Gündem

Prof. İnceoğlu: TBMM çatısı altında cinsiyet ayrımcılığı yapılıyor!

Bülent Arınç ile tartışan CHP'li Aylin Nazlıaka, bugün Ankara Adliyesi’nde Arınç hakkında suç duyurusunda bulunacağını duyurdu

20 Aralık 2012 16:10

IŞIL ÖZ

 

Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu, “Bülent Arınç, milletvekili üzerinden kadını değersizleştiren, kendini “kadından sorumlu” hisseden ve “kadını hizaya getirmeye çalışan “ erkek bakışıyla hareket etmiştir.” dedi.

Genel Kurul’da bir süre önce Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile tartışan CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, bugün Ankara Adliyesi’nde Arınç hakkında suç duyurusunda bulunacağını duyurdu.  

Arınç’ın Nazlıaka'ya söylediği sözleri youtube’de izledikten sonra Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu’ na, Arınç’ın sözlerini nasıl değerlendirdiğini sordum…

Prof. Dr. İnceoğlu, TBMM’deki bütçe görüşmelerinde Nazlıaka’nın yaptığı konuşma esnasında, Arınç’ın başlattığı polemiğin eninde sonunda Nazlıaka’nın kürtaj tartışmaları döneminde sarf ettiği sözlere gönderme yapılarak gündeme taşındığının altını çizdi ve vakitsiz, yersiz olduğu kadar rövanşist bir tutum içerdiğini belirtti. 

 

‘TBMM çatısı altında “kadın milletvekili” “erkek milletvekili” gibi ayırımlar yapmak seksist, maçist ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığının ta kendisidir.’

“Aylin Nazlıaka’nın bakışlarından neredeyse tacize uğrayan “mağdur” kişi durumunda kendini sunan Bülent Arınç, milletvekili üzerinden kadını değersizleştiren, kendini “kadından sorumlu” hisseden ve “kadını hizaya getirmeye çalışan “ erkek bakışıyla hareket etmiştir. Hatta milletvekilinin evli ve çocuklu olmasının bu tarzda konuşmalar yapmaması gerektirdiğini ifade etmesi de, Arınç’ın kadınlara dair algısının bekar ve çocuksuz kadınlar/evli ve çocuklu kadınlar türünden son derece ayrımcı olduğunu ortaya koymaktadır.” diyen Prof. Dr. İnceoğlu sordu:

Tıp literatüründe kadın cinsel organı olarak adlandırılan “vajina”nın ne gibi utanılacak yanı olabilir?

Vajina yerine daha kibar başka bir kelime mi var?

Bu kelimeden duyulan mahcubiyet, zikredilmesi “ayıp” olarak nitelenen bu organın bekçiliği gerekçesiyle erkek tarafından günde ortalama 5’e yakın kadın öldürüldüğünde de duyuluyor mu?

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in bu polemik karşısında sessiz kalması hemcinsine uygulanan psikolojik şiddeti onaylamak veya en hafifinden umursamamak anlamına gelmiyor mu?