Yaşam

Rus siteden Rus kadınlara Türkiye tavsiyeleri

Türkiye’ye giden Rus vatandaşları için yapılan bir analizde, kadın turistlerin Türkiye'de nasıl davranması gerektiği anlatıldı

23 Ağustos 2013 15:43

Rusya'da yayın yapan Ria.ru internet sitesi Türkiye'ye gelecek Rus kadınlara tavsiyeler yazdı. "Başlıca büyük tehlike Türk erkekleri" denilen metinde "Rus kızı seçme şansının sınırsız olması Türk erkeklerini şımartmış durumda" ifadesi kullanıldı. "Yerel geleneklere saygılı olmak gerektiğini kafanıza yerleştirin ve laikliğinin yanında, Türkiye’nin bir İslam ülkesi olduğunu da unutmayın" uyarısı bulunan metinde genellemeci bir yaklaşımla "Doğulu zihniyet" özellikleri arasında "Kadının üstüne gereğinden fazla düşme ve aynı zamanda onunla olan ilişkilerinde korkutucu bir sofuluk; davetsiz misafirperverlik ve deli bir öfke" sayıldı. 

Rusyaanaliz.com tarafından Türkçeleştirilen "Rus kızları Türkiye'de nasıl davranmalı" başlıklı analizin bir kısmı şöyle:

"Turist sayısının fazla olması, akıllarına estiği gibi davranma alışkanlığı ve Rus kızı seçme şansının sınırsız olması Türk erkeklerini şımartmış durumda. Yerli halkla düzgün ilişkiler kurabilmek için, bazı temel kurallara uymak gerekir.

Kimisi Türkiye’ye tatile geliyor, evlenip temelli buraya yerleşiyor ve yaşadığı hayatı öve öve bitiremiyor… Kimisi ise, büyük bir şevkle yerel halktan uzak durmayı, asla gülümsememeyi ve kimseyle göz göze gelmemeyi öğütlüyor. Konu Türkiye.

Doğulu zihniyet, bir yandan aşırı bir resmiyet, öte yandan ölçüsüz bir samimiyet durumunun patlamaya hazır bir bileşimi gibidir. Kadının üstüne gereğinden fazla düşme ve aynı zamanda onunla olan ilişkilerinde korkutucu bir sofuluk; davetsiz misafirperverlik ve deli bir öfke; bağırıp çağırmaları eksik olmayan semt pazarları ve tarihi camilerin sessiz mi sessiz avluları… Tek bir kelimeyle tam bir zıtlıklar dünyası. Çoğunlukla daha mutedil davranış normlarına meyilli olan Rus insanının, bu şartlarda yolunu kaybetmemesi ve fokur fokur kaynayan Doğu atmosferinin içinde altın oranı bulması zordur.

Yerli halka düzgün ilişkiler kurabilmek için, irdeleyeceğimiz bazı temel kurallara uymak gerekiyor. Ne olursa olsun, bir seyahate çıkmadan önce, yerel geleneklere saygılı olmak gerektiğini kafanıza yerleştirin ve laikliğinin yanında, Türkiye’nin bir İslam ülkesi olduğunu da unutmayın.

Basitliğinden mütevellit neredeyse gizemli ve her yerde işe yarayabilecek bir tavsiye daha:  karşısında, ülke sizin beklentilerinize hep aynen karşılık verecektir. Şayet her köşede bir tatsızlıkla karşılaşmayı bekliyorsanız, çok da fazla beklemeyeceksiniz: Taksiciler dolandırır, otellerdeki duvar kağıtları renklerini kaybetmiştir… Öte yandan, kendisiyle içten bir arkadaşlık kurmak isterseniz ülke size muhakkak bir şekilde yanıt verir; ya güzel bir havayla, ya da doğanın başka turistlerce fark edilmemiş mucizevi bir köşesini göstererek…

Rus turistleri, Türkiye’de rahatsız edicek şeyler birkaç tanedir; fakat bunlardan haberdar olurlarsa kolaylıkla hakkından gelebilirler.

Başlıca ve asıl tehlike, Türk erkekleridir.

Türkiye’de kadınlar konusunda durum şu şekilde gelişmiştir: 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ve ona laik devlet statüsünü vermiş olan Atatürk, Türkler’in psikolojisinden, Müslümanlar’ın kadınlara bakış açısını tamamen silememiştir. Bir yandan, Türkler’in birçoğu ebeveynlerine içten bir saygı besler; özellikle de annelerine. Ve tanımadıkları kadınların yanında, sanki bu kadınlar keşfedilmemiş birer objeymiş gibi, utanıp sıkılırlar. Öte yandan, Türk erkeklerinin ruhunda, bağımlı ve kendilerinden daha düşük konumda gördükleri kadınlara karşı korumacı bir tavır yatar. Bu ikili durum, acemi misafirleri hayrete düşürür ve adapte olmaları bir hayli zorlaşır.

Sonuç olarak, Türkiye’deki erkekler, kadınlara karşı tepeden bakan yaklaşımlarını açıkça ve her zaman sergilemezler. En azından, tanışma anında. Hiç belli etmezler. Tesadüfi bir karşılaşmanın ilk dakikasından itibaren, Türkler onlarca iltifatı birbirini ardına sıralayabilir; ki bu, karşı konulması güç bir sınavdır. Ne olursa olsun, şu sözleri duymak oldukça hoştur: “Dudakların, tıpkı pembe taç yaprakları gibi, kaşların ise…” ve Binbir Gece Masalları’ndan alınmış daha niceleri…"

Haberin tamamını okumak için tıklayınız…