Gündem

'Balyoz kararı Yargıtay'da değişmez, AİHM'den döner'

CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, Balyoz davası kararını ‘şov yargılama’ olarak nitelendirdi

26 Eylül 2012 16:23

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) 10 yıl yargıçlık yapan, CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen Balyoz davası kararını “şov yargılama” olarak nitelendirirken “Bu davaların amacı mesaj, gözdağı vermektir. Dreyfus, Sacco ile Vanzetti, Doğu Avrupa’da Stalin’in tasfiye hareketinde bu yargılamaları görüyoruz” dedi. “Balyoz davası Türkiye’nin Nürnberg’i” saptamasına tepki gösteren Türmen, “helalleşilsin” çağrılarına da “Hukuk, helalleşerek gerçekleştirilmez” karşılığını verdi.

Türmen’in Balyoz davası kararıyla ilgili tartışmalar, Cengiz Çandar’ın “Balyoz davası, Türkiye’nin Nürnberg’i” saptaması ve “Helalleşilsin, genel af çıksın” çağrılarıyla ilgili Cumhuriyet'ten Türey Köse'nin sorularına verdiği yanıtlar özetle şöyle:

Gerekçesiz karar olmaz: 325 sanığa toplam 5 bin yılın üzerinde ceza verildi. Kararın bir gerekçesi yok ve bu doğal karşılanıyor. AİHM’de hâkimler gerekçeye göre karar verirler. AİHM’de Rus Ryakib Biryukov kararı var, karar gerekçesiz açıklandığı için AİHM bunu adil yargılamayı ihlal olarak gördü.

Belgeler sahte: Balyoz planının, seminerin yapıldığı yıllarda Türkiye’de olmayan birçok asker cezalandırılıyor. Tutuklama kararları hukuka aykırıydı. 11 ve 17 No’lu CD’lerin sahte olduğunu gösteren birçok kanıt var. Amerikan Kriminal Şirketi Arsenal’a göre 65 tane doküman tamamen sahtedir. Kimliği bilinmeyen bir kişi tarafından bir gazeteciye veriliyor dokümanlar, bavulla gidiyor savcıya. 2. ve 3. iddianameler de yine kimliği bilinmeyen biri polise mektup yazıyor, polis Gölcük’e gidiyor, orada belgeler çıkıyor. Hâkimler merak etmiyor mu bu kişiler kim?

Şov yargılama: Bu yargılamaların ortak özelliği şudur, karar önceden bellidir. Hâkimler bu kararı bilirler, onu uygularlar. Yargılamanın amacı gerçeği ortaya çıkarmaktan çok, kamuoyuna mesaj vermektir, bir ikazda bulunmaktır, gözdağı vermektir. Batı Avrupa’da Dreyfus duruşması, Sacco ile Vanzetti davasında görüyoruz. Doğu Avrupa’da Stalin’i tasfiye davalarında görüyoruz. Balyoz bir şov yargılamadır, Balyoz davasının sonucu referandumda oradaki düzenlemelerin kabul edilmesiyle belli olmuştu.

Nürnberg benzetmesi: 6 milyon insan teknoloji kullanılarak öldürülmüştür. Nürnberg’de savaş suçları yargılanmıştır. Burada böyle bir şey mi var? Ne alakası var? İhtilal olmaması lazım, askerin siyasete karışmaması lazım. Ama bir hukuksuzluk başka bir hukuksuzlukla ortadan kaldırılabilir mi?

AİHM kararı: AİHM, Çetin Doğan ile ilgili davada başvuruyu reddetmedi. Tutuklama için kuvvetli suç şüphesine dayanak oluşturan veriler var mı, verilerin olduğuna karar verdi. Tutuklama ile tutuklamanın devam etmesi farklı kavramlar. Tutuklamaya itirazın reddinin sözleşmeye uygun olmadığı şikâyetini AİHM kabul etti. Şimdi bu konuyu inceleyecek ve karar verecek. Kararı çıkmış gibi göstermek kamuoyunu yanıltıyor. Davanın esası yani adil yargılama AİHM’ye geldiği zaman da büyük bir olasılıkla ihlal kararı çıkacak. Haksız yere bunca yıl cezaevinde tutulmalarının verdiği üzüntü ve ıstıraptan dolayı işkence, kötü muamele kararı çıkar mı onu bilemiyorum. O da mümkündür.

Helalleşme ile hukuk olmaz: Hukukun helalleşme ile ilgisi yoktur. Hukuk helalleşerek gerçekleştirilmez, hukuk yargı kararlarıyla gerçekleştirilir. Hukuk ya vardır, ya yoktur. Ne demek helalleşmek? Hukuki yanlış gene orada kalacak. İnsanların işlemedikleri suç yüzünden hayatlarının sonuna kadar ceazevinde kalmaları onaylanacak bir şey değil, insani nedenlerle affın olması tamam. Ama hukuki yanlış, hukukla çözülmelidir.