Gündem

Suruç'ta öldürülen Esvet Şenyaşar'ın eşinin sözlerini paylaşan Demokrat Yargı Eş Başkanı Ertekin: Bu ülkenin bir devleti, bir hukuku, bir yurttaşı oldu mu hiç hakikaten?

"Hukuk açılmamış bir mezarın üstünde nasıl bir hakikat talep eder?"

20 Haziran 2018 20:12

Demokrat Yargı Eş Başkanı Orhan Gazi Ertekin, 14 Haziran'da, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde, AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın esnaf ziyareti sırasında çıkan ve Yıldız'ın kardeşi Mehmet Şah Yıldız ile Esvet Şenyaşar, çocukları Adil ile Celal Şenyaşar'ın hayatını kaybettiği kavga ile ilgili Facebook'tan açıklama yaptı.

TIKLAYIN-Suruç'ta seçim turu kana bulandı; AKP-DBP kavgasında 4 ölü, 8 yaralı!

Hastanede AKP Milletvekili Yıldız'ın yakınları tarafından öldürüldüğü belirtilen esnaf Esvet Şenyaşar'ın eşi Emine Şenyaşar'ın "Hastanenin içine girer girmez 20 erkek etrafını sardı. Serum şişesinin asıldığı demirlerle kafasına vuruyorlardı. Kanlar içinde kaldı. Ellerinden almaya çalıştım; sağa gittim, sola gittim, boş. Hiçbir şey yapamadım, alamadım. Polis oradan uzaklaştı. Hastanenin dışına gitti. Sadece bir polis orada bekliyordu. Ben gittim o polisin yakasına yapıştım, ona ‘siz nasıl bir hükümetsiniz, öldürdüler, adamı öldürdüler, gel kurtar’ dedim, yerinden kıpırdamadı" sözlerini paylaşan Ertekin, "Bu ülkenin bir devleti, bir kurumu, bir hukuku, bir yurttaşı oldu mu hiç hakikaten?" diye sordu. 

Hukukun hakikat talep ettiğini söyleyen Ertekin, "Bir kadının bağrında yara olmak bir iç sızısı yaratır mı?" dedi.

TIKLAYIN-Suruç'ta ön otopsi raporlarına ulaşıldı: Şenyaşar kardeşler 23 mermiyle, baba kesici aletlerle öldürüldü

Demokrat Yargı Eş Başkanı Orhan Gazi Ertekin'in Facebook paylaşımı şöyle:

"Bir Kadının Bağrında Yara Olmak

Bu ülkenin bir devleti, bir kurumu, bir hukuku, bir yurttaşı oldu mu hiç hakikaten? 
Bu feryatları gürültüyle saklamak için kaç Ertürk Yöndem gerekir? 
Bir kadının bağrında yara olmak bir iç sızısı yaratır mı?
Ve hukuk açılmamış bir mezarın üstünde nasıl bir hakikat talep eder? 
Buyurun:

Eşi ve oğulları Suruç'ta öldürülen Emine Şenyaşar:
Olay esnasında evdeydim. Haber alır almaz dükkana koştum. Daha olay yerine varmadan kadınlar ‘gitme, çocuklarını öldürdüler. Seni de öldürürler’ dediler. Gitmeme izin vermediler. Dönerken yolda eşimi gördüm. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Bana ‘ne oldu dedi’, ben de söyledim. Sonra birlikte dükkana doğru gittik, polis izin vermedi. Sonra ambulans geldi. dükkandan birini çıkarıp, ambulansa bindirip götürdüler. Sonra biri geldi pikabıyla bizi hastaneye götürdü. Eşimle birlikte hastaneye girer girmez AKP’li vekil Yıldız’ın yakınları bize saldırdı. Hastanenin içine girer girmez 20 erkek etrafını sardı. Serum şişesinin asıldığı demirlerle kafasına vuruyorlardı. Kanlar içinde kaldı. Ellerinden almaya çalıştım; sağa gittim, sola gittim, boş. Hiçbir şey yapamadım, alamadım. Polis oradan uzaklaştı. Hastanenin dışına gitti. Sadece bir polis orada bekliyordu. Ben gittim o polisin yakasına yapıştım, ona ‘siz nasıl bir hükümetsiniz, öldürdüler, adamı öldürdüler, gel kurtar’ dedim, yerinden kıpırdamadı. Yerinden sarstım, ‘nasıl bir devletsiniz, öldürdüler’ dedim. Polis ne yerinden kıpırdadı, ne de konuştu. Linç ettiler, sonra da kafasına kurşun sıktılar. Kafasına kurşun sıkanı görsem tanırım. Sonrasında kendimi kayıp etmiştim, çocuklarımın arkadaşlarından biri geldi beni oradan götürdü. Oradan nasıl gittiğimi hatırlamıyorum. Eşimin nasıl linç edildiğini, nasıl öldürüldüğünü gördüm. Sonrasını hatırlamıyorum…”