Magazin

Selçuk Yöntem: Dizilerin uzunluğu beni sektörden uzaklaştırdı

"İnsan biraz da rol alacağı yeni işlerin onların üstüne çıkmasını istiyor"

09 Eylül 2018 13:14

Oyuncu Selçuk Yöntem, dizilerin uzunluğunun kendisini sektörden uzaklaştırdığını belirterek, "Dizilerin bir televizyon filmi uzunluğunda olması, beni sektörden uzaklaştırdı. Şartların giderek ağırlaşması nedeniyle daha seçici oldum. Bir de benim dizi serüvenimde çok güzel işler var. İnsan biraz da rol alacağı yeni işlerin onların üstüne çıkmasını istiyor" diye konuştu. 

Selçuk Yöntem'in eşi Cihan Yöntem, eşiyle bir kez sahneye çıktığını belirterek, "Selçuk’la yıllar önce bir oyunda birlikte çalıştık. Sonra bir daha çalışmama kararı aldık. Bir kez yetti" dedi. 

Yöntem ailesi, Kelebek'ten Cengiz Semercioğlu'nun sorularını yanıtladı. Selçuk Yöntem, kızıyla aynı projede yer almak istemeyeceğini dile getirerek, "Mesela bir dizide Iraz, başka bir ailenin kızı ve kötü biri. Ben de ona rol gereği kötü davranıyorum filan, bana duygu olarak pek hoş gelmiyor. Kızıma dizide bile kötü davranamam" ifadesini kullandı.

Hürriyet Kelebek'te yer alan söyleşinin bir kısmı şöyle: 

 ◊ Kızına Iraz adını nasıl koydun?

- Selçuk Yöntem: Konservatuvara girdiğim ilk sene, Fakir Baykurt’un “Irazca’nın Dirliği” kitabını okuyup çok etkilenmiştim. Orada Irazca karakteri vardı... Çok cevher bir Anadolu kadınıydı. Kızım olursa adını Iraz koyacağım dedim. Hatta Cihan’la tanışmadan önce Iraz’ın 2 yaş halini rüyamda gördüm.

◊ Iraz doğduğunda rüyanda gördüğün kıza benziyor muydu?

- Selçuk Yöntem: Aynısıydı.

- Cihan Yöntem: Evet, hamileyken bana da tarif etmişti. Kıvırcık saçlı, şöyle burunlu diye...

- Selçuk Yöntem: Sonra “Kızımız olacak, adını da Iraz koyacağım” dedim.

◊ Selçuk Yöntem’in kızı olmak senin için avantaj mı, yoksa bunun ağırlığı sana dezavantaj olarak mı geri döndü?

- Iraz Yöntem: Buna nasıl objektif bir cevap verebilirim bilmiyorum ama insanların algısıyla gerçek durum arasında çok fark olduğuna eminim.

◊ Ne gibi?

- Iraz Yöntem: Bir kere örnek bir baban varsa ve toplumun nezdinde tanınan biriyse onun başarısına ulaşabilmek kolay değil. Bu çok büyük bir mücadele alanı. Birey olarak başarman gerekenden daha fazlasını yapman lazım. Tabii o benim için Selçuk Yöntem değil, babam. Ama her zaman böyle kulağımın arkasında, kendi sorumluluğumdan başka bir sorumluluk varmış gibi hissediyorum. Dolayısıyla adımlarımı, sözlerimi herkesten biraz daha fazla tartmam gerektiğini hissediyorum.

◊ Genelde oyuncular, sunuculuğu pek kotaramıyor...

- Selçuk Yöntem: Yapan da var, yapamayan da... Ama aslında bu da bir rol esasında. İyi oynarsanız, yaparsınız. Çünkü sunucu rolü bir piyeste de karşınıza çıkabilir. Canlı formatta bir yarışma programı sunmak, tiyatronun ta kendisi.

◊ Yarışmada sunucuyu mu oynuyorsun yani?

- Selçuk Yöntem: Evet, sunucuyu oynuyorum ve karşımda seyirci var. Bunu da mesleğimin bir parçası olarak görüyorum.

◊ Dizi niye yok?

- Selçuk Yöntem: Dizilerin bir televizyon filmi uzunluğunda olması, beni sektörden uzaklaştırdı. Şartların giderek ağırlaşması nedeniyle daha seçici oldum. Bir de benim dizi serüvenimde çok güzel işler var. İnsan biraz da rol alacağı yeni işlerin onların üstüne çıkmasını istiyor. Bu buluşmalar da kolay olmuyor.

◊ “Aşk-ı Memnu”nun eski bölümleri hâlâ yayınlanıyor ve reytinglerde hep üst sıralarda. Nedir bu işin sırrı?

- Selçuk Yöntem: Gerçekten o işin üzerinde bir büyü, bir peri tozu var. Oyuncuları, yönetmeni, kanalı ve şirketiyle güzel bir buluşmaydı. “Aşk-ı Memnu”nun öyle bir dokusu var ki, ne zaman yayınlansa, nerede rastlarsan tekrar seyretmeye başlıyorsun. Hatta tekrar bölümü, benim yarışmayı geçmiş, çok sinirlendim. (Gülüyor)

◊ Oradaki ekip arkadaşlarınla hâlâ görüşüyor musunuz?

- Selçuk Yöntem: Hepsiyle görüşüyorum ama başta yönetmenimiz Hilal Saral olmak üzere Zerrin Tekindor, Hazal Kaya, Kıvanç Tatlıtuğ’la daha sık bir araya gelip hasret gideriyoruz.

 ◊ Genç oyuncular evleniyorlar, sonra bir bakıyoruz daha 1 yıl geçmeden boşanmışlar. Siz de sanat dünyasındasınız ama 36 yıldır mutlu bir evliliğiniz var, nedir bunun sırrı?

- Cihan Yöntem: Sevgi ve saygı çok değerli. Biz birbirimizi çok seviyor ve sayıyoruz. Ama bunun dışında Iraz dahil olmak üzere üçümüzün de başka bir hayatı var. Hepimizin yaptığı başka işler var. Bence sır da burada.

◊ Üçünüzün yolu hiç aynı projede kesişmedi mi?

- Cihan Yöntem: Selçuk’la yıllar önce bir oyunda birlikte çalıştık. Sonra bir daha çalışmama kararı aldık. Bir kez yetti... (Gülüyor)

◊ Sorun kimden kaynaklandı?

- Cihan Yöntem: Tabii ki Selçuk’tan kaynaklandı. (Gülüyor)

◊ Evliliğinizin kaçıncı yılında oluyor bu?

- Selçuk Yöntem: 6 veya 7. senesinde. Bazıları yakınlarıyla çalışabilir ama bizde o doku tutmadı. Evde beraber yemek yap, tatile birlikte çık. Sonra git birlikte oyun çalış, olacak şey değil. Bir maraza çıkıyor muhakkak. Çalışmamak en iyisi. Başkaları da iş yapsın. O benle çalışacağına başkası çalışsın, o da para kazansın.

◊ Iraz’la aynı projede yer almak istemez misin?

- Iraz Yöntem: Öyle bir arzumuz hiç olmadı.

- Selçuk Yöntem: Mesela bir dizide Iraz, başka bir ailenin kızı ve kötü biri. Ben de ona rol gereği kötü davranıyorum filan, bana duygu olarak pek hoş gelmiyor. Kızıma dizide bile kötü davranamam.

- Iraz Yöntem: Ben annemle çalıştım. Hem oyuncu, hem de yönetmen olarak... Oyuncu olarak çalışmaktan ben de babam gibi hiç memnun kalmadım. Benim yönetmen olduğum projede ise çok keyif alarak çalıştık. Ve şuna karar verdik, biz beraber çalışabilen bir ikiliyiz ama ikimizin de sahne üstünde ya da sahne arkasında olması lazım.

- Cihan Yöntem: Iraz’la bir müzikal yaptık. Yönetmen Iraz’ın oynayacağını söylediği zaman benim nutkum tutuldu. Ve büyük bir amatörlük yaptım. Çok uzun yıllardır koreografi yapıyordum ama kızımla çalışmanın neye denk düştüğünü bilemedim. Onu kayırmayacağım, derken Iraz’ı öteledim, yok saydım. Bugün olsa aynı saçmalığı yapmam.

- Iraz Yöntem: Üstelik benim de profesyonel olarak ilk oyunumdu.

- Cihan Yöntem: Hatta ekiptekiler çok sonra Iraz’ın benim kızım olduğunu öğrendiler.

◊ Sıfır torpil yani.

- Cihan Yöntem: Bende destek yok, köstek var. (Gülüyor)

◊ Selçuk Yöntem nasıl bir baba?

- Iraz Yöntem: Çok eğlenceli bir baba. Hatta ben 8 yaşında babama, “Ya sen ne kadar eğlenceli bir adamsın” demiştim. O da bana “günaydın” diye karşılık vermişti. (Gülüyor) Dışarıdan sert görünebilir ama gerçekten inanılmaz eğlenceli biri. Bu tarafını da herkes çok keşfedebilmiş durumda değil. Bir de bizim aramızda çok yaş farkı yok.

◊ Kaç yaşında anne-baba oldunuz?

- Selçuk Yöntem: 29

- Cihan Yöntem: 21

◊ Çok erken yaşta anne olmuşsun.

- Iraz Yöntem: Evet, biz annemle beraber büyüdük. Ama babamla da öyleydi. Çocukken puzzle’lar, legolar en eğlendiğim oyuncaklarımdı. İkisini de oyunlarıma çok dahil etmişliğim var. Bir de çok küçük yaşta okuma yazma öğrendim.

◊ Kaç yaşında?

- Iraz Yöntem: 4 yaşında... Evde o kadar çok kitap vardı ki, benim için en büyük merak unsuru onlardı. Dolayısıyla çok erken yaşta okumaya başladım. Annem ve babam en büyük örneğimdi. Yataklarının başucunda hep bir kitap olurdu.

◊ Iraz’dan Selçuk’un eğlenceli bir baba olduğunu öğrendik, peki nasıl bir eş?

- Cihan Yöntem: Eğlenceli ve duygusal... Yükseldi mi inemeyen! (Gülüyor) Selçuk’un şöyle bir anısı var: Yıllar önce Devlet Tiyatrosu’nda genel müdür seçimleri vardı. Her hafta kim genel müdür olacak diye toplantılar yapılıyordu. Bu toplantılardan birinde Selçuk, birisiyle karşılıklı atışmaya başlamış.

- Selçuk Yöntem: Ben sesimi yükseltim, böyle olması lazım filan diye karşımdakine bağırıyorum. Oradakilerden biri bana dedi ki; “Abi ikiniz de aynı şeyi söylüyorsunuz.” Ben de, “Öyle mi, yükseldim ama şimdi inemem” diye karşılık verdim.

- Cihan Yöntem: Selçuk’un “Yükseldim hemen inemem” sözü bizim repliğimiz oldu. Selçuk’un içi çok dışarıdadır. Öfkesini de kırılganlığını da içinde tutamaz. O anda patlayacak ve yükselecek. Ama hiç kin tutamaz, çabuk unutur.

 ◊ 36 yıl boyunca bu evlilik hiç sendelemedi mi, kritik dönemlerinden geçmediniz mi?

- Cihan Yöntem: Olmaz mı hiç, biz de çok kritik dönemlerden geçtik. Çok devrildik, kalktık. Ama biz birbirimizi seviyoruz değil mi Selçuk? (Gülüyor)

- Selçuk Yöntem: Dostluk ve saygıyı elde tutarsanız, birliktelik devam eder. Ama hiçbir şey başladığı gibi olamaz, mümkün değil. İnsanın doğasına aykırı.

◊ İkinci evlilikler erkekler için daha avantajlı mı oluyor?

- Selçuk Yöntem: Evet benim ikinci evliliğim ama 5 kere evlenen erkekler de var. Ama bir türlü olmuyor. Önemli olan bunlardan ders çıkarmak, deneyim almak.

◊ Konservatuvar yıllarında sizin sınıfta kimler vardı?

- Selçuk Yöntem: Tarık Ünlüoğlu, Melek Baykal, Derya Baykal, Mehmet Ali Erbil, Zuhal Olcay, Nesrin Kazankaya... Bizim dönem çok zengindi.

◊ En yakın arkadaşların kimlerdi?

- Selçuk Yöntem: Tarık Ünlüoğlu, Mehmet Ali Erbil ve Levent Öktem. Babamın oturmam için bana verdiği bir ev vardı... Onlar da bana güya misafirliğe geliyorlardı ama her gün bendeydiler.

◊ Neler neler yaşamışsınızdır kim bilir?

- Selçuk Yöntem:

Hem de neler... Bir gece bende yemek yiyeceğiz, müdür yardımcısı okuldan çıkmamıza izin vermiyor. Biz de rehberden dönemin Kültür Bakanı Rıfkı Danışman’ın numarasını bulup aradık. Rahmetliye “Evde tiyatro tarihi çalışacağız ama müdür yardımcısı izin vermiyor” dedik. O da, “Siz dersinizi çalışın, ben izni alırım” dedi. Ardından okulu arayıp “Bu öğrencilere izin verin” diyor. Müdür yardımcısı da Tarık’ın kendisini işlettiğini zannediyor, “Gelirsem oraya seni gebertirim” diye karşılık veriyor.

 ◊ Geçen hafta Fazıl Say’ın annesi vefat etti. Ünlü sanatçı annesinin cenaze namazının ardından sosyal medyada linç edildi. Say da eleştirilere duygusal bir yazı ile karşılık verdi. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu?

- Selçuk Yöntem: Fazıl’ın yazısı içten ve duyguluydu. O kadar güzel anlatmış ki derdini, bir insanın annesiyle vedalaşması kadar hazin bir şey olamaz.

- Cihan Yöntem: Onu yazanlar, anneyi kaybetmenin ne olduğunu biliyorlar mı? Benim annem uzun yıllar rahatsızdı. Biraz ablam, biraz ben baktım. Selçuk ve Iraz için çok büyük bir endişeydi, annemin gidişinden sonra benim ne hale geleceğim...

◊ Kaç yılında kaybettin?

- Cihan Yöntem: 2010...

- Selçuk Yöntem: Terbiye ve gelenekleri bu topluma yeniden kazandırmamız lazım. Sosyal medya çıktı, mertlik bozuldu. İnsani duygular kayboldu.

- Iraz Yöntem: Her konuda ayrışabiliriz ama bazı gerçekler çok evrenseldir, ölüm gibi. Acılarda ortaklaşmamız lazım.

Çünkü o acı, yarın öbür gün senin de onun da başına gelebilir.