Kültür-Sanat

Orhan Kemal 100 yaşında!

Kentleşen, kentin yükünü vücuduyla ve canıyla taşıyan küçük, sıradan insanların yazarı Orhan Kemal 100 yaşında...

15 Eylül 2014 20:45

Öner Yağcı / Aydınlık gazetesi

Orhan Kemal yapıtlarında insan sevgisi temelinde yükselen ve “aydınlık gerçekçilik” yöntemiyle, günlük yaşamlarını sürdürebilme savaşımını veren insanları anlattı.

Orhan Kemal (15 Eylül 1914-2 Haziran 1970),  kentleşen, kentleşmenin sancılarını çeken, kentleşmenin getirdiği sorunlarla boğuşan, kentin yükünü vücuduyla ve canıyla taşıyan küçük, sıradan insanları, aydınlık bir bilinçle, tadına doyulmaz bir insani sıcaklık ve duyarlıkla, insana olan güvenle, umutla anlatan; Çukurova’nın ve İstanbul’un yoksul ve yoksun insanlarını edebiyata taşırken “halkın yazarı” olmayı seçen; insan ve emek gerçeğinin ustası, sevginin ve iyimserliğin yazarıdır.
 

İçimizdeki insanlar
 

Orhan Kemal insan sevgisi temelinde yükselen ve “aydınlık gerçekçilik” yöntemiyle yazdıklarında günlük yaşamlarını sürdürebilme savaşımını veren insanları anlattı. Kitaplarının adı bile, onun yapıtlarının içeriğini gösterir: “Ekmek Kavgası”nın öykücüsüdür, “Kardeş Payı”nın, “İşsiz”in. “Çamaşırcı’nın Kızı”nı anlatır, “Sarhoşlar”ı, “Arka Sokak”ları. “Dünyada Harp Vardı”der, “Grev”e geçer. “Küçükler ve Büyükler”i anlatır, “Mahalle Kavgası”nı, “72. Koğuş”u, “Önce Ekmek”diyenleri. “Baba Evi”ni, “Avare Yıllar”ını anlatır. “Murtaza”lar, “Cemile”ler, “Suçlu”lar, “Serseri Milyoner”ler, “Eskici Dükkânı”ndakiler, “Hanımın Çiftliği”ndekiler, “Kanlı Topraklar”da yaşayanlar, “Gurbet Kuşları”, “Üçkâğıtçı”lar, “Kötü Yol”a düşenler, “Sokakların Çocuğu”olanlar, “Evlerden Biri”nde yaşayanlar içimizdeki insanlardır ve olanca gerçeklikleri, çıplaklıklarıyla Orhan Kemal’in romanlarında söyleşirler bizimle. “Bir Filiz Vardı”der hüzünle. Hep “Vukuat Var”dır, “Bereketli Topraklar Üzerinde.”
Orhan Kemal’in bize, “Kinsiz, herkese açık, cömert yüreğinde insan sıcaklığı; hayat serüveninden sonra da kafasının ışığından bilinç; insana olan sonsuz güveninde umut,” getirdiğini söylüyor Vedat Günyol. Gerçek sevgilerin, çıkarsız, insanlık temelinde yükselen, özveriyle yüklü, yaşamın acımasız duvarlarına çarpıp tuzla buz olan sevgilerin yazarıdır o. Tüm yazdıklarının temelinde bu olağanüstü sıcak, insancıl bir sevgi vardır. 

Edebiyatın ana malzemesi olan “dil”i yok eden anlayışlarla dudak bükülen Türkçenin ustasıdır o. Basit, günlük, çarşıda, pazarda, sokakta konuşulan dili yazıya geçirmedeki rahatlığıyla; pırıl pırıl parlayan sevinci ve umuduyla yüzyılımızın vahşi gerçekliğine karşı direnen, direncinin kaynağı olan insan sevgisini tükenmez kılan bilinciyle Orhan Kemal, yapıtlarıyla büyüdükçe büyüyor içimizde.
 

Orhan Kemal tüketilmez
 

Orhan Kemal’in yapıtlarıyla büyüyen bir edebiyatçı olarak bu noktada, insan nasıl tüketilemezse Orhan Kemal de öyle, tüketilemez diyorum. Çünkü o, insan sevgisinin sıcaklığıyla doludur, insan sevgisidir, insan gerçekliğidir, insandır. Onun insan gözleriyle gördüğü, insan yüreğiyle anladığı, insan eliyle yazdığı kitaplar, insanın baş edilmez gücünün simgesidir sanki. Aydınlık tohumları saçan, sevgi ve öfke rüzgârı estiren Orhan Kemal’in umudu, iyimserliği, sevdası ile yarattığı yapıtlar, aydınlık geleceğimizin onur taşlarındandır. 

Anadolu edebiyatımızın bu büyük ustasının aydınlığının kuşaktan kuşağa geçtiğinin kanıtı olarak Talip Apaydın’ın “Orhan Kemal” adlı şiirini aktarıyorum:

“Çağdaş Ferhat’tı Orhan Kemal

Bilirdi Kayalar nice sert 

Yara yara geldi dişiyle tırnağıyla

Nereden Nereye

En dipten en tepeye

Yiğit insan, yalın kuvvet

Ünü büyüyecek dilden dile

Kimse önleyemeyecek

Bin yıl sonra bakacaksınız

O var köylerde, kentlerde

Okullarda çocukların ezberinde

Derin vurdu kazmayı

Orhan Kemal ölmeyecek.”