Gündem

"Referandumla birlikte Kürdistan olarak ifade edilen bölgenin bütünleşmesine yol açılabilir "

Kuzey Irak'ta yapılacak bağımsızlık referandumuna 2 gün kaldı

23 Eylül 2017 10:29

Vatan yazarı siyaset bilimci Doçent Kürşat Zorlu, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) 25 Eylül'de yapılması planlanan bağımsızlık referandumu ile ilgili , "Bu referandum, Türkiye için büyük bir güvenlik ve beka sorunu oluşturacak" dedi. Kürşdat, "Irak'ın kuzerinde oluşacak bir devlet, Suriye, İran ve Türkiye'nin güneyini teşkil eden bir mekanizmanın gelecekte bütünleşme ihtimaliyle karşı karşıya" tespitinde bulundu.

Zorlu ayrıca, "

Kürşat Zorlu'nun Vatan'da "Hedef erteleme değil iptal olmalıdır" başlığıyla (23 Eylül 2017) yayımlanan yazısı şöyle:

K.Irak’ta yapılacak referanduma 2 gün kaldı. Dün MGK’da bugün ise TBMM’de alınacak kararların neticeye nasıl etki edeceğini muhtemelen yarın akşam saatlerine kadar görmüş olacağız. Doğrusu BM gözetiminde bir resmî/yarı resmî süreci kamuoyuna duyurmadan bu işten vazgeçmeleri düşük bir ihtimaldir. Barzani, Referandum konusunda özellikle Kürt nüfusunda ciddi bir kitleyi motive etmiş gözüküyor. Erbil’de kutlamalar/gösteriler devam ediyor.

Dikkat ederseniz kademeli bir hedefin ilk adımı olan “Kürdistan’a evet mi? hayır mı?” oylamasında bizim açımızdan en iyi senaryo “erteleme” şeklinde irdeleniyor.

Uluslararası konumlanmalar ve iç politikadaki çıkışlar bir arada değerlendirildiğinde böyle bir gelişme kamuoyu algısı bakımından göreli bir rahatlama sağlayabilir. Ancak orta ve uzun vadede oldukça riskli bir durum karşımıza çıkacaktır.

Neden mi?

(1) Bu konuda Erteleme, bir karar ve/veya uygulamanın gelecekte yapılmak üzere ötelenmesi anlamına geliyor. Yani tehlikeyi ortadan kaldırmış olmuyor. Şu aşamada “olsun en azından vakit kazandık” denilebilir. O halde sürecin nasıl evrileceği hususunda yol haritasını da denetim alanınıza almanız gerekiyor.

(2) Aynı zamanda K.Irak yönetimi ve onun dış desteği bakımından sürecin devam edebilirliğine yönelik bir tür motivasyon aracı ete kemiğe bürünüyor. Ya da fedakarlık gösterdiğini iddia eden bir yapılanma için “haklı” bir talebin tescili, uluslararası sistemin takdirine sunulmuş oluyor.

(3) Özellikle ABD’nin “şuan koşullar uygun değil” tespitiyle referanduma karşı duruşu aslında bölgedeki stratejik hedefleri açısından bir gereklilik gibi duruyor. Zira Rakka’da, Deyrzor’da İran-Rusya-Rejim ile karşı karşıya gelen ABD’nin önceliği Suriye’nin kuzeyini konsolide etmek. Şuan K.Irak’ta devletleşmenin fırına sürülmesi PYD-PKK devletinin akıbetini tetikleyebilecek fay hatlarına sahip.

(4) Hemen hemen tüm uluslararası stratejilerin ortak amacı rakibinizin davranışına sizin göstereceğiniz tepkiye yönelik beklentisini değiştirmektir. Beklentiyi etkileyemezseniz davranışı yönlendiremezsiniz. Maalesef bizim açımızdan geç kalınmış bir duruş Barzani yönetiminin beklentilerini istediğimiz noktaya getirmekte zorlanıyor.

Tüm bu gerekçelerle Türkiye açısından referandum için atacağı adımlar/olası hamlelerde tek hedefi İPTAL olmalıdır ERTELEME değil. Erteleme yukarıdaki gerekçelerle nihai sonun başlangıcı sayılmalıdır.