebidir. Anayasa Mahkemesi ne yapar bilmem. Halk istemiyor ama bu teklife Meclis doludizgin koşuyor. Halk koşmuyor. Meclis halktan tamamen koptu. Hiç bu kadar kopmamıştı.

 Bu teklifte yargının durumu nedir?

Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun  12 üyesi var. 7’sini iktidar partisinin genel başkanı atıyor. 5’ini de iktidarın çoğunlukta olduğu Meclis atıyor. Sonra o hakimin iktidarın ilçe başkanından bağımsız karar vermesini bekliyorsunuz. Sonra da “Cumhurbaşkanı sıfatıyla atadı onları” diyoruz. Alay mı ediyorlar?

"150 yıl boşa gidecek"

Teklifte TBMM’nin durumu ne? 

TBMM’nin cumhurbaşkanını görevden alması hayal, ama cumhurbaşkanının sabah kalkıp ‘Meclis’i feshedeyim’ demesi sınırlamaya bağlı değil. Meşrutiyet zamanında padişaha verilmişti bu yetki. Meşrutiyetin yaşamama sebebi de budur. Padişah feshetmiştir. Türkiye 150 yıllık demokrasi yolculuğunun 1’inci basamağına geri dönüyor. 150 yıllık tecrübeyi boşuna yaşamış oluyoruz.

‘Hayır’dan umutsuz olanlara ne dersiniz? 

Umutsuzluğa kapılmayıp sosyal medyada çalışmaya devam etsin. Sosyal medyayı iyi kullanan 18-35 yaş arası insanlar tek adam sistemine çok büyük oranda karşı. Bu referandumun sonucunu sosyal medya belirleyecek. Klavyesinin başındaki herkes sorumluluk altındadır. Bir tıkla görüşünü paylaşmalı. Ama sorumluluk içinde paylaşmalı. Bu değişikliğe ‘Evet’ ya da ‘Hayır’ demeyi düşünen birbirinin düşmanı değildir. Biz hep birlikte Türk milletiyiz. Konuşarak anlaşacağız.

Halka 3 soru

Türkiye Barolar Birliği halka şu üç soruyu sorup yanıtını düşünmesini isteyecek:

1 - Bir kişiye, bu A olur B olur, hem cumhurbaşkanı hem iktidar partisi genel başkanı olma yetkisi verecek miyiz?

2 - Aynı parti genel başkanına “Meclis’i feshediyorum ve parti genel başkanı sıfatıyla yeni milletvekillerini belirliyorum” deme yetkisi veriyor muyuz?

3 - Aynı parti genel başkanına, hakimleri işe alma hakimleri işten atma, yüksek mahkemeye atama yetkisi verecek miyiz?