Medya

Ortadoğu yazarı: Ahmet Hakan, Meral Akşener'in telefonlarına çıkmıyor

"Ahmet Hakan bizim aylardır yazdığımız konulara, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra gelmesi manidardır"

27 Eylül 2016 13:19

Ortadoğu gazetesi yazarı Yıldıray Çiçek, Hürriyet yazarı ve CNN Türk'te program sunan Ahmet Hakan'ın partiden ihraç edilen ve MHP'de başkanlığa adaylığını açıklayan Meral Akşener'in telefonlarına çıkmadığını iddia etti. "Ahmet Hakan bizim aylardır yazdığımız konulara, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra gelmesi manidardır" diyen Çiçek "Aylardır 'Topuklu Efenin ayak sesleri, Asena geliyor' gibi abartılı imajlar çizen Ahmet Hakan şimdi Meral Akşener'in telefonlarına çıkmıyor" ifadelerini kullandı.

Yıldıray Çiçek'in Ortadoğu gazetesinin bugünkü (27 Eylül 2016) nüshasında yayımalan 'MHP'ye siyasi, Türkiye'ye kanlı darbe girişiminin birbirine bağlantısı' başlıklı yazısı şöyle:

Özellikle 1 Kasım seçimlerinden bugüne, mücadele yüklü ve yorucu günler geçirdik. Biraz olsun dinlenmek için yazılarıma ara vermiştim. Dün itibariyle yazılarıma tekrar başladım. Bu süre içinde bir hayli yazı konusu birikti. Bazı konuları atlamadan işlemenin de tarihe not düşmek açısından faydalı olacağını düşünmekteyim.

15 Temmuz darbe girişiminden önce, biliyorsunuz Türkiye'nin ana gündemi MHP kongresiydi. Tüm gazetelerin, televizyonların yoğunlaştığı tek konu buydu. MHP kongresi başta FETÖ'nün olmak üzere, MHP dışındaki birçok kesimin ilgi alanı içindeydi. HDP'ye oy veren, ömrü terör örgütü PKK'yı savunmakla geçen alçaklar bile "MHP kongresi niye yapılmıyor" diye adeta kendini parçalıyordu. Öldürüldüğü iddia edilen Türk düşmanı, PKK hamisi Mihraç Ural bile resmi twitter hesabından "Ülkenin her şeyi kirlendi. Doğal süreçler bile yapay müdahalelerle akıllara ziyan bir hezeyan oldu; MHP kongresinde karanlık el kimin?" diye hesap sormaya bile kalkmıştı. Ülkücü delegeye yönelik "cambaza bak" oyunu oynanırken, MHP'de büyük çaplı bir ele geçirme operasyonu yapmaya çalıştılar.

Medya gücünü kullanarak, MHP'de başarı ve başarısızlık kıyaslamasıyla Ülkücü delegenin duygu ve düşünceleri istismar ederek, MHP üzerinde FETÖ merkezli büyük bir oyun oynadılar.

Düşünün darbeyi aylar öncesinden bilen "Türkiye gerçekleri" isimli twit hesabı "Ben Mayıs'ta siyaset şekillenir. Temmuz'da geçiş süreci başlar dedim. Kısmi oldu. MHP kurultayı gecikti"  diye twit atmıştı. 15 Temmuz darbe girişiminden tam 26 gün önce yani. Bu hesabın sahibinin gerçek kimliği Murat Aykın idi. 1 ay tutuklu kaldı. Ve geçtiğimiz günlerde "yurtdışı çıkış yasağı" ve "ayda bir imza atma" adli kontrol tedbirleri uygulanarak serbest bırakıldı.

Bu kişinin darbeden çok önce "Hata zincirleri devam ediyor. Temmuz ağır olur, Temmuz sıcak olur, Temmuz hepinizi yakar beyler" şeklinde, darbeden bir gün sonra "Aslında darbe olacağını açık açık beyan etmiştim" şeklinde twitleri vardı. Darbe olacağını bilen bir kişi açık açık "MHP kongresi gecikti" demişti. (Böyle bir kişinin niçin serbest bırakıldığı da ayrıca tartışma konusudur.)

Bu twitlerden de anlaşılacağı gibi, demek ki bizim yaptığımız tespitler çok doğru idi. Çok açık ve net bir şekilde MHP kongresi ile 15 Temmuz darbe girişimi birbirine direkt bağlantılıdır.

1 Kasım seçimlerinden sonra, 15 Temmuz darbe girişiminden önce FETÖ çok büyük bir seferberlik başlatarak, MHP'de değişim gerçekleştirmek için yargısını, sermayesini, medyasını devreye sokmuştu. 

Düşünün ki, FETÖ'nün kumpaslarını uygulayan Savcı Ferhat Sarıkaya'nın itiraflarında "Kasım 2006'ya kadar ben açığa alındığım için maaşımın 2/3'ünü alabiliyordum. Meslekten ihraç edildiğim haberini İlhan Kaya verdi. Bana her türlü yardımın yapılacağını, bütün ihtiyaçlarımın karşılanacağını söyledi. Hoca Efendi'nin, "böyle bir kahraman çıkmış, kendisine ve ailesine ölünceye kadar bakılacak, bu da size bir vasiyetimdir" dediğini söyledi. Eksik ödenen 1/3'ünü İlhan Kaya elden getirip veriyordu. Hâkimden 20 bin lira: Ankara'ya yarı yıl tatilinde (Ocak 2007) ailemle birlikte geldim. Hâkim Burhan Yaz (MHP davasında değişimciler lehine kongre kararı veren icra hâkimi) o tarihlerde müfettişti. Benimle irtibat kurdu. Hakkımda suikast iddiaları olduğunu, yurtdışına çıkmam gerektiğini söyledi. Jitem'in suikast yapacağını anlattı. Bir süre benimle Adalet Müfettişi Burhan Yaz ilgilendi. Bana yurtdışına gitmek için 15- 20 bin TL kadar para getirdi." diye bahsettiği ve talimatları direkt Fethullah Gülen'den alan hakim Burhan Yaz, kendi sorumluluğunda olmayan bir konu için devreye giriyor ve MHP'de kongre olması için tedbir kararını kaldıran imzayı atıyordu. Şu an bu hakim Burhan Yaz FETÖ'den tutukludur.

15 Temmuz darbesini aylar, günler öncesinden bildiğini attığı twitlerle gösteren Emre Uslu'nun, Bülent Keneş'in, Prof.Dr. Osman Özsoy'un, Tuncay Opçin'in MHP'de FETÖ bağlantılı bir adayı destekleyip, gece-gündüz onun lehine propaganda yapması da zaten herşeyin delili durumundadır. Fethullah Gülen'in Isparta Üniversitesinde ele geçen notlarında MHP'deki bir genel başkan adayı için "Onu koruyun, ona sahip çıkın" demesi de zaten ilişkiler ağına projektör tutmaktadır. 

Her delil, her ispat gösteriyor ki, hem MHP, hem Türkiye bir FETÖ darbe girişimini atlatmıştır. MHP'de siyasi, Türkiye'de kanlı darbe girişimi savuşturulmuştur. MHP'deki siyasi darbe gerçekleşmiş olsaydı, 15 Temmuz kanlı darbe girişiminde MHP nasıl kullanılacaktı bunu iyi düşünmek lazımdır. Darbe olacağını bilenler, 15 Temmuz kanlı darbe girişiminden bir ay önce niçin "MHP kongresi gecikti" diye kaygılarını belirtmişti?

15 Temmuz kanlı darbe girişimi öncesi özellikle Doğan medyası, Ciner medyası, Sözcü, Cumhuriyet, Oda Tv, Aydınlık, Halk Tv MHP'deki siyasi darbe gerçekleşmesi yönünde çok mücadele verdiler. FETÖ'nün desteklediği açıkça belli olan bazı adayları parlatmak ve şişirmek için tüm yayınlarını adeta seferber ettiler.

Özellikle Doğan medyası, MHP'de taraf olmuş ve değişim operasyonun gerçekleşmesi için bir adayı sabah- akşam kanallarına, gazetelerine konuk etmiştir. Bazı yazarlarını, FETÖ ile anılan bazı genel başkan adaylarının adeta Basın Danışmanı ve propagandacısı gibi kullanmıştır. Mesela Ahmet Hakan…

7 Haziran seçimleri öncesi HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ı parlatma, şişirme görevi verilmiş Ahmet Hakan, 1 Kasım seçimleri sonrası da Meral Akşener'i parlatma-şişirme görevini üstlenmiştir.

Sonuç olarak şimdi her ikisini de yerden yere vurmaktadır. 15 Temmuz darbe girişimi gerçekleşir gerçekleşmez Ahmet Hakan'ın yaptığı ilk iş Meral Akşener'i silip atması olmuştur. Sabah -akşam Doğan medyasına çıkarılan Meral Akşener, yalvarsa da şimdi çıkarılmamaktadır. Doğan medyasının ve sanırım Ahmet Hakan'ın bazı konularda korkuları tavan yapmış durumdadır.

Ahmet Hakan bizim aylardır yazdığımız konulara, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra şu cümlelerle gelmesi manidardır. Aylardır "Topuklu Efenin ayak sesleri, Asena geliyor" gibi abartılı imajlar çizen Ahmet Hakan şimdi Meral Akşener'in telefonlarına çıkmıyor ve bakın artık şunları yazıyor.

1- ABARTTI: "Meral Akşener'in halkta karşılığı var" sözünü biraz fazla abarttı.

*

YAPMADI: 15 Temmuz'da sokaklara fırlayıp en etkili tepkiyi koyabilirdi, yapmadı.

*

HESAPLAŞAMADI: Kendisine yönelik "FETÖ'cü" suçlamasıyla etkili bir şekilde hesaplaşamadı.

*

HAFİFE ALDI: Devlet Bahçeli'nin kendisine yeni müttefikler bulabilme becerisini hafife aldı.

*

BECEREMEDİ: Eline büyük imkân geçtiği halde mağdur olmayı bile beceremedi.

*

İKNA EDEMEDİ: MHP içindeki Bahçeli karşıtlarını bile kendi liderliğine ikna edemedi. 

*

ÜRETEMEDİ: "Başbakan olacağım" dışında akılda kalıcı tek bir slogan üretemedi.

******************* 

Ahmet Hakan gibi birçok kişinin mesafe koyması, silip atması herkese ibretlik hadisedir.

MHP ve Türkiye bir FETÖ darbesini atlatmıştır. Ama bu darbelerin çok boyutlu araştırılıp, gerçek suçluların tam olarak ortaya çıkarılması henüz tam olarak sağlanmamıştır. Eğer bu tam olarak sağlanmazsa tehlike bundan sonrada ABD destekli devam edecektir.

1 Kasım sonrası ve 15 Temmuz öncesi Türkiye'nin kaderinin şekillendirildiği süreçtir. MHP'nin varlığı Türkiye'nin varlığıyla direkt bağlantılıdır. 15 Temmuz öncesi MHP'de siyasi darbe yapılmak istenmesinin amacı budur. MHP'de değişim gerçekleşmiş olsaydı, 15 Temmuz gecesi sizce Türkiye ne halde olurdu? Bunu iyi düşünmek lazımdır. Zaten bu sorunun cevabı net bir şekilde ortadadır.

O sorunun cevabı, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin 15 Temmuz gecesinde sergilediği milli duruşunda yatmaktadır.