Gündem

Şehidin dayısı: Kendi çocuklarını da göndersin, evlat acısını görsünler

30 yaşındaki polis Mehmet Uyar ile yoldan geçen Osman Caran, dün akşam gerçekleşen saldırıda hayatlarını kaybetti

30 Temmuz 2015 22:26

Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde devriye görevi yaparken, polis araına açılan ateş sonucunda hayatını kaybeden 30 yaşındaki polis memuru Mehmet Uyar'ın, Manisa'nın Salihli ilçesindeki cenazesinde gazetecilere konuşan dayısı Şefik Gürdoğan, “Devlet yöneticileri kendi çocuklarını da göndersinler de evlat acısı neymiş görsünler” dedi.

Devriye görevi sırasında açılan ateş sonucu, polis memuru Mehmet Uyar ve yoldan geçmekte olan Osman Çaran adlı bir vatandaş hayatlarını kaybetti, olayda bir kişi de yaralandı. Mehmet Uyar'ın eşi, 4 aylık hamile Nedime Uyar'ın da yine Diyarbakır'da polis memuru olduğu, çiftin tayinlerinin Salihli'ye çıktığı ancak işlemlerinin durdurulmasından dolayı 15 Ağustos'ta gelecekleri belirtildi. 

 

'Söylenecek hiçbir şey yok'



Mehmet Uyar'ın dayısı Şefik Gürdoğan, yeğeninin nasıl şehit edildiği hakkında bilgisi olmadığını belirterek, şunları söyledi:

“Türkiye’nin başına her belayı sardırdılar. Ondan sonra asker, polis ölsün, köpek ölümüne gitsin. Yazık, yazık. Devlet yöneticilerine yazık diyorum. Kendi çocuklarını da göndersinler, evlat acısı neymiş görsünler. Yeğenimle bayramdan sonra telefonla görüşmüştüm. Birbirimizin bayramını kutladık. Benim çocuğumun da tayini çıkmıştı, birbirimizi kutladık. Söylenecek hiçbir şey yok. Bu devleti yönetenlerin herhalde akılları başındadır.”

 

'Konuştuğumuzda, bizlere oradaki tehlikeyi
hiç aksettirmiyordu'

 

Abisi ve yengesinin, görev yaptıkları bölgeyle ilgili kendilerine bilgi vermediklerini söyleyen Mehmet Uyar'ın kız kardeşi Ümmühan Pınar ise en son yengesiyle telefonla görüştüğünü belirterek, şu ifadeleri kullandı:

“Nedime yengem de polisti, ağabeyimle aynı yerde görev yapıyorlardı. Üç yıl olmuştu evleneli. Ağabeyim bu hafta gelmeyi düşünüyordu, ev bakacaktı. Tamamen ilişiğini 25 Ağustos’ta keseceklerdi. Ben eşiyle görüşmüştüm. Ağabeyim kendisi Terörle Mücadele'de çalışıyordu. Konuştuğumuzda, bizlere oradaki tehlikeyi hiç aksettirmiyordu. Eşi, 'Ben karakolun bahçesindeyim, Mehmet karşımda bekliyor.' diyordu. Yengem sadece orada yapılan provokasyonlardan bahsediyordu, kesinlikle oranın kötü olduğunu bize bahsetmiyordu.”

İlgili Haberler