Dünya

Swoboda: Avrupa Parlamentosu'nu reddetmek AB üyeliğini istememektir

Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda, Başbakan Erdoğan’ın 'Avrupa Parlamentosu’nu tanımıyoruz' sözlerini değerlendirdi

17 Haziran 2013 20:21

Avrupa Parlamentosu (AP) Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Avrupa Parlamentosu’nu tanımıyoruz” sözlerine dair “Avrupa Parlamentosu'nu reddetmek sadece Türkiye'nin AB üyesi olmak istemediği anlamına gelir” dedi.

Gezi Parkı'nda başlayan ardından tüm Türkiye'ye yayılan olaylarda tutumu, Avrupa Parlamentosu (AP) tarafından sert bir şekilde eleştirilen Başbakan Tayyip Erdoğan, AP’nin tavrına dair "Benim özgürlük alanıma saldırana sahip çıkana ben karşıyım. Böyle bir Avrupa Birliği Parlamentosu'nu ben tanımıyorum'' dedi.

Erdoğan’ın bu açıklamasına Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda'dan cevap geldi. Swoboda, “Bunun Avrupa Birliği üyeliğinin istenmediği anlamına geleceğini” söyledi.

Swoboda ile WDR Funkhaus Europa’nın yaptığı özel röportaj şöyle:

 

‘Avrupa Parlamentosu olmadan AB üyeliği de olamaz’

 

- Sayın Swoboda, Erdoğan'ın AP'yi tanımıyorum şeklindeki çıkışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Eğer Avrupa Birliği'ne girmek istiyorsa ki, bunu hep söylüyor, o zaman Avrupa Parlamentosu'nu da tanımak zorunda. Avrupa Parlamentosu olmadan, AB üyeliği de olamaz. Üstelik üyelik görüşmelerinin olumlu sonuçlanması halinde, Parlamento'nun ne diyeceği önemli olacaktır. Bunu Erdoğan'ın da görmesi lazım.

- Bu o zaman, Ankara ile üyelik müzakerelerinin askıya alınacağı anlamına mı geliyor?

Hayır, bence bu hiç de akıllıca değil. Özellikle hukuk devleti, temel haklar, adalet, güvenlik ve insan haklarıyla ilgili 23 ve 24. fasıllar açılmalı, görüşmelere başlanmalıdır. Çünkü bu Erdoğan hükümetinin Avrupa'nın temel değerlerine gerçekten inanıp inanmadığını görmek için bir sınav olacaktır.

- Bazı kesimler, müzakerelerin askıya alınması halinde, bunun, Türkiye'deki direniş hareketini zayıflatacağı kanısında. Sizin görüşünüz ne yönde?

Ben de öyle düşünüyorum. Çünkü büyük olasılıkla Sayın Erdoğan hemen, bakın işte protesto hareketi yüzünden, Avrupa yolunda ilerleyemiyoruz diyecektir ki, bu tamamen saçma bir şey olur. Aynı zamanda tabii şimdi bu protesto hareketini umursamayanlar ve Türkiye'nin Avrupa'ya yakınlaşmasını zaten  istemeyenler, tam da şimdi, Türkiye'yle müzakerelere son verilmesi ya da en azından ara verilmesi çağrısı yapıyorlar, bence bu çok daha yanlış olur.

 

‘Erdoğan, Esad veya Hitler değil; ama otoriterleşmesini kabul etmem’

 

- Kısa bir süre önce Türkiye'den ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu  sizi ziyaret etmişti ve siz de kendisini, Erdoğan hükümetini sert bir şekilde eleştirdiği gerekçesiyle eleştirmiştiniz. Bugün olsa yine aynı tavrı mı sergilersiniz?

Ben sadece Kılıçdaroğlu’nu Erdoğan’ın Esad gibi olduğunu söylediği için eleştirdim. Pek çok kişi öyle dedi, ama Erdoğan, Esad değil. Bazıları da Erdoğan’ı Hitler ile karşılaştırdı. Bunlar anlamsız karşılaştırmalar... Böylece gerçek eleştiriden uzaklaşıyorsunuz. Bence bu tür benzetmeleri bırakmak ve Erdoğan‘a bakmak gerek. Erdoğan, demokratik olarak seçilmiş bir siyasetçi. Ama otoriterleşiyor ki bunu benim kabullenmem mümkün değil.  Erdoğan, Kürt sorununun çözümü gibi demokratik reformlar yaparak işe başladı, ama sonra demokrasi ve aydınlanma ile ilişkisi olmayan, muhafazakar İslam’ı destekleyen bir gündeme geri döndü.


- Erdoğan’ın AP'yi tanımadığı açıklaması sizi hayal kırıklığına uğrattı mı? Siz yıllar boyunca Erdoğan'a destek veren bir çizgideydiniz…

Ben onu yıllarca desteklemedim. Onu sadece demokratik reformlar yaptığı zaman destekledim. Askeri vesayeti sona erdirmesini doğru buldum. Kürt sorununu çözmek için çaba göstermesini doğru buldum.  Avrupa Parlamentosu da aynı görüşteydi. Doğru yapılan övülmeli, yanlış yapılan eleştirilmeli. Bir parti ya da kişi değil önemli olan, önemli olan Türkiye,  Türkiye’nin gelişmesi. Erdoğan hükümeti, ilk yıllarında bunu yaptı. Şimdi de bu politikasını terk etti. İstanbul’daki eylemcilere karşı tavrını destelemek mümkün değil ki, eylemcilerin hepsi CHP’yi seçenler değil. AKP’ye oy verenlerin bir kısmı da sokağa çıktı. Bunlar Erdoğan’ı reformları yüzünden destekleyen ama onun şimdi bu siyasetini terk ettiğini gören kişiler. Ben de bu eylemcilerin görüşlerine katılıyor ve onları destekliyorum.

 

İlgili Haberler