Gündem

Soma soruşturmasında 12 yeni gözaltı

Soma soruşturmasında daha önce 8 kişi tutuklanmıştı

19 Eylül 2014 19:07

Soma’da 301 madencinin hayatını kaybettiği maden faciasıyla ilgili yürütülen soruşturmada bugün yeni bir gelişme yaşandı. Hürriyet'ten Fevzi Kızılkoyun'un haberine göre soruşturmada, madende çalışan ve sorumluluğu olanlara yönelik yapılan operasyonda 12 kişi gözaltına alındı. Dün Cumhuriyet Savcılığı'na ulaşan ikinci bilirkişi raporunun ardından soruşturmayı yürüten savcılar ikinci operasyon için düğmeye bastı. Savcının talimatı üzerine polisler Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'de ocaklardaki iş güvenliği ve güvenlik kameraları ile sensörlerin izlenmesinden sorumlu çalışanlardan 12'sini gözaltına aldı.

 

Sensör izleme ekibine gözaltı

 

Soma’da bugün başlatılan operasyonda gözaltına alınan 5 kişinin ocağın yeraltı sensörleri verilerini yer üstünde takip eden “Merkezi İzleme” ekibinden olduğu öğrenildi. ELİ başmühendisinin de savcılıkta ifade verdiği edinilen bilgiler arasında.

 

8 kişi tutuklanmıştı

 

Soruşturma kapsamında daha önce Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ve İşletme Müdürü Akın Çelik’in de aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklanmıştı.

Öte yandan Türk Mühendis Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB), hazırladığı 'Soma Maden Kazası Raporu'nu birlik merkezinde kamuoyuna açıkladı. TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı ve diğer üyelerinde katıldığı toplantıda açıklamayı okuyan TMMOB üyesi Mehmet Torun, “Asıl siyaseten sorumlu olan iktidardır. Enerji Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı asıl sorumludur. Bu kazada olay henüz bütün yönleriyle aydınlatılmadı. Ocaktaki kömür damarlarının kendiliğinden yanmaya müsait olduğu, hem bilimsel çalışmalarla belirlenmiş hem de pratikte yaşanan pek çok olayla eskiden beri bilinmektedir.” dedi.

 

En Büyük 'İş Cinayeti'

 

İlk açıklamalarda 'trafo patlaması' denilerek bir kaza izlenimi verilmeye çalışıldığına dikkat çeken Torun, “Çalışılan felaket, boyutları itibarı ile ülkemizde yaşanan en büyük 'iş cinayeti' durumundadır. Facia, hem 'madencilik' hem de 'işçi sağlığı ve güvenliği' alanında son 12 yıldır ağırlaştırılmış bir biçimde sürdürülen 'özelleştirme', 'piyasalaştırma' ve 'taşeronlaştırma' politikalarının çöktüğünü göstermektedir.” ifadesini kullandı. Torun, sözlerini şöyle devam ettirdi: “Çok açıktır ki Soma'da yaşanan felakete, şirketin 'ne pahasına olursa olsun, maliyeti düşürme ve üretimi kesintisiz sürdürme' politikası neden olmuştur. Görünen tablodan yalnızca bu şirket sorumlu olamaz. Bu üretim modelini yaratan, kömür madenleri ve linyit sahalarını ihalelerle devredenler ve denetim sorumluluklarını yerine getirmeyenler de yaşanan iş cinayetlerinden birinci derecede sorumludur.” Mehmet Torun ve TMMOB Başkan Mehmet Soğancı, raporun açıklanmasının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.

 

‘Enerji ve Çalışma Bakanlığı asıl sorumludur’

 

Mehmet Torun, "Yapılan incelemeler sonucunda sorumlu kim?" sorusu üzerine olayın savcılığa ve mahkemeye intikal ettiğini hatırlattı. Torun, şunları söyledi:

“Bilirkişi raporları henüz daha yayınlanmadı. Dolayısıyla teknik olarak süreç devam ediyor. Şunu özetle vurgulamaya çalıştık. Bu iş 'üç mühendis, iki işçi sorumludur' diyerek geçiştirecek olay değildir. Geçmiş yılların olumsuzlarını bildiren sonuçtur. Asıl siyaseten sorumlu olan iktidardır. Enerji Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı asıl sorumludur bu kazada.”

Bilgi ve belgelerin sizinle paylaşılmamasının ve inceleme yapılmasının engellenmesine ilişkin bir gerekçe sunuldu mu?" sorusuna ise Torun, şu cevabı verdi: "Sunuldu. Çalışma Bakanlığı'nın yazılı cevabında 'biz onlara ekstra formasyon verdik' deniliyor. Biz de bakanlık yetkililerine şunu söylüyoruz: Kaç tane müfettişiniz yangınlı kömür ocağında 3-5 yılında fiilen çalışmıştır.”

 

‘Bir rant ve bir para tapınağı
haline getirdiler ülkeyi’

 

Başkan Mehmet Soğancı da "Üretim alanında çalışan mesleklerle ilgili odalarının her konuyla ilgili ciddi anlaşılabilir ve daha da ötesi uygulanabilir raporları var. Ama maalesef siyasi iktidar bir rant ve bir para tapınağı haline getirdiler ülkeyi. Burası bir Muz cumhuriyeti ülkesi değil. Avrupa 'da birinci, dünyada üçüncü bahsedilen bir ülke, iş cinayetlerinde kaybetme insan sayısı olarak. Bu kelimenin kendisi bile Türkiye 'ye hiç yakışmayan bir ortam olduğunu ifade etmekte.” şeklinde konuştu.