Yaşam

'Parıldayan gençler': Görme engeli onları durduramadı, hedeflerine ulaştılar

Türkiye'de ilk yelkenli tekne kullanan görme engelli Oğuz Uğur oldu

Fotoğraf: Cumhuriyet gazetesi

20 Ağustos 2017 10:27

Parıltı Görmeyen Çocuklara Destek Derneği’nin üç üyesi, üniversitede hedefledikleri bölüme yerleşti. Fen lisesinde okuyan görme engelli olan, futbol ve satranç oynayan, bateri çalan Uğur Baran Altun, üniversite sınavında 268. olarak Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler’e tam burslu olarak girdi. Bir diğer görme engelli Oğuz Uğur, Sosyal Bilimler Lisesi’nden birincilikle mezun oldu. Aydın Doğan Güzel Sanatlar Lisesi Müzik bölümünü birincilikle bitiren Hakan Gülşen, Medeniyet Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi Türk Müziği Konservatuarı’nda öğrenim görecek.

Cumhuriyet'te Figen Atalay'ın imzasıyla yayımlanan haber şöyle:

Baran, Fen Lisesi’ni bitirdi, LYS’de 268. oldu. Oğuz, Sosyal Bilimler Lisesi’nden birincilikle mezun oldu, başarılı bir hukukçu olma yolunda ilk adımı attı. Çok küçük yaşlardan beri müzikle iç içe olan Hakan da taze bir konservatuvar öğrencisi.  Derneğin ilk öğrencilerinden 18 yaşındaki Uğur Baran Altun, üç yaşında geçirdiği hastalık sonucu görme yetisini kaybetmiş. Öğrenim yaşamı boyunca çok başarılı bir öğrenci olan Baran, 9. sınıfta probiyotiklerin bitki gelişimine etkisi üzerine geliştirdiği proje ile Tübitak Bilim Fuarı’na katılmış.

Fen Lisesinde okuyan ilk görme engelli

Futbol ve satranç oynayan, bateri çalan Baran, üniversite giriş sınavında 268. olarak Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümüne tam burslu olarak yerleşmiş. Baran, eğitim yaşamında karşılaştığı zorlukları ve mesleğe karar veriş sürecini şöyle anlattı:

“Fen Lisesi’nde okuyan ilk görme engelli öğrenci ben oldum. EnerjiSA Bandırma Fen Lisesi’nde, biraz Fizik’ten sıkıntı çektim. Görerek yapılması, öğrenilmesi gereken bazı Fizik konuları zor geldi ama diğer derslerde hiç sıkıntı çekmedim. Sınava kısa bir süre kala Sayısal’dan TM alanına geçtim. Çok riskli bir durum aslında. 3 haftada edebiyat konularını bitirdim. Çok çalıştım ama her halükârda iyi bir sonuç alacağımı biliyordum, 268. oldum. Koç Üniversitesi’ni gezerken Rektör, uluslararası ilişkilere girmemi önermişti, oraya kaydoldum. Üniversitede çitf anadal yapacağım ama ne olacağına henüz karar vermedim. Yüksek lisans da yapmayı düşünüyorum.” Üniversiteye hazırlanırken saate değil konuya bağlı çalıştığını anlatan Baran, “Hedef odaklı çalışmak lazım. Konuyu bitirince bateri çalacağım diyordum ve çalıyordum. Konuya göre derslere 5-10 dakika ayırdığım da oluyordu 10-15 saat de” dedi.

Yelken ve bisiklet

Doğuştan glokom (göz tansiyonu) rahatsızlığı nedeniyle çeşitli ameliyatlar geçiren Oğuz Uğur, Parıltı Derneği Başkanı Psikolog Dr. Hale Bacakoğlu’nun yönlendirmesiyle mahallesindeki okulda kaynaştırma öğrencisi olarak öğrenim görmüş. 9 yaşındayken yelkenli tekne kullanan Oğuz, yelkenli tekne kullanan Türkiye’de ilk, dünyada ikinci görme engelli olmuş. 2007’den itibaren mandolinle ilgilenen, çeşitli organizasyonlarda küçük konserler veren Oğuz, 2012’de başladığı İstanbul Prof. Dr. Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi’ne dördüncü olarak girmiş ve bu okulda Uluslararası Bakalorya Programı’na (IB) katılmış.

Bu programın öğrenciyi hayata katılmaya teşvik eden yapısından ötürü ud dersleri alan ve görme engelli öğrencilere gönüllü olarak ders veren Oğuz, tandem olarak bilinen iki kişilik bisikletle İstanbul’dan Çanakkale’ye iki defa sürüş gerçekleştirmiş. Liseden 94 ortalamayla ve birinci olarak mezun olan ve IB prrogramını da birincilikle bitiren Oğuz, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandı. “Buradan aldığım güçle iyi bir hukukçu olacağım. Uuslararası hukuk alanında uzmanlaşmak istiyorum” diyen Oğuz, üniversite sınavına hazırlanan gençlere de ‘’11. sınıfta planlarını yapsınlar. Yardım almaktan da çekinmemek lazım. Benim okul arkadaşlarım soru çözmemde hep bana yardım ettiler, sorular okudular” önerisinde bulundu.

Müzisyen ve akademisyen

Aydın Doğan Güzel Sanatlar Lisesi Müzik bölümünü birincilikle bitiren Hakan Gülşen, Medeniyet Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi Türk Müziği Konservatuarı’nda öğrenim görecek. Müziği meslek olarak yapmak istediğini ve bu alanda akademisyen olma hayalinin olduğunu belirten Hakan Gülşen, hayatının en önemli parçalarından biri olan tiyatro ile ilgili eleştiri türünde yazılar yazmayı da seviyor ve hayali Türk müziğini dünyaya tanıtmak. “Müzik evrensel ama ruhunuza göre de türler farklılaşıyor” diyen Hakan okulda ney çalacak. Konservatuarda, hocalar ve görmeyen öğrenciler için eğitimde yaşanan zorlukların aşılmasına katkı sağlayacak çalışmalar yapmak da Hakan’ın hedeflerinden biri.