Gündem

"Otobüs şoförleri engelliyi görünce almadan gidiyor; bedavacı gözüyle bakanlar var!"

"Bence bu iş artık kurum yöneticilerinin sicil cezalarına girmeli"

19 Ocak 2018 15:43

Bursa’da otobüs durağında bekleyen engelli bir vatandaşın özel halk otobüsüne alınmamasının ardından Adana’da işitme engelli bir gencin minibüste darp edilmesi, engelli vatandaşların toplu taşıma araçlarında yaşadığı güçlükleri yeniden gündeme getirdi. Toplu taşıma araçlarının şoför ve muavinlerinin eğitim seminlerine gitmeleri gerektiğini söyleyen Tüm Engelliler ve Aileleri Yardımlaşma Derneği Başkanı İlimdar Boztaş, “Şoföre el kaldırıyorsunuz, engelli olduğunuzu görünce almadan gidiyor. Minibüse el kaldırıyorsunuz, ona keza. Belediye otobüslerine, halk otobüslerine binbir güçlüklerle bindiğinizde orada engellilere, gazi ve şehit ailelerine, yaşlılara bedavacılar gözüyle bakanlar var” dedi.

“Bir taraftan bakıyorsunuz, bir toplu taşıma aracı engelli vatandaşlar için de tasarlanmış, öbür taraftan bakıyorsunuz, o aracı süren şoför eğitimsiz, bilinçsiz ve düzenlemesi yapılmış olan aracı kullanmakta problem yaşıyor” diye konuşan Boztaş, “Bence bu iş artık kurum yöneticilerinin sicil cezalarına girmeli. Derece cezasıyla karşılaştırılmalı” görüşünü dile getirdi.

İlimdar Boztaş’ın T24’e yaptığı açıklamalar şöyle:

Toplu taşıma araçlarına engelli vatandaşlarımızın erişebilirliği son derece önemli. Bir insanın yaşamını kısıtlayıcı etkenlerin kaldırılması gerekir. Bir taraftan bakıyorsunuz, bir toplu taşıma aracı engelli vatandaşlar için de tasarlanmış, öbür taraftan bakıyorsunuz, o aracı süren şoför eğitimsiz, bilinçsiz ve düzenlemesi yapılmış olan aracı kullanmakta problem yaşıyor. Toplu taşıma araçlarının şoför ve muavinlerinin ciddi bir şekilde, belirli zaman aralıklarında eğitim seminerlerine alınmaları ve insan hayatının öneminin ara ara hatırlatılması gerek diye düşünüyorum.

Bursa ve Adana’da birer vaka gördük. Bunlar üzücü tablolar. Saatlerce yol kenarında otobüs bekliyorsunuz, düşünün ki beklediğiniz araç geliyor ve sizi almadan gidiyor. Engelli bireyin  psikolojisini düşünebiliyor musunuz? Bu noktada engellileri agresif insanlar olarak da tanımlayan topluluklar var. Böyle bir yaşam tarzının sonucunda gayet normal değil mi? Şoföre el kaldırıyorsunuz, engelli olduğunuzu görünce almadan gidiyor. Minibüse el kaldırıyorsunuz, ona keza. Belediye otobüslerine, halk otobüslerine binbir güçlüklerle bindiğinizde orada engellilere, gazi ve şehit ailelerine, yaşlılara bedavacılar gözüyle bakanlar var. Bu gibi durumlara maruz bırakılmaktalar.

Bu bakımdan cezai yaptırımların mutlak suretle affa uğramadan gerçekleştirilmesini çok önemsiyoruz. Katiyen sert yaptırımlar uygulanmalı. Araçların engellilere uyarlılığı konusunda çalışmaların yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bunların önceliğe alınması gerektiğini düşünüyoruz. Toplu taşıma araçlarında erişilebilirliklerle ilgili görsel afişler oluşturulmalı. Doğrudan hitap edebilen görselliklerle de birtakım şeylerle de toplum bilinçlendirilebilir.

"Sicil cezası uygulanmalı"

Bu konuyla ilgili çalışmalarımız var. Önerilerimizi çalıştaylarda sunuyoruz ama dikkate alındığı oluyor, dikkate alınmadığı oluyor. 5378 Sayılı  Engelliler Hakkındaki Kanun’un üzerinde erişilebilirlik ve fiziki çevre düzenlemeleri yaptırımları var. Burada en büyük aksaklık şuradan kaynaklanıyor: Aksaklıklar çok, lakin cezai yaptırımlar yok. Cezai yaptırımlar olmadığı için de birbirini izleyerek aksaklıklar yıllar boyu devam ediyor. Valililker bünyesinde erişilebilirlik komisyonları kurulmuş, düzenlemeleri yapmayan kuruluşlarda denetim yapılıyor, rapolar tutuluyor, cezalar kesiliyor, cezalar uygulanmıyor.  Ne anladım ki ben bu işten? Kesilen cezalar hayata geçirilmeli. Bu kanun kapsamında oluşturulmuş, lakin ufacık bir açık kapı bulunmuş, oradan kesilen cezalar havada kalıyor. Benim yaşamımı zorlaştırdıktan sonra, engelli birey olarak yaşam kalitemi düşürdükten sonra istedikleri ceza kessinler. Uygulanmıyor ki… Bunu da bilen kurum ve kuruluşlar sorumluluklarını ağırdan alıyor.

Bence bu iş artık kurum yöneticilerinin sicil cezalarına girmeli. Derece cezasıyla karşılaştırılmalı. Sosyal devletiz diyoruz, her şey var, kanun var, yetki var, para var. Her kurumun kendi bünyesinde bütçesi var, bu bütçesiyle gerekli düzenlemeleri yapma yetkisi var. Niye yapmıyor? Parası mı yok? Var bütçesi. Yapsın. Bir rampayı mı yapamıyor, bir kılavuz yolu mu yapamıyor, araçlarında gerekli düzenlemeyi mi yapıyor. Hepsi için parası var. Yetkisi de var. Eğer ki bunu yapmıyorsa, bu konuda farklı düşünceler içinde olduklarını yorumlayabiliriz. Uygulamayan yetkililere sicil cezası uygulanmalı.