Medya

Star yazarlarının 'kol saati' tartışması sürüyor: FETÖ tapesi dışında bir lafın yok mu senin?

"Çirkinleşme potansiyeli yüksek bir kişiyle tartıştığımın farkındayım"

20 Eylül 2017 12:32

Star yazarları Ahmet Taşgetiren ile köşe komşusu Ahmet Kekeç arasında, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın ABD'de yürütülen "Reza Zarrab" davasına dahil edilmesi sonrası başlayan tartışma devam ediyor.

Son olarak kendisine yönelik olarak "Söyleyeceğimi söyledim. Yüce Divan Türkiye'nin en yüksek yargısı. O gün FETÖ dolu ise bugün yargılansın kol saati ve müştemilatı. Size mi düştü kol saatinin üzerine kapanmak?" diyen Taşgetiren'e Kekeç'in yanıtı "FETÖ tapeleri dışında ne söylüyorsunuz ki, uzun vadede kazanacaklarınız, bizim hanemize 'kayıp' olarak yazılsın?" oldu.

Ahmet Kekeç'in "FETÖ tapesi dışında bir lafın yok mu senin?" başlığıyla yayımlanan (20 Eylül 2017) yazısı şöyle:

Çirkinleşme potansiyeli yüksek bir kişiyle tartıştığımın farkındayım.

Olsun.

Bu da bir tecrübedir.

Bay Taşgetiren’le giriştiğim polemiğin bana “öğrettikleri” şunlar:

BİR- Herkesle tartışılmaz. Hele, “kibirli” ve egosuna halel geldiğini düşündüğünde çirkinleşip ağzını bozan adamlarla hiç tartışılmaz.

İKİ- Siz ne söylerseniz söyleyin, söyledikleriniz karşınızdakinin “anladığı” ya da “anlamak istediği” kadardır.

ÜÇ- En tehlikeli Fetullahçılık türü, “ahlaken Fetullahçılık”tır... Muhatabınız, “FETÖ tapeleri dışında bir kaynağınız, edindiğiniz farklı bilgiler ya da ulaşmış olduğunuz belgeler var mı? Varsa bilelim de, biz de içimize sindiremeyelim!” sözlerinize,“Size mi düştü kol saatinin üzerine kapanmak?” diye mukabelede bulunuyorsa, işte o kişi “ahlaken Fetullahçı” olmuş demektir. Yaptığı terbiyesizlik (“kol saatinin üzerine kapanmak”, vs...)bu tutumunun yanında “cürüm” bile değildir.

DÖRT- İnsanların “ağlamalı, sızlamalı” derviş meşrep halleri sizi yanıltmasın... Bu mecralarda dolaşırken ellerinden FETÖ tapelerini eksik etmezler ve o tapelere göre hüküm verirler, başka mecralara sokulduklarında kılık değiştirip “Peygamber ahlakı” diye yazılar yazarlar.

BEŞ- 17/25 Aralık tertibinin savcılarından Celal Kara, Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Can Dündar’a, “Bu soruşturmada bir numara Cumhurbaşkanı Erdoğan’dı” diye itirafta bulunmuştu. Demek ki, kaç yıldır Erdoğan’la meselesini halledememiş ve onun tarz-ı siyasetini problem olarak gören (hatta en büyük problem olarak onu gören) Bay Taşgetiren’in hedefinde de Erdoğan varmış... (Ayrıca, teknik olarak mümkün olmadığını bile bile, ısrarla “Yüce Divan” diye tutturması, ajandasının çok zengin olduğunu gösteriyor.)

15 Temmuzgirişimi birçok şeyi açığa çıkardı. FETÖ mamulü bütün soruşturmaların ve iddiaların altını boşalttı. Bu durum, bugün en muhalif kesimler tarafından bile kabul görüyor ama içimizdeki elemanlar hâlâ ve ısrarla içinde “yolsuzluk dosyaları” geçen cümleler kuruyor... Meseleye “FETÖ perspektifinden” bakmayanları da, zımnen, “yolsuzluk savunucusu” konumuna düşürüyor. Bu düşüklüğe bile tamah ediyor... Bu da “ALTI” olsun!

Bir de “YEDİ” var tabii:

Kurnaz Bay Taşgetiren, “Kekeç'i gördünüz. Retweetleriyle onun katarına takılan isimleri de gördünüz” diyor...

Peki, retweetleriyle senin katarına takılan FETÖ’cüleri, HDP’lileri, PKK’lıları, CHP’lileri, Meral Akşener’cileri, yeminli Erdoğan düşmanlarını, Doğan Medya Grubu “memurlarını”nereye koyacağız?

Bu “dayanışma fotoğrafı”ndan memnun musun?

 

HAMİŞ

 

Müjdemi isterim Ahmet Taşgetiren... “Eğitim seferberliği” için Erdoğan’a önerdiğin Ertuğrul Özkök, “uzun vadede” senin kazanacağını yazmış... Çünkü “vicdan, hukuk, adalet, insanlık” senin yanındaymış.

Hangi hukuk?

Özkök’le birlikte “eğitim seferberliği” katarına takmaya çalıştığın Taha Akyol’un hukuku mu?

Hani, ilkokul mezunu bir marangozdan talimat alan HSYK düzenini “işte hukukun üstünlüğü” diye alkışlayan, bütün bir yargı trafiğini düzenleyen İbrahim Okur’u cilalayıp parlatıp “gerçek hukuk adamı” diye pazarlayan Taha Akyol...

O Taha Akyol’un hukuku mu?

Bu “hukuk”la mı kazanacaksınız?

FETÖ tapeleri dışında ne söylüyorsunuz ki, uzun vadede kazanacaklarınız, bizim hanemize “kayıp” olarak yazılsın?