Yaşam

New York'ta buruk bir Osmanlı Prensesi: Zeynep Osman

ABD'de yıllardır oturduğu evden çıkarılmak istenen son Osmanlı şehzadesi Ertuğrul Osman'ın eşi Zeynep Osman yaşadıklarını anlattı

17 Ağustos 2014 11:24

Osmanlı hanedanlığının son şehzadesi Ertuğrul Osman Osmanoğlu’nun eşi Zeynep Osman son günlerde ABD’nin New York şehrin yaşadığı evden çıkarılmak istenmesiyle gündeme geldi. Zeynep Osman 357 dolar ödediği evden çıkmak istememesini “Evimden çıkmak istemiyorum. Böyle bir yeri New York’ta bulmak kolay değil” diyerek açıkladı.

Hürriyet’ten Nazlı Yalçın’ın evinde ziyaret ettiği Zeynep Osman yaşadıklarını anlattı. Yalçın’ın Zeynep Osman ile yaptığı görüşme şöyle:

Saltanat devam ediyor olsaydı Zeynep Osman röportajını New York’taki 150 metrekarelik bir dairede değil, Dolmabahçe Sarayı’nda yapıyor olacaktık. Ancak biz asansörsüz, kirası 357 dolarlık o dairedeyiz.

74 ve Lexington: Büyük kısmı dümdüz olan New York şehrinin nadir yokuş aşağı caddelerinden birisi burası. Madonna, Steven Spielberg, Spike Lee gibi ünlü isimler sadece birkaç sokak ötede oturuyor. Çoğunun kapısında, filmlerde görmeye alışık olduğunuz şapkalı apartman görevlilerinin olduğu binaların ‘penthouse’ olarak adlandırılan en üst katlarının ortalama kirası 15 bin dolar civarı. Biz ise başka bir ‘penthouse’dayız. Central Park manzarası ya da kapı görevlisi olmayan üç katlı bir binanın en üst katında, birkaç sene önce vefat eden, Osmanlı hanedanının imparatorluk döneminde dünyaya gelen son şehzadesi Ertuğrul Osman Osmanoğlu’nun eşi Zeynep Osman’ın evinde. İki odalı bu evin aylık kirası, kira kontrollü bir daire olduğundan sadece 357 dolar.

‘Evinden atılmaya çalışılan prenses’ başlıklarıyla dünya basınının gündemine oturan ve kapısında her gün birkaç gazetecinin beklediği Zeynep Osman’ın başı uzun süredir ev sahipleriyle dertte aslında. İlk ev sahibi onları çıkarmak için yıllarca uğraştıktan sonra sonunda pes edip binayı başka birine satmış. Yeni ev sahibi daha dişli. Binayı yıkıp 19 katlı rezidans yapmaya ve milyonlarca dolar kazanç sağlamaya kararlı. Gereken bütün hakları almış ve Zeynep Hanım’ı dava etmiş. Hazirandaki duruşmada, Zeynep Hanım’ın avukatının davanın reddi için verdiği dilekçe reddedilmiş. Temyiz süreci devam ediyor.

 

Mütevazı bir evde Osmanlı izleri

 

Alt katında Arlington Club isimli popüler bir restoranın olduğu binaya giriyoruz. Binanın ikinci katı restoranın ofisi. Sadece Zeynep Hanım’ın oturduğu üçüncü kat ev olarak kullanılıyor. Merdivenler o kadar dar ve dik ki, yaşı ileri birinin alışverişten gelip iki kat torba taşımasını hayal etmek zor. “Her şeyi eve sipariş ediyorum, merdivenlerden hiçbir şey taşımıyorum Allah’tan” diyor Zeynep Hanım.

150 metrekarelik iki odalı ev, New York standartlarında tek kişi için oldukça geniş bir daire. Röportaj için salona geçiyoruz. Duvarlar, Osman Bey’in ağabeyi Fahreddin Efendi’nin yaptığı tablolarla kaplı. Hemen yanlarındaki çerçevelerde Sultan II. Mahmud, Sultan Abdülmecid, Sultan II. Abdülhamid’in tuğraları ve Osman Bey’in saraydan gelen doğum belgesi var.

Zeynep Hanım, 17 yaşındaki İran kedisi Silvernix koltuğun altına kaçmasın diye köşedeki büyük koltuğun altındaki boşluğun dört bir tarafını kalın ciltli kitaplarla kapatmış. Pek estetik görünmediğini düşünerek “Burayı çekmeyelim lütfen” diyor. Merhum Mehmet Ali Birand’ın kayınvalidesi Cemile Garan’dan yadigâr Silvernix şu an çok hasta. Zeynep Hanım, Osman Bey’le birlikte büyüttüğü kedisini kaybetmekten çok korkuyor. Bütün seyahat planlarını ona göre ayarlamış. Tedavisi tamamlanana kadar beklemiş, onu da kendiyle birlikte İstanbul’a götürüyor.

Vakur bir kadın Zeynep Osman. Zarafetini her an hissedebiliyorsunuz. Farsçası, İngilizcesi ve Türkçesi mükemmel. Fransızca ve İtalyanca da biliyor. Fotoğrafçımın İtalyan olduğunu öğrenince onunla İtalyanca konuşmaya başlıyor. Ailesinden aldığı adab-ı muaşeret eğitimi her hareketinde kendini belli ediyor.

Afganistan Kralı Emanullah Han’ın yeğeni Fettah Tarzi ile Türkiye’nin ilk kadın jinekoloğu Pakize Tarzi’nin kızı olan Zeynep Hanım, çocukluğunu ve gençliğini İstanbul’da geçirmiş.  Yıllar içinde turist olarak sık sık New York’a geliyor. 1971 yılında temelli taşınıyor ve babasının uzaktan akrabası olan Afgan bir doktorla evleniyor. Beş yıllık evliliğin ardından anlaşamayıp ayrılıyorlar.

O zaman 40’lı yaşlarında olan Zeynep Hanım, 1987’de Osman Bey ile tanışıp hayatının aşkını yaşayacak ve New York’tan asla ayrılamayacaktı. Tanıştıklarında ikisinin de yaşı ileri olduğundan, hiçbir zaman çocuk yapmayacak ama birbirlerine yeteceklerdi.

Osman Bey’e olan sevgisini ve saygısını, sadece evdeki fotoğraflarda değil, ondan bahsederken kullandığı kelimelerde ve dalıp giden gözlerinde de hissedebiliyorsunuz.

Salondaki koltuk takımının yanlarında iki tane şık ahşap komodin duruyor. Zeynep Hanım, ikisini de Osman Bey’in kendi elleriyle yaptığını anlatıyor. “Osman Bey çok iyi bir aşçıydı, fevkalade yemek yapardı. Hangi sultandı hatırlamıyorum ama çocuklarına söylemiş ‘Hepiniz ellerinizle yapabileceğiniz bir iş öğrenmelisiniz, çünkü bir meslek öğrenmek zorunda olacağınız günler de gelebilir.’ O yüzden hepsinin bu kabiliyeti varmış.”

Zeynep Hanım, iki odalı evin bir odasını yatak odası, ikinci odasını ise bir nevi anı odası olarak kullanıyor. İkinci odanın her yeri eski fotoğraflarla dolu. Osmanlı hanedanı üyelerinin, Tarzi ailesinin ve Zeynep Hanım’ın kaybettiği dostlarının fotoğrafları dikkat çekiyor.

 

New York Times’a kızgın

 

Zeynep Hanım, yıllar içinde onbinlerce dolar masraf yaptıkları evlerinden çıkmak istemiyor. Onunla geçmişe dair konuştuğunuzda, olayın aslında ev değil, anıları olduğunu anlayabiliyorsunuz. Belki de bu yüzden New York Times’a çok kızgın. Times’da kendisiyle yapılan röportaja dair çıkan yazıda Zeynep Hanım’ın ‘Benim alıştığım belli bir yaşam stilim var, bunu bırakmamı bekleyemezler’ dediği yazılmış. “Para istiyor demeye getirmişler. Benim ağzımdan asla böyle bir şey çıkmadı. Allah aşkına burada oturan birinin ne kadar müthiş bir yaşam tarzı olabilir ki? Park Avenue’de 35 odalı bir dairede otururum da ben bundan daha aşağısına gidemem derim. Ama burada oturan bir insanın rica ederim ne lüks yaşam tarzı olabilir?” diye ifade ediyor kızgınlığını.

“Evimden çıkmak istemiyorum. Böyle bir yeri New York’ta bulmak kolay değil. Tek problemi merdivenleri, onlar da bana egzersiz işte.  Bazen günde 3-4 kez burayı inip çıkıyorum. Osman Bey 95 yaşına kadar indi çıktı bu merdivenleri. Doktoru bana hep bu kadar uzun yaşamasının sebebi bu merdivenler derdi” diyor.

Evin değil, binanın masraflarını da yıllardır onlar karşılamışlar. “Bu binayı ayakta tutan Osman Bey oldu” diyor. “Bundan evvelki ev sahibi hiç para vermedi, dolayısıyla kazanın çalıştırılması, sıcak suyun temini, evin ısınması, her şeyi Osman Bey yaptı benim bütün itirazlarıma rağmen. Ben ‘Adamı dava et, onun malı o karşılamalı’ diyordum ama lafımı dinletemiyordum. ‘Uğraşamam ben artık yaşlandım, bırak boş ver’ diyordu. İnanılmaz masraflar yapıldı yıllar içinde” diye ekliyor.

“Mutlu musunuz?” diye soruyorum. Gözleri doluyor yine, uzaklara dalıyor. Böyle zamanlarda gözlerime bakamadığını, benden hafifçe uzaklaştığını hissediyorum. “Osman Bey’den sonra mutluyum diyemem” diyor. “Çok güzel bir çocukluk, gençlik ve iş hayatı geçirdim, çok da iyi bir evliliğim oldu. Bütün o müddet zarfında çok mutluydum. Ama Osman Bey’den sonra bitti. Kırıldı hayatım. Hayat devam ediyor, yapacak hiçbir şey yok. Mutluyum diyemem...

 

Zeynep Osman kimdir?

 

Sürgünde olan Afganistan Kralı Emanullah Han’ın yeğeni Fettah Tarzi ile Türkiye’nin ilk kadın jinekoloğu Pakize Tarzi’nin kızı ve yine hayatının çoğunu sürgünde yaşayan ‘Son Şehzade’ olarak bilinen merhum Ertuğrul Osman Osmanoğlu’nun eşi. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da, Amerikan Kız Koleji’nde (şimdiki Robert Kolej) gördükten sonra, üniversite eğimini Londra’da aldı. 1971’den beri New York’ta yaşıyor.

 

New York’ta kira kontrolü sistemi

 

Daha çok düşük gelirli kesimden gelen ve pazarlık gücü olmayan kiracıları güçlü ev sahiplerinden korumak için yaratılmış ‘kira kontrolü’ sisteminde, ev sahiplerinin kiraya yapabilecekleri zam oranı belli sınırlar içinde tutuluyor. Kira kontrolü olan dairelerin sayısı çok fazla değilken, ev sahiplerinin bu evlerde oturan kiracıları evden çıkarması oldukça zor.