Gündem

Murat Belge: Erdoğan, MHP'nin 'halk tipi faşizm' tekelini kırmaya çalışıyor

Taraf gazetesi yazarı Murat Belge: 'Türk tipi faşizm' Türkiye vatandaşlarına eğitimle yutturulur. Eğitim hâlâ yaygın değil. Onun için bu da biraz 'üst sınıf' türü, 'patrisyen' türü bir faşizm oluyor

19 Temmuz 2014 15:23

Taraf gazetesi yazarı Murat Belge, Türk eğitim sisteminde öğrencilere “Türk tipi faşizm”in yerleştirildiğini, iyi eğitim alamayanların da MHP’nin temsil ettiği “halk tipi faşizm” gördüğünü söyleyerek, “Şimdilerde, Tayyip Erdoğan, MHP’nin bu tekelini kırmaya çalışıyor” dedi.

Murat Belge’nin Taraf’ta “Aşırı ve gösterişli” başlığıyla yayımlanan (19 Temmuz 2014) yazısı şöyle:

 

Aşırı ve gösterişli

 

Yıllar önce Atatürk üzerine bir açık oturumda bulunmuştum. Sıra dinleyicilerin soru ve yorumlarına gelince bir emekli subay söz aldı: “Ana rahmindeki bebeğin kafasına Atatürk sevgisini kazımalıyız...” diye başladı sözüne.

“Kazımak” fiilini o kullandı. “Aşılamak” falan değil, “kazımak”! “Kazıyan” başka bir ülkeden biri, “kazınacak” olan da “Atatürk sevgisi”nden gayrı bir şey olsa, bu adam da yerinden zıplar, “İşte! Bunlar böyle beyin yıkarlar!” yollu bir şeyler söyler. Yani, söylediği şeyin iyi bir şey olmadığını bilir. Bilir de, konu böyle “Atatürk sevgisi”, “vatan- millet sevgisi” falan olunca bu tarzda konuşmakta sakınca görmez. Çünkü bizlere verilen eğitim bunu doğru yol olarak göstermiştir.

Bu gibi “ulusal” konularda duyguların aşırı olacak. “Vatanı seveceksin!” Olmadı. “Vatanı çok seveceksin!” Bu da olmadı; “çok” da neymiş? Öyle bir seveceksin ki... Yani iyice abartılı, olmayacak bir şeyler bulup söyleyeceksin, rahimdeki bebeğin beynine bir şeyler kazımak gibi.

Tut ki böyle düşünüyorsun, duyguların böyle yoğun. Bunları kendi kendine düşün, içinden geçir, duygulan ve saire... Hayır, öyle de olmuyor. Bunları bağıra bağıra söyleyeceksin. Dünya âleme ilân edeceksin. Göstereceksin.

O zaman tabii gösterdiklerin de senden etkilenecek, onlar da ne kadar yoğun duygular yaşadıklarını aynı üslûpla dile getirmeye başlayacaklar. Bir “açık artırma” ortamına dönecek. Belki biri “ana rahmine düşmeden kazımalı” diye akıl verecek.

Peki, neden böyle?

Herhalde birçok nedeni var.

Az önce “eğitim” demiştim. Öyle. Bu ülkede uygulanan eğitim sisteminde bu var. “Sistem” demesi zor o nesneye; ama içinde “sistematik” bir şey varsa, o da bu “hamasîlik”.

Uluslaşma bilincinin geç kalması. Topluma yukarıdan aşağıya verilmesi (“ana rahmindeyken kazı”namadığı için). Toplumda beklenen coşkuyu, katılımı yaratmaması. Bunlar önemli, belirleyici etkenler. Böyle koşullarda dayanacaksın ideolojik eğitime.

Eğitim, normal koşullarda, insanı bu tür faşizan aşırılıklardan arındırır, içi boş böbürlenmelere, babalanmalara karşı mantıklı olmayı öğretir, falan filan. Ama burada süreç tersine işler. Belirli konularda bir “hamaset otomatı” olmak üzere yetiştirirler adamı. “Bir Türk dünyaya bedel!” Yaa, niye öyle ve nasıl oluyor? “Niye”si, “nasıl”ı yok. Öyle. Öyle olmayacağını düşünüyorsan “iyi bir Türk” değilsin. “İyi bir Türk” değilsen, başına neler gelebileceğini kendin düşün.

İşin bu tehdit yanı da var elbet. O da aynı eğitimin bir parçası.

Onun için “Türk tipi faşizm” Türkiye vatandaşlarına eğitimle yutturulur. Eğitim hâlâ yaygın değil. Onun için bu da biraz “üst sınıf” türü, “patrisyen” türü bir faşizm oluyor.

O halde, o sınıfa girmeyen, eğitimi de daha alt kademelerde terk etmiş, yani beyni görece az yıkanmış (yeterince “kazınma” zamanı bulamamış) vatandaşlarımız faşizme karşı daha iyi korunmuş oluyorlar mı?

Hayır, olmuyorlar. Çünkü tedarikimizde “halk tipi faşizm” de var.

Bunun temsilcisi, öteden beri, MHP idi.

Şimdilerde, Tayyip Erdoğan, MHP’nin bu tekelini kırmaya çalışıyor.