Gündem

"Selin Sayek Böke mevcut yönetimin parçası olmama tavrını sürdürecek mi, sürdürmeyecek mi?"

"Böke, bir dönem CHP'nin parti sözcüsüydü"

06 Şubat 2018 04:16

CHP kurultayında 687 oyla en çok oy alan ikinci kişi olarak Parti Meclisi’ne giren Selin Sayek Böke'nin durumunu değerlendiren Milliyet yazarı Mehmet Tezkan, "Böke, seçildiğine göre yıldızı sönmemiş" ifadesini kullandı. Böke için "Soru şu" diyen Tezkan, Yönetime girecek mi, girmeyecek mi? Mevcut yönetimin parçası olmama tavrını sürdürecek mi, sürdürmeyecek mi?" ifadelerini kullandı.

Tezkan'ın "Önemli olan senin nasıl gördüğün" başlığıyla (6 Şubat 2018) yayımlanan yazısı şöyle:

Benim gibi politika yazan tüm gazetecilere de sorulur.. Nasıl görüyorsun? Neyi?
Memleketin gidişini..
                                            *** 
İki gün Ankara’daydım.. Malum, ana muhalefet partisinin kurultayı vardı.. Salonda, dışarıda, yolda, lokantada, havaalanında tanıyanlardan ‘Merhaba, nasılsınız?’ cümlesinin ardından, aynı soru geldi: Nasıl görüyorsun? Ben yine her zamanki refleksle ‘Neyi?’ dedim..  Bu kez memleketin gidişini demediler.. CHP’yi nasıl görüyorsun dediler..
                                            ***
Bu tür sorulara soruyla yanıt veririm; siz nasıl görüyorsunuz derim.. Önemli olan sizin nasıl gördüğünüz.. Ben neyi nasıl gördüğümü, ne düşündüğümü her gün yazmaya, söylemeye çalışıyorum.. Önemli olan sessiz milyonların ne düşündüğü.. Önemli olan sessiz milyonların gidişatı nasıl gördüğü..
                                            ***
Ne yazık ki; demokrasi sandıkla sınırlandı/kısıtlandı.. Seçmenin büyük çoğunluğu kendini sadece oy vermekle mükellef sayıyor..  Bırakın tepki göstermeyi, bırakın protesto etmeyi, fikrini yüksek sesle bile söylemiyor..
Bu durum iyi bi durum değil.. Demokrasi açısından iyi değil.. Ülkenin gidişatı açısından iyi değil.. Ülke bazen iyi yönetilir, bazen kötü yönetilir.. Dönemseldir, olağandır...  İyi olmayan sessizliktir, tepkisizliktir...
                                          ***
Önemli olan seçmenin nasıl gördüğüdür.. Daha da önemlisi, seçmenin nasıl gördüğünü söylemesidir..

Haluk Koç’a alkış

Haluk Koç CHP’de para işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısıdır..
Bilen bilir.. Paraya bakan sevilmez.. Örgüt para ister, yoktur, vermez.. Kıt kaynaklarla sonsuz talepleri karşılamak zorundadır..Paranın başında olan, kimseyi mutlu edemez/edemez..
                                       ***
Zannediyorum ki; paranın başında olup da en yüksek oyu alarak Parti Meclisi’ne giren ilk kişi Haluk Koç oldu..  Alkış bu yüzden.. Demek ki adil davranmış..  Demek ki sadece para yok dememiş, para gönderememe nedenini o ile, o ilçeye, o örgüte güzel anlatmış.. İkna etmiş.. 
                                       ***
Kurultayda gelir/gider hesabını verdiği konuşması etkileyiciydi.. Benden sonra bu göreve gelecekler şunlara dikkat etsin diye verdiği öğütler ders niteliğindeydi.. CHP delegesi hak vermiş.. Hak vermekle kalmamış, oy da vermiş..  Oy verenlere de alkış..

Selin Hanım ne yapacak?

Selin Sayek Böke CHP’nin yıldız isimlerindendi.. 687 oyla (en çok oy alan ikinci kişi) Parti Meclisi’ne seçildiğine göre yıldızı sönmemiş.. Selin Hanım ekonomiden sorumlu genel başkan yardımcısıydı..
Bir dönem parti sözcülüğünü de üstlendi.. 7 Haziran seçimi öncesi CHP’nin izlediği politikada çok önemli katkısı oldu..Ayakları yere basan, karşılığı olan ekonomik vaatleri kabul gördü.. İktidar partisi peşine takıldı.. İktidar partisi uygulamak zorunda kaldı..
                                          ***
Referandumdan sonra YSK’nın kararına (mühürsüz oyların geçerli sayılmasına) CHP’nin yeterli tepki göstermediğini düşündü.. ‘Atılması gereken adımlar atılmadı’ dedi..‘Mevcut yönetimin parçası olamam’ restiyle ayrıldı..
Kurultay öncesi de manifesto niteliğindeki bildiriye imza attı..Kurultayda genel merkeze karşı liste bile çıkardı..
                                        ***
Buna rağmen Kılıçdaroğlu da listesinde yer verdi.. (Demokrasi adına alkış) Parti Meclisi’ne seçildi.. Soru şu; yönetime girecek mi, girmeyecek mi? Mevcut yönetimin parçası olmama tavrını sürdürecek mi, sürdürmeyecek mi?