Gündem

Özel sektörde iş arayan Balyoz sanıkları, adli sicil kaydına takılıyor

Balyoz sanıklarının hepsi 2028’e, 2030’a kadar hükümlü gözüküyor. Sanıklar, adli sicil kaydı nedeniyle buldukları işlerin hiçbirine giremiyor

01 Ağustos 2014 12:56

Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer, Balyoz davasında hüküm giydikten sonra hak ihlali gerekçesiyle tahliye edilen sanıklardan bazılarının özel sektörde iş aradığını, ancak adli sicillerinde hükümlü görünmeleri nedeniyle adli sicil kaydı alamadığını yazdı.

Utku Çakırözer, Balyoz davası avukatlarından Berna Abadan’ın, “Anayasa Mahkemesi’nce verilen bir hak ihlali söz konusu. Yargıtay safhasıyla birkaç yılı bulabilecek bir yargı sürecinden bahsediyoruz. İşin özü, Balyoz hükümlülerinin dışarıda da mağduriyetleri devam ediyor. Zaten cezaevinde tutularak mağduriyet yaşamış insanlar şimdi de buldukları işlere başlayamayarak bir kez daha mağduriyet yaşıyor” dediğini aktardı.

Utku Çakırözer’in Cumhuriyet gazetesinin bugünkü (1 Ağustos 2014) nüshasında yayımlanan, “Balyozcuların mağduriyeti dışarıda da sürüyor” başlıklı yazısı şöyle:

 

‘Balyozcuların mağduriyeti dışarıda da sürüyor’

 

Geçen bayramın güzel sürprizlerinden biri, kısa süre önce Silivri’de, Mamak’ta demir parmaklıklar arkasında görüştüğümüz Balyoz hükümlüsü subayların, özgür kutladıkları ilk bayramın mutluluğuna bizi ortak eden telefonlarıydı.

Muvazzaf olsun, emekli olsun görüştüğümüz isimlerin tümü yargılama sürecinde yaşadıkları onca haksızlık ve hukuksuzluğa karşın intikam duygusu içinde değildi.

Geçmişte şaibeli delillerle yüzlerce subayın cezaevine gönderilmesinde rol oynadıkları ileri sürülen polis şeflerinin Çağlayan Adliyesi’nde bayram süresince devam eden sorgulamalarını uzaktan takip ettiler. Ancak hiçbirinden, “Oh olsun” sözü işitmedik. İstisnasız hepsiyle görüşmelerimiz “Herkes için adalet” temennisiyle bitti.

 

Özgürlükte de mağdurlar

 

Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararıyla özgürlüklerine kavuşan Balyoz hükümlüsü subayların dışarıdaki hayatlarında yeni mağduriyetler yaşamakta olduğunu da bayram konuşmaları sırasında öğrendik. Daha sonra detaylı bilgi aldığımız avukatları Berna Abadan şu bilgileri verdi:

“Balyoz sanıkları arasında Hava Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri’nin en iyi yetişmiş subay ve generalleri var. Birçoğu dava nedeniyle genç yaşta emekli olduğu için özel sektörde iş arıyorlar şimdi. Havacılar THY ve diğer özel havayolu şirketlerinde pilotluk, denizciler de deniz yolu taşımacılığında kaptanlık yapmak istiyorlar. Bu yönde girişimleri de oldu. Ancak, şirketlerin istediği uçuş ya da gemicilik sertifikalarını almak için ‘adli sicil’ kaydı gerekiyor.

 

2030’a kadar ‘temiz kâğıdı’ yok

 

“Ancak sicillerinde hepsi 2028’e, 2030’a kadar hükümlü gözüküyor. Bu yüzden de buldukları işlerin hiçbirine giremiyorlar. Mahkemelere, adli sicil müdürlüklerine başvurduk bunun düzeltilmesi için. Anayasa Mahkemesi gerekçeli kararını istediler. Verdik ama sonrasında yine olumlu yanıt çıkmadı. Yapılan işlem kanuna uygun. Ancak burada mahkemelerin verdiği bir yeniden yargılama değil, Anayasa Mahkemesi’nce verilen bir hak ihlali söz konusu. Yargıtay safhasıyla birkaç yılı bulabilecek bir yargı sürecinden bahsediyoruz. İşin özü, Balyoz hükümlülerinin dışarıda da mağduriyetleri devam ediyor. Zaten cezaevinde tutularak mağduriyet yaşamış insanlar şimdi de buldukları işlere başlayamayarak bir kez daha mağduriyet yaşıyor.”

 

TSK’ye dönüş taleplerine ‘ret’

 

Balyoz davasında verilen kararlar Yargıtay tarafından onanınca, birçok subay -Genelkurmay Başkanlığı’nın da bilgilendirmesi üzerine- 2013 Ekim ayında kendi istekleriyle emekli olma yolunu tercih etti. Bu tercihin sebebi belliydi: Kendileri cezaevindeyken ailelerine yaklaşık 500 lira daha fazla emekli aylığı sağlayabileceklerdi.

17 Aralık sürecinde hükümet yetkililerinin “TSK’ye kumpas kuruldu” şeklindeki açıklamaları sonrasında, dava sürecinde yeni gelişmeler yaşanacağını anlayan bu emekli subaylar, “emeklilik” kararlarının iptali için çalıştıkları TSK birimlerine başvuruda bulundu. Ancak bu başvurularına önce komutanlıklardan sonra da Askeri Yüksek İdare Mahkemesi savcılarından “olumsuz” yanıt aldıklarını öğrendik.

 

Mazeret: Bakan onayladı artık

 

Avukat Abadan, bu konuda yaptıkları girişimleri de şöyle aktardı:

“Hükümet ile cemaat 17 Aralık sonrasında birbirine girip ‘kumpas’ sözü ortaya düşünce emekli dört hükümlü subay Engin Kılıç, Çetin Can, Şenol Büyükçakır ve Namık Sevinç adına kuvvet komutanlıklarına işlemin iptali başvurusunda bulunduk. Daha ortada Anayasa Mahkemesi kararı yoktu. Emeklilik kararları onaylanalı bir ay bile olmamıştı. Komutanlıklardan gelen ilk yanıt, ‘Sizin emeklilik dilekçelerinizi Milli Savunma Bakanlığı onayladı. Onaydan sonra emeklilik talebinizden vazgeçemezsiniz’ şeklinde oldu. Talebimizi daha sonra Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne taşıdık. Yürütmenin durdurulması isteğimiz reddedildi. Esasa ilişkin de geçen günlerde askeri savcılık mütalaasını verdi. Emekliliğin iptali talebimizin reddini istedi. Şimdi AYİM’in nihai kararını bekliyoruz. Mahkemenin, bu emeklilik kararlarının insan iradesini etkileyen, olağanüstü cezaevi koşullarında alındığını dikkate alarak karar vermesini bekliyoruz.”