Gündem

Sütaş: 'Üzerimize tezek döküldü' iddiası bir provokasyondur

Sütaş Fabrikası'ndan sendikalı oldukları gerekçesiyle işten atıldıklarını söyleyen işçilerle ilgili Sütaş Yönetim Kurulu yazılı bir açıklama yayımladı

10 Haziran 2014 23:58

Sütaş Yönetim Kurulu, sendikalı oldukları gerekçesi ile işten çıkartılan işçilerin kurduğu eylem çadırının önüne şirket yönetimi talimatı ile gübre atılmasına ilişkin iddiaların yalan olduğunu öne sürdü. Açıklamada, "göstericiler, bu alandaki sulama fıskiyesini kırıp su borusunu patlatarak ve bordür taşlarının bir kısmını kırarak, gübreyi suyla birlikte asfalta süpürmüşler, etrafa yayılmasına yol açmışlardır. Aslında, olayı istismar etmek için basına verdikleri fotoğraflar, bu maksatlı eylemin açık delilidir. 'Üzerimize tezek döküldü' iddiası ne akıllara, ne vicdanlara sığmayacak açık bir provokasyon ve insafsız bir yalandır" denildi. 

Şirket ayrıca işçilerin ellerinden e-devlet şifrelerinin zorla alındığına ilişkin iddiları da yalanlandı.

Açıklamada, fabrikada örgütlenme çalışmaları sürdüren sendikanın yönetim üzeirnde kamuoyu baskısı kurmaya çalıştığını belirtilerek, "Sendikanın bu çabası, Yönetim Kurulu Başkanımızın aynı zamanda TÜSİAD'da başkanlık görevi ifa etmesi nedeniyle, TÜSİAD'ı yıpratmayı görev edinmiş çevrelerce farkedilerek 'kullanışlı' bir zemin olarak değerlendirilmiştir" denildi.

Açıklamada "sendikanın servis ettiği asılsız haberlerin belli bir basın grubu tarafından, TÜSİAD'la ilişkilendirilerek kamuoyuna sunduğu" öne sürüldü.  

Sütaş Karacabey Fabrikası'nda yaşanan gelişmeler ile ilgili Sütaş Yönetim Kurulu'nun yaptığı yazılı açıklama şöyle:


"Bu gelişmeler karşısında, Yönetim Kurulu Başkanımız Muharrem Yılmaz, hem TÜSİAD'ın yıpratılmasına izin vermemek hem de yalan ve saptırma üzerine kurulan bu kampanya ile mücadele edebilmek için, hepimizin gurur duyduğu görevinden; TÜSİAD başkanlığından istifa etmiştir. Ortaya atılan bu maksatlı iddiaların en başında, Sütaş çalışanlarının, sendikalı oldukları için işten çıkarıldıkları iddiası gelmektedir. Bu iddiaları ortaya atanlar, işyerimizde yıllardır örgütlenme çabası içindedirler. Buna rağmen, çalışanlarımızın güvenini kazanamadıkları ve yeterli sayının yakınına dahi ulaşamadıkları anlaşılmaktadır. Belli ki, bunun yarattığı hırçınlıkla, işyerinde ve çalışanlarımızın toplu olarak bulundukları başka mahallerde, baskı, tehdit ve tacize varan yollara sapmışlardır.

Yönetimimiz bu gelişmelerden, üretim alanlarında ve servis duraklarında yaşanan olaylar, etik kurulumuza yapılan şikayetler ile çalışanlarımızın ve hatta ailelerinin şirket yönetiminden yardım istemeleri sonucunda haberdar olmuştur. Sendikalı olduğu gerekçesi ile işten çıkarıldığı iddia edilen kişiler, bu olaylara sebep olduğu tesbit edilenlerdir. Sütaş'ta sendikalı olduğu gerekçesi ile bir tek kişinin bile işine son verilmemiştir."

 

'Sendika istifa baskısı yaptı'

 

Sendika baskından bahsedilen açıklama şöyle devam etti:

"Sendikadan istifa etmeleri için çalışanlarımızın baskı altına alındıkları, ellerinden e-devlet şifrelerinin zorla alındığı iddia edilmektedir. Bu bir 'yavuz hırsızlık' örneğidir. Çünkü bize çalışanlarımız tarafından iletilen şikâyet, tam tersine, e-devlet şifrelerinin, sendikaya kayıtları yapıldıktan sonra, bir daha istifa edemesinler diye, kendilerinden habersiz olarak değiştirildiği yolundadır. Sütaş yöneticilerinin, çalışanlarımıza baskı uygulaması ve e-devlet şifrelerini toplaması gibi bir olay kesinlikle yaşanmamıştır. Türkiye 'nin dört bir yanına yayılmış, binlerce çalışanı olan ve markasının itibarı ve güvenilirliği en önemli sermayesi olan bir Şirket'in, bu çağda, böylesine baskıcı bir anlayışla yönetilebileceğini düşünmek bile gerçekçilikten, akılcılıktan uzaktır.

Sütaş çalışanları, gerginlik, huzursuzluk, kavga ve kutuplaşma ortamı istememektedir. Böyle bir ortamın, sendikaya üye olmuş çok sayıda çalışanımızın, sendikadan istifasına sebep olduğunu sendika yöneticilerinin çok açık bir şekilde görmüş olmaları gerekir. Birçok çalışanımız sıkıntılarını ve üzüntülerini yöneticilerine aktararak, bu konuda yardım istemişlerdir."

 

'Gübre olayı yalan'

 

Açıklamada, ayrıca Karacabey Fabrikası'nın önünde gösteri yapan, sayıları 10-15 kadar olan ve bazıları profesyonel sendika görevlilerinden oluşan grubun üzerine gübre dökülmesiyle ilgili bir yalanın yayılmaya çalışıldığı ifade edilerek, "Hem de 13 ton gibi akla sığmaz bir miktardan bahsedilmektedir" denildi.

Birden fazla yalanın bir araya geldiği savunulan olay, yazılı basın açıklamasında şöyle anlatıldı:

"25 Mayıs Pazar Günü, saat 17.00 sularında, rutin olarak yapılan çevre düzenlemesi ve bakım çalışmaları kapsamında ve üretim tesislerinin uzağında, fabrika giriş kavşağında bulunan totem tabelanın altındaki bu mahalde, başta gösteri yapan grup olmak üzere, hiçbir kimse yokken, çim alanların gübrelenmesi işlemi gerçekleşmiştir. Ertesi gün gelen göstericiler, bu alandaki sulama fıskiyesini kırıp su borusunu patlatarak ve bordür taşlarının bir kısmını kırarak, gübreyi suyla birlikte asfalta süpürmüşler, etrafa yayılmasına yol açmışlardır. Aslında, olayı istismar etmek için basına verdikleri fotoğraflar, bu maksatlı eylemin açık delilidir. 'Üzerimize tezek döküldü' iddiası ne akıllara, ne vicdanlara sığmayacak açık bir provokasyon ve insafsız bir yalandır."

 

'Sütaş iddia edilen anlayışla yönetilemez'

 

Açıklamada, Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz'ın Türkiye'nin en önemli sivil toplum örgütlerinden birisinin başkanlığını yaptığını, her platformda çağdaş demokratik yönetim anlayışını, katılımcı demokrasiyi ve örgütlü toplumu savunduğu kaydedilerek, Sütaş'ın, bu anlayış dışında yönetilmesinin imkanı olmadığı ifade edildi. Açıklamada şöyle denildi:

" Bugün , Türkiye'nin ilk 500 şirketi sıralamasında 51. sıraya kadar yükselmiş ve ülkemiz ekonomisinin önemli değerlerinden biri haline gelmiş olan şirketimizin başarısı kurumsallaşma yolunda attığı adımlara paralel olarak artmıştır. Bize düşen bir görev de, çalışanlarımızın, temsil edilme ve örgütlenme haklarını tamamen kendi hür iradeleri ile kullanmaları için gereken özgür ve huzurlu ortamı, katılımcı yönetim anlayışını daha da iyileştirmek ve geliştirmektir. Bunu yapabilmemiz için öncelikle şirketimizin piyasadaki yerini ve itibarını korumamız, sorumsuz kişilerin başlattığı bu kampanya ve saldırılara kenetlenerek karşı durmamız gerekir."