Gündem

Sabih Kanadoğlu: Sözcü davasına bilirkişi atanamaz, yasaya aykırı!

"Bu gazeteciliğin ölümünün ilanı"

22 Ağustos 2017 13:32

19 Mayıs'ta 'FETÖ' operasyonu düzenlenen Sözcü gazetesine yönelik olarak Savcı, gazetenin yayınlarının incelemesi için bilirkişi görevlendirdi. Hukukçu Sabih Kanadoğlu, Yekta Güngör Özden ve Turgut Kazan, bilirkişi tayinine ilişkin olarak konuştu. Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu, “Böyle bir konuda bilirkişi tayin edilemez, dinlenemez, vereceği karar da dayanak alınamaz. Bilirkişiye gidilerek karar vermeye çalışmak yasaya tümüyle aykırıdır” dedi.

Kanadoğlu davaya ilişkin olarak, "Gazetenin haberleri itibarıyla suç teşkil edip etmediğini takdir edecek olan, mahkemedir" ifadesini kullandı.

TIKLAYIN: Sözcü: Atanan bilirkişi tarafsız değil; Atatürk aleyhtarı, AKP taraftarı!

Kanadoğlu şöyle konuştu:

"Bilirkişiye gidilmesi açıkca yasaya aykırı"

Herhangi bir yazıyı ya da okuyucuya sunulan haberi, hakimden daha iyi değerlendirecek bir yapı olamaz. Böyle bir bilirkişilik de olmaz. Kararı verecek olan ve bu bilgiye zaten sahip olması gereken hakimdir. Böyle bir konuda bilirkişi tayin edilemez, dinlenemez, vereceği karar da dayanak alınamaz. SÖZCÜ için karar verirken, bilirkişi tayin etmek ve onu dayanak almak baştan sona yasaya aykırıdır. Bilirkişilik yapanın kimliğini, kişiliğini hepsini bir kenara bırakıyorum. Gazetenin haberleri itibarıyla suç teşkil edip etmediğini takdir edecek olan, mahkemedir. Bilirkişiye gidilerek karar vermeye çalışmak yasaya tümüyle aykırıdır. Bilirkişiye ancak teknik bir konuda başvurulabilir.

Yekta Güngör Özden Anayasa Mahkemesi eski Başkanı:

"Bilmez kişileri bilirkişi yapıyorlar"

Mahkemeler ve savcılıklar, kendi görüşlerine yakın insanları bilirkişi olarak seçiyorlar. Aslında bilmez kişileri bilirkişi yapıyorlar. Bilirkişiler nesnel ve objektif ölçülerin dışına çıkamazlar. Bilirkişiler, raporlarını yandaşlık etkisiyle hazırlayıp veriyorlar ve mahkemeler de kendilerinin yapması gerekeni başkalarına yaptırarak kolaya kaçıyorlar. SÖZCÜ Gazetesi'nin FETÖ ve yandaşlarına karşı yaptığı mücadeleyi hiçbir gazete yapmamıştır. Bizim Türkiye'yi Türkiye yapan Atatürk ilkelerine bağlılığımızın ölçüsü ve benzeri yoktur. SÖZCÜ'ye yöneltilen tüm suçlamalar, Atatürk karşıtlarının bu cepheyi zayıflatma çabasından başka bir şey değildir.

Turgut Kazan İstanbul Barosu eski Başkanı:

“Savcı bu atamayla CMK'yı ihlal etmiş"

Bir kere bilirkişiye görüş bildirilmesi için istenilen malzeme bilirkişi incelemesi gerektirecek bir malzeme değil. Yani gazete haberlerini yargıç ve savcı anlamıyorsa zaten suç yok demektir. Çünkü bu raporda ortaya konulan şeyler gazetenin manşetleri. Bu manşetlerde siyasi iktidar, eleştiriliyor. Sert eleştiri, suçlama yöneltecek şekilde eleştiri yapıldığında bunu okuyan yargıç ve savcı bu durumu anlar. Zaten Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 63'üncü Maddesi de böyle bir durumda bilirkişi atanmasını yasaklamıştır. Kanunda, ‘Hakimin hukuki bilgisi, yeterliliğinin olduğu konularda bilirkişi dinlenemez' denilmektedir. Yani yasa açık bir şekilde ihlal edilmiştir.

Turgay Olcayto Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı:

“Bu raporu hazırlamak habere müdahaledir”

Gazetecilere yönelik davalar sürecinde hep aynı şeyleri söylüyoruz: Gazetecilik ve haber suç değildir. Dolayısıyla SÖZCÜ'ye yapılan soruşturmada savcının bilirkişi istemesi habere müdahaledir. Haberi izlemesi buradan suç üretmesi savcının işine gelebilir ama bu sağlıklı bir tutum değildir, yanlış bir yoldur. Bu yol daha önce Cumhuriyet Gazetesi için de denendi. Gazetecilik ancak gazeteciler tarafından değerlendirilebilir, gazetecilik ile ilgisi olmayan insanların bilirkişi seçilerek gazetecileri mahkum edecek, raporlar düzenlemesi Türkiye'de yeniden yanlış bir yola giriş olacaktır, bunun önüne geçilmelidir. SÖZCÜ için hazırlanan bilirkişi raporunda da aynı şeyleri yinelemekten kendimizi alamıyoruz. Gazetecilik suç değildir…

Pınar Türenç Basın Konseyi Başkanı:

“Okurları Sözcü'nün ne olduğunu iyi bilir"

Okurları ve kamuoyu SÖZCÜ'nün Atatürkçü bir çizgide laik, demokratik Cumhuriyet'ten yana olduğunu bilirler. Bilirkişinin, SÖZCÜ hakkında hazırladığı raporda gerçeklerin yansıtılmadığı anlaşılıyor. Çünkü rapora göre SÖZCÜ hem FETÖ hem de PKK terör örgütü ile bağlantılı gösterilmeye çalışılmıştır. İleri sürülen kanıt örnekleri gerçeklerle bağdaşmamaktadır.  SÖZCÜ ve yazarları her zaman tüm terör örgütlerine karşı olmuş, yayın politikalarını Türkiye Cumhuriyeti'nin değerleriyle birleştirmiştir. SÖZCÜ bu değerlere, Atatürk ilkelerine, laiklik ve çağdaşlığa sahip çıkarak yayın hayatını sürdürmektedir. Bu yüzden promosyon yapmadan en yüksek tiraja ulaşmıştır.

Doğan Tılıç Avrupa Gazeteciler Birliği Başkan Yrd.:

“Bu gazeteciliğin ölümünün ilanı"

Bilirkişiler, sınırları çok net çizilmiş hukuki konularda, mühendislik ya da tıp alanında değerlendirmelerde bulunabilir. Gazetecilik ürünü üzerine bin bilirkişi atasanız, bininden de farklı değerlendirmeler alabilirsiniz. Mahkemelerin gazeteler, gazeteciler ve yazdıkları ile ilgili kararlarını bu türden bilirkişi raporlarına dayanarak vermeleri, ifade ve basın özgürlüğü açısından da, demokratik işleyiş açısından da son derece tehlikelidir. Neyi nasıl haber yapacakları, kimi nasıl eleştirecekleri ancak gazetelerin editoryal tercihleri ve yayın politikaları belirler. Bunun dışında belirleyiciler tayin etmek, gazeteciliğin de demokrasinin de ölümünü ilan etmektir.