Magazin

Rüzgar Erkoçlar: Artık geri dönmenin zamanı geldi

Cinsiyet değiştirdikten sonra sessizliğe bürünen Rüzgar Erkoçlar, yeni sezonda bir projeyle ekran karşısına geçmeye hazırlanıyor

Fotoğraf: Muhsin Akgün

19 Temmuz 2015 11:14

Rüzgar Erkoçlar cinsiyet değiştirme ameliyatıyla ilgili ayrıntıları basına sızdıran doktoruna açtığı, 1.5 yıl süren davayı kazandı. Uzun süredir sessizliğini koruyan Erkoçlar, oyunculuğa dönüş için bir süredir gelen teklifleri değerlendirdiğini ve iyi bir projeyle televizyon dünyasına dönmek istediğini açıkladı.

Hürriyet'ten Sibel Arna'nın sorularını yanıtlayan (19 Temmuz 2015) Rüzgar Erkoçlar'ın açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

Rüzgar Erkoçlar kimliği oluşumunu tamamladı mı? Kendini nasıl hissediyorsun? 

- Aslına bakarsan ben her zaman kendimi tamam hissediyordum. Benim baktığım yerden durum hep aynı. Dışarıdan bakıldığında öyle olmadığını insanların yüzündeki ifadelerden ve bitmek bilmeyen göz temaslarından anlıyorum. Ayaklarımdan saç tellerime kadar beni süzdüklerini fark edince “Aaa doğru ya, ben Rüzgar Erkoçlar’ım” diyorum. 

İkinci hayat bütün güzelliğiyle başladı mı? 

- İkinci hayat değil ki bu. Ben kendimi bildim bileli böyle hissediyorum, bu hayatı yaşıyorum. Hayatın güzellikleri, deneyimleri ve hissedilenler değişiyor ama ben hep benim.

Yakışıklı bir adam olduğunun farkında mısın? 

- Yakışıklılık ve güzellik kavramları benim için hiçbir zaman önemli olmadı. Eğer birinde bir güzellik görüyorsam bu kesinlikle o insanın ruhundaki ve yüreğindeki güzelliğin yansımasıdır diye düşünüyorum. Ama itiraf edeyim; son zamanlarda en sık duyduğum kelime bu. Herkes “Amma da yakışıklı oldun” diyor. 

‘Bu Tarz Benim’ gibi Türkiye’nin en yırtık kızlarının yarıştığı bir programın yapım sorumlularından biri olmak bir cesaret işi değil miydi? 

- Gerçekten cesaret işiydi. Çünkü 10’dan fazla kadının olduğu bir yarışma programını üstüne üstlük bir de canlı yayın olarak yapıyorduk. Çok yoğun ve yorucu geçiyordu.

Kızlardan taciz edenler oldu mu?

- İş yerinde çok ciddiyimdir, saygı sınırlarını aşanların bana yaklaşmasına izin vermem.

Kamera önünü özlüyor musun? 

- Tabii. Düşünsenize 15 sene bu işe gönül vermişsiniz, bir anda söküp atamazsınız. Artık geri dönmenin zamanı geldi diye düşünüyorum. Gelen birkaç projeyi değerlendirmeye aldım. Yeni sezonda belki güzel sürprizlerim olabilir.

Nasıl projelerde yer almak istersin? Herhangi bir sınırın var mı yoksa her rolü oynar mısın? 

- Öncelikle hikâyeyi ve karakteri sevmem gerekiyor. Bana uygun olmadığını düşündüğüm hiçbir rolü para veya şan şöhret için asla oynamam. Her zaman böyle yaptım ve böyle yapmaya devam edeceğim.

Şimdi bazı çakal yapımcılar sana kadın rolünü oynatmak isterse mesela, tepkin ne olur?

Mesela yönetmen Kutluğ Ataman’ın aylarca basında reklamını yapıp sanki oynayacakmışım gibi gösterdikleri projesini iki cinsiyeti de oynamam istendiği için kabul etmedim.

Toplum baskısını, lafları, sürekli gözetlenme hissini nasıl bertaraf ediyorsun?

- Tam olarak bertaraf edebildiğim söylenemez aslında. Çünkü bazen öyle şeylerle sınanıyorum ki farklı olan ben miyim onlar mı anlamıyorum. Biraz incelemelerini anlıyorum ama saatlerce göz hapsinde tutmaları tacize giriyor. Düştükleri komik duruma bakmadan gizli gizli fotoğraflarımı çekmeye çalışıyorlar. Ah be kardeşim, ben de salak değilim, bir izin iste, biraz kendine saygın olsun! Merak dışındaki tepkiler çok güzel. Yanıma gelip sarılmak isteyenler de var, “Cesaretinden dolayı tebrik ederiz” diyenler de...


Söyleşinin tamamı için tıklayın.