Gündem

Şort giydiği gerekçesiyle Ayşegül Terzi'ye tekme atan saldırgan tahliye oldu!

"Herkesin ruh dünyasını etkiliyordu, kendisine yakışmadığı için öyle bir harekette bulundum"

26 Ekim 2016 14:28

Kurban Bayramı'nın birinci günü İstanbul'daki evine gitmek üzere otobüse binen Ayşegül Terzi'yi şort giydiği gerekçesiyle tekmeleyen  Abdullah Çakıroğlu mahkemedeki ifadesinde "Müştekinin yaşam alanına yakışmayacak şekilde giyimi vardı. Bu da ortamı bozuyordu. Orada anne baba var. Herkesin ruh dünyasını etkiliyordu. Kendisine yakışmadığı için öyle bir harekette bulundum" dedi. Çakıroğlu ayrıca psikolojisinin bozuk olduğunu ve kendisine cinlerin musallat olduğunu da ifade etti. Çakıroğlu, ilk duruşmada tahliye oldu. 

Mahkeme, tahliye olan Abdullah Çakıroğlu'nun Ayşegül Terzi'nin ev ve işyerine 6 ay boyunca yaklaşmaması yönünde karar verdi.

Çakıroğlu tekmesinin sert olmadığını da savunarak"Benim vuruşum çok sert değildir. Orta halli bir vuruştu. Ayağımda spor ayakkabılarım vardı. Yumuşak ayakkabılardır. Aldığı raporun da abartılı olduğunu düşünüyorum" dedi. Sanık kendisinin hasta olduğunu da  "Ben orada Genelkurmay Başkanı olduğumu söyledim. Ama tanıklar bunu hiç söylemedi. Hasta olduğumun en büyük kanıtı budur" cümleleriyle iddia etti.

Hürriyet'ten Damla Güler'in haberine göre, şort giydiği gerekçesiyle 23 yaşındaki hemşire Ayşegül Terzi'yi otobüste darp eden Abdullah Çakıroğlu'nun yargılaması başladı. Tekmeci, mağdurun kıyafetiyle insanların şehvet duygusunu kabarttığını savundu, "Benim orada şehvet duygum kabarmadı. Ama kendisine yakışmadığı için öyle bir harekette bulundum" dedi.

İstanbul Anadolu 40. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Ayşegül Terzimahkeme salonunun arka kapısından alındı. Terzi'nin anne ve babası da duruşmada hazır bulundu. 

 

 

Gözyaşlarını tutamadı



Tutuklu sanık Abdullah Çakıroğlu ise duruşma salonuna en son alındı. Çakıroğlu'nun salona girmesiyle Ayşegül Terzi gözyaşlarını tutamadı. Duruşma salonuna polis yoğun güvenlik önlemi aldı. Çok sayıda izleyicinin katıldığı duruşmaya bağımsız milletvekili Aylin Nazlıaka da katıldı.

 Çakıroğlu kendisini şu sözlerle savundu: "Ege'de Murat diye bir Hocaefendi var. Kendikendime konuşmalarım artınca onu arayıp yine ilaçlarımı gönder dedim. İlaçları beklerken çalışıyordum. 2-3 gün üst üste nöbete kalınca da psikolojim arttı. Konuşmalarım arttı. Bu artınca bu otobüsteki hadise vuku buldu.

 

"Yaptığı doğru değil"

 

Otobüste bayanı gördüm. Oturuşu müstehcendi. Kendisine doğru oturmasını söyledim. O da bana sana ne anlamında bir işaret yaptı. Ben durumu hazmedemedim. İstemdışı vurdum. Yaptığımı doğru bulmuyorum. Ama bayanın yaptığını da doğru bulmuyorum" dedi. Hastalığı yüzünden istemdışı hareket ettiğini savunan Çakıroğlu,  "Uyardım. Kendisi umursamadı. Oturuşunu düzeltmedi" dedi. Attığı tekmeden sonra, "Bunların kafasını koparmak lazım" sözünü kullanmadığını söyleyen sanık otobüsteki kişiler tarafından dövüldüğünü söyledi. 

 

Cezaevinde darp edildim

 

Ayşegül Terzi'nin bayılmadığını söyleyen Çakıroğlu, "Konuşmalarıyla herkes beni dövdü. Aşağı indirip tekrar dövdüler. Cezaevinde de darp edildim. Sonuçta bu olayda sara hastalığımın etkisi büyüktür" dedi. 

 

"Bana cinler musallat oldu"

 

Erenköy Ruh ve Sinir hastalıkları Hastanesi'nde 14 gün tedavi gördüğünü anlatan Çakıroğlu, "Başka da bir sağlık kurumunda tedavi görmedim. İzmit bölgesinde de bir hocaya gittim. Orada beni okudular. Cinler musallat olmuş bana öyle dediler" dedi. 

 

Kıyafeti şehvet duygusunu kabartıyordu

 

Çakıroğlu savunmasında, "Müştekinin yaşam alanına yakışmayacak şekilde giyimi vardı. Bu da ortamı bozuyordu. Orada anne baba var. Herkesin ruh dünyasını etkiliyordu" dedi. Çakıroğlu müşteki Terzi'nin giyimi ile insanların şehvet duygusunu kabarttığını iddia ederek, "Kadının haya perdesinin oluşması için örtüsünün olması gerekiyor. Gayrimüslümse kendini taşıyabilecek giyim kuşamı olması gerekiyor. Aksi halde insanın şehvet duygusunu uyandırıyor. Benim orada şehvet duygum kabarmadı. Ama kendisine yakışmadığı için öyle bir harekette bulundum" dedi. 

 

Savunmasını tamamlayamadı

 

Ağlamaya başlayan Terzi savunmasını yarıda bırakmak zorunda kaldı. Mahkeme Başkanı sakinleşmesi için Terzi'ye zaman verdi. 

İfadesi sırasında sanık müdahale edince sinirlenen Terzi ağlayarak, "Lütfen bana müdahale etmesin" dedi. 

Sonrasında ifadesine devam eden Terzi, "Ağzından çıkan sözleri hatırlamıyorum. Sadece otobüse bindiğimde elimdeki poşetleri bacağıma koyduğumu biliyorum. Bacaklarım kapalıydı" dedi. Hastanede doğru muayene edilmediğini söyleyen Terzi, "Karakolda söylediklerim de tutamağa doğru yazılmadı. Ben sonra kendi çalıştığım hastaneye gittim. Arkadaşlarım beni karşıladı. Ağrı kesici ve sakinleştirici yaptılar. Bütün gün hastanede kontrol altında tutuldum. Ağzımın içinde yaralar vardı. Doktor dikiş atılması gerektiğini söyledi. Ama ben istemedim. Çünkü korkuyordum" dedi. 

 

"Evime çok yakın oturuyor, serbest kalırsa tekrar yapacağından korkuyorum"

 

Sanığın suçlamalarını kabul etmediğini söyleyen Terzi, "Yaptığı eylemi de dine bağlamasını kabul etmiyor ve doğru bulmuyorum. Ben tekrar bunu yapabileceğini düşünüyorum. Evime çok yakın oturuyor. Serbest kalırsa tekrar yapacağından korkuyorum" dedi. 


Sık sık ağlama nöbeti geçiren Terzi'yi avukatları sakinleştirdi.