Dünya

Suudi Arabistan Veliaht Prensi'nden 'kayıp gazeteci' açıklaması

"Türkiye'nin İstanbul başkonsolosluğumuzu aramasına izin vermeye hazırız"

06 Ekim 2018 00:40

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın kaybolmasına ilişkin açıklama yaptı. Selman, açıklamada "Türkiye'nin İstanbul başkonsolosluğumuzu aramasına izin vermeye hazırız" dedi.

Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na girdiği ve sonrasında kendisinden haber alınamadığı söyleniyordu.

Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu, Kaşıkçı'nın "konsolosluk binasından ayrıldıktan sonra kaybolması ilgili olarak Türk yetkililerle iletişim ve koordinasyon içinde olunduğunu"belirtti.

Özellikle Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a karşı muhalif yazılar yazan Kaşıkçı yaklaşık bir yıl önce ülkesini terk ederek ABD'ye yerleşmişti.

Dün Reuters Haber Ajansı'na bilgi veren bir Suudi yetkili ise ülkenin önde gelen gazetecilerinden Kaşıkçı'nın konsoloslukta ya da Suudi gözetiminde olmadığını belirtmişti.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise "Bizdeki bilgilere göre bu Suud vatandaşı olan kişi hâlâ Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosloğu'nda" demişti. Kalın gazetecilere yaptığı açıklamada ayrıca "Takip etmeye devam edeceğiz. Tüm yönleriyle bunu değerlendireceğiz. İlgili birimlerimiz istişare halinde" diye konuşmuştu.

Nişanlısı: Söyledikleri doğruysa kendisi nerede?

Öte yandan, Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz ise Suudi yetkililerin açıklamalarını reddetti.

Hatice Cengiz, "Bu söyledikleri doğruysa, kendisi nerede?" diye sordu. Ayrıca, Kaşıkçı binadan ayrılmış olsa Türk polisinin bunu bileceğini söyledi.

Cengiz, "Kaşıkçı'yla birlikte Cuma günü Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na gittiklerini, konsoloslukta evraklar hazırlanmadığı gerekçesiyle haftaya gelmelerinin söylendiğini" anlattı.

Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı, Çarşamba günkü açıklamasında da şu ifadeleri kullanmıştı:

"Aynı akşam Londra'ya gitti. Daha sonra İstanbul'a döndü. Bilgi almak için aradığı konsolosluktan 'Gelin, evraklar hazırlıyoruz' denilince yeniden konsolosluğa gitti.

"Bana telefonları verdi, bir şey olursa ne yapmam gerektiğine yönelik sorum üzerine 'Ben gireceğim, evraklarımı alıp çıkacağım. Bir şey olursa da hemen (AKP Genel Başkan Danışmanı) Yasin Aktay ve Türk Arap Medya Derneği'ne haber verirsin' dedi. İçeri girdi, birkaç saat haber gelmeyince Yasin Aktay'a, ardından Türk Arap Medya Derneği'ne haber verdim. Şu ana kadar kendisinden haber yok. Henüz bir gelişme yok. Konsolosluktan birileri kapı önünde 'O zaten çıkmış, burada beklemenize gerek yok' dedi"

Türk Arap Medya Derneği: Ortadoğu'nun en etkin gazetecilerinden biri

Amerikan Washington Post gazetesi, Suudi Arabistan vatandaşı yazarı Cemal Kaşıkçı'dan işlem yaptırmak için Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra bir daha haber alınamadığını yazmıştı.

Türk Arap Medya Derneği, "Ortadoğu'nun en etkin gazetecilerinden biri olan Kaşıkçı'nın bir dönem İngiltere'nin Suudi Arabistan Büyükelçiliği'nde basın danışmanlığı yaptığını, Suudi reformcuların platformu olarak kabul edilen Al Watan gazetesine önemli katkılarda bulunduğunu ve düzenli olarak Washington Post'a makaleler yazdığını" belirtti.

Suudi Arabistan'da yaşanan son gelişmelerin ardından Washington'da yaşamaya başlayan Kaşıkçı'nın konsolosluk binasından henüz çıkmadığı vurgulanırken, "Özgür bir Suudi vatandaşı olarak ayak bastığı İstanbul'da bir süreden beridir bulunan Kaşıkçı'dan henüz bir haber alınamaması, Suudi Arabistan'da son dönemde gelişen insan hakları ihlalleri çerçevesinde Türk ve dünya medyasında derin bir endişe yaratmıştır" denildi.

Kaşıkçı geçen yıl yayımlanan bir makalesinde Suudi Arabistan'ı sesini yükseltebilmek için terk ettiğini belirtmiş, "Aksini yapmak, hapiste çürüyenlere ihanet etmek olur. Birçok kişi konuşamazken ben burada konuşabiliyorum" yazmıştı.

Gazeteci ayrıca Amerikan Wall Street Journal gazetesine verdiği bir röportajda da "Ülkemde nefes almak giderek zorlaşıyordu, güvenliğimden endişe ediyordum" demişti.