Gündem

Osman Müftüoğlu'ndan: Göbeği küçültmenin sihirli bir formülü yok

"O mucize formüllerin hiçbirine inanmayın"

11 Ağustos 2018 12:17

Hürriyet yazarı Osman Müftüoğlu, birçok hastalığın habercisi olarak sayılan, yağlanma nedeniyle iç organların çalışmasını yavaşlatan göbekler hakkında, "Küçültmenin sihirli bir formülü yok" dedi. 

Müftüoğlu bugünkü yazısında "Gelin beni dinleyin, hızlı göbek erittiğini iddia eden o mucize formüllerin hiçbirine lütfen inanmayın" ifadesini kullandı. Müftüoğlu bugünkü yazısında şunları kaydetti:

Göbek eritmede sihirli formül insülin direnci ile mücadele etmeyi öğrenmekten geçer. Bunu için de diyet, aktivite ve ilaç üçlüsü takım halinde devreye girmelidir.

Gelin beni dinleyin, hızlı göbek erittiğini iddia eden o mucize formüllerin hiçbirine lütfen inanmayın. 
Sihirli haplar, tozlar, Instagram’da ünlülere reklamı yaptırılan çakma bitkisel çaylar veya birkaç seansta yağdan eser bırakmayan mucize teknolojik önerilere de burun kıvırıp geçin. 
Geçin çünkü tonla para ödediğiniz o dandik ürünlerin (!) ve cihazların en fazla bir iki santimlik yüzeysel bir yağ tabakasını etkileyebileceğini ama başınızı ciddi şekilde belaya sokabileceğini de bilin! 
O bir veya iki santimlik yağın insülin direnciniz ve göbeğinizle bir ilgisi de yoktur zaten. 
Nedeni şu: Normal bir insanın yüzde 80 yağı cilt altındadır, yüzde 20’si karın içindedir. 
Cilt altındaki yağı yüzde 50 artırsanız da kalbinize, damarınıza, ömrünüze zarar gelmez ama bacaklar şişer, eklemler bozulur. 
İç yağın ise yüzde 20’den 25’e çıkması tansiyonu patlatır, şekeri zıplatır, kolesterolü hoplatır. 
Bu nedenle göbek eritmede sihirli formül insülin direnci ile mücadele etmeyi öğrenmekten geçer. 
Bunu için de diyet, aktivite ve ilaç üçlüsü takım halinde devreye girmelidir. 
Çözüm sihirli formül aramaktan değil bu güçlü formülü bilinçli uygulamaktan geçer.

Genetik miras mı, yanlış beslenmenin faturası mı?

Her ikisinin de etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Ancak genetik mirasta olmasına rağmen göbek bağlamayabilirsiniz. 
Toplumlarda minimum her 4 kişiden biri insülin direnci genetiği taşıyor. O genetik düğmeye basarsanız, insülin direnci aktive olur ve harekete geçer. Bu durumda göbekler büyür, beller genişler, enseler kalınlaşır, gıdılar sarkar. 
Kötü karbonhidratları, yani şekerli ve unlu gıdaları fazla tüketmek ve hareketsiz, koltuğa bağlı bir yaşam sürmek, genetik probleme davetiye çıkarır.

Göbek problemimi nasıl anlarım?

◊ Elinize bir mezura alın.
◊ Tam göbeğinizden mezurayı çevreleyin.
◊ Kadınlarda 88 cm, erkeklerde 98-100 cm’den fazla olmamalı.
◊ Aynı şekilde kalça çevrenizi de ölçün. 
◊ Bel çevrenizi, kalça çevrenizin uzunluğuna bölün.
◊ Bu oran kadınlarda 0.8’in, erkeklerde 1’in üzerinde olmamalı.

50’sini geçenler neden kolay göbeklenirler?

1- Her yıl kaybettikleri yüzde 1-2’lik kas kaybını düzenli egzersizlerle yerine koyamadıkları yani mitokondrilerini kaybettikleri için yeterince enerji harcayamıyorlar.
2- İnsülin fazlalığı veya direnci problemlerini fark edemedikleri için insülin direncine teslim oluyorlar.
3- “Damak çatlatan” lezzetlere ağırlık verdikleri için çok fazla tatlı ve unlu besin tüketiyorlar.
4- “Günde 10 bin yerine 5 bin adım atsam olmaz mı?” gibi yanlış pazarlıklara giriyor, tembellik yapıp yeterince hareket etmiyorlar.
5- Alkollü içecekleri abarttıkları için çok fazla kalori kazanıyorlar.
6- Yanlış diyetlere ve detokslara bel bağladıkları için metabolizmaları bozuluyor.
7- Sadece yürümek veya yüzmekle yetinip ağırlık ve direnç çalışmalarını “pas geçtikleri” için yeteri kadar kalori tüketemiyorlar.
8- Tatlıları “trankilizan” yani “teskin edici” gibi kullandıkları için yatmadan önce tatlı bir şeyler atıştırıyorlar.
9- Kilo takıntısına girip stres hormonu “kortizol”ü çok fazla ürettikleri için yağlanıyorlar.
10- Erkekler de düşük testosteron sorununu çözemedikleri için göbek bağlıyorlar.

Üç adımda göbeği eritmenin yolu

Şeker detoksu yapın

◊ Öncelikle çay ve kahveye attığınız da dahil olmak üzere şekeri hayatınızdan çıkarın.
◊ Meyve suları, gazlı içecekler soğuk buzlu çay gibi şekerli içecekleri asla içmeyin.
◊ Prensip olarak içine un giren gıdalardan uzak durun. Makarnaya, pirince veda edin.

Beslenme alışkanlığınız değiştirin

◊ Bol protein ve bol sebze ile beslenin.
◊ Proteinlerin yağsız veya az yağlı olanını seçin.
◊ Çiğ ve olabildiğince posalı sebzeler tüketin.
◊ Sisteme düşük şeker içeren iyi karbonhidrat yükleyin. Örneğin salatalık, domates, biber, pişmemiş havuç, fasulye, kabak, biber...
◊ Bakliyat grubunu öne çıkarın. Nişasta ve karbonhidrat ihtiyacını mercimek, fasulyeden karşılayın.

Düzenli egzersiz yapın

◊ Büyük kasları kullanacağınız egzersizler yapın.
◊ Kas yapısının yüzde 80’i göbek çizgisinin altında olan kalça kaslarınızı, bacak kaslarınızı, baldır kaslarınızı çalıştırın. 
◊ Yürüyün, arada hızlanıp yarım dakika-bir dakika koşun.
◊ Yürümeyi ve ağırlık antrenmanlarını da bu aktivitelere ekleyin.