Politika

'Sözünde durmayan adama ne denir, namert denir'

CHP'li Kılıçdaroğlu, 'AKP, Tayyip Erdoğan'ın babasının çiftliği olabilir. Bizim derdimiz, o değil. Türkiye Cumhuriyeti’ni babasının çiftliği gibi görmüş olmasıdır' dedi

02 Ekim 2012 17:06

Halkın oyuyla seçilen milletvekillerini hapiste tutmanın mantıkla hukukla hiçbir ilgisinin olmadığını söyleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, milletvekillerin dokunulmazlığı konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi. Kılıçdaroğlu, "Sözünde durmayan adama ne denir, kimse kusura bakmasın ama namert denir" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Partisinin grup toplantısındaki konuşması şöyle:

Halkın oyuyla seçilen milletvekillerini hapiste tutmanın mantıkla hukukla hiçbir ilgisi yoktur. Demokrasilerde böyle bir şey olmaz. Seçilmelerinin hiçbir sakıncası yoktur. İki ayrı konuşmasında sayın cumhurbaşkanı bu konuya değindi. Defalarca dedik bu sorunun çözülmesi lazım.

Oturduk parlamentoda sayın Meclis Başkanı’nın gözü önünde protokol imzaladık. Mert adam imzasının arkasında durur. Durman adama ne denir, kimse kusura bakmasın ama namert denir. Hainlik tartışması da oldu.

 

'Dilim sertmiş'


Yine söylüyorum. Yabancı bir ülkenin askerlerini parlamentonun kararları olmaksızın, kendi ülkesine davet eden, Mardin’e kadar giden, silahlarıyla bayraklarıyla giden, yasama organını devre dışı bırakan, yabancı askerin postallarının altına serene ne denir? Ben de onu söyledim, hain dedim.Dilim sertmiş, bana hain dışında bir laf bulun onu söyleyeyim.

Geçen hafta bir partinin kongresi yapıldı. Bütün televizyon Türkiye’nin gündemini karartmak dışında, bir şova destek sundular. CHP olarak buna katılmadık, gerekçelerimiz de vardı. Ona yakın basın kuruluşuna, medya düşmanı, özgürlükler düşmanı anlayışla ambargo koydular. Demokrasiyi bu ülkeye getiren parti, demokrasinin üzerine gölge düşürülen bir ortamda asla bulunamaz. Arkadaşlarım o şova katılmamışlar.

 

'Kongrede yalan söylediler'

 

Ona da alınmışlar. Biz katılmamışız, ama kongrede CHP’de burada dediler. Yalan da söylüyorlar. Biz bu darbeci yaklaşıma tepkisiz kalmadık. Kalmamamız da gerekir.

Dün sayın Recep Tayyip Erdoğan’a soru soruluyor. Cumhurbaşkanı da söylüyor. Gazetecinin haber alma özgürlüğü vardır, anayasal görevdir. Anayasa’da diyor, basın hürdür sansür edilemez.

 

'Recep Tayyip Erdoğan'ın şovu'

 

Sayın başbakan’ın söylediğini okuyunca söyleyecek bir şey kalmadı. Şöyle diyor Erdoğan: “Bize her türlü saygısızlığı sürekli olarak gösterenleri, ben de kendi özel günümüze davet etmek zorunda değilim”

Peki haklı mı Erdoğan? Sonuna kadar haklıdır, onun için demokrasi yok ki. Ne diyor? “Türkiye cumhuriyetinin iktidar partisinin genel kurulunu kendi babasının çiftliği gibi görüyor. Ne diyor? Kendi özel bir günümüze diyor. Ne dedik? Bu bir şovdu, Recep Tayyip Erdoğan’ın şovuydu, AKP çiftliğinin bir şovuydu.

AKP, Tayyip Erdoğan’ın babasının çiftliği olabilir. Bizim derdimiz, o değil. Türkiye Cumhuriyeti’ni babasının çiftliği gibi görmüş olmasıdır. Bunu şunun için söylüyorum. O kongrede Türkiye’nin onuru ve şerefi ayaklar altına alınmıştır. Bu utancı milletimin takdirine sunmak isterim.

Bakınız CHP Türkiye’nin kurucu partisidir. Partiyi kuran Mustafa Kemal Atatürk, bütün mazlum milletlerin ortak kahramanıdır. Dünyanın ve ortadoğu’nun zulüm gören bütün milletlerinin rol kahramanlarıdır.